Roma'da ikinci günümüzün büyük bir kısmını Vatikan gezisine ayırıyoruz. Vatikan, hem Roma'nın içerisinde bulunuyor hem de kendi başına bir devlet. Ayrıca, Hristiyanlık dininin Katolik mezhebinin yönetim merkezi olan bir devlet. Yerleşik nüfus 930 civarındadır. Fakat Vatikan turistik bir yer olduğundan bu nüfus turistlerle 1500'ü aşmaktadır.
Tarihçeİlk Hristiyan imperator Constantinus, 324 yılında San Pietro Bazilikası'nı yaptırmıştır. 846 yılında Sarazenler tarafından yağmalandıktan sonra, Papa IV. Leo kilisenin etrafına heybetli duvarlar inşa ettirmişti; bu yüzden Leonine kenti olarak adlandırılan bölge, daha sonra Vatikan olarak adlandırılmış.
Vatikan 1378'den sonra papaların ikametgahı haline gelmiş. 1929 yılında Mussolini ile imzalanan Laterano anlaşması ile birlikte de İtalya'dan bağımsız, egemen bir devlet olmuş. Papa ise bu minik devletin tek hakimi.
Vatikan San Pietro Meydanı, San Pietro Bazilikası, Papalık Sarayı ve bahçelerinden oluşan 1 km² lik alanda hak sahibidir. Sınırı geçmek için pasaporta gerek yoktur. Sınırı geçtikten sonra 15 dakikalık bir yürüyüş ile Vatikan müzesine ulaşabiliyorsunuz.
Vatikan'a giriş ücretli, bilet ücreti kişibaşı 18 EUR. Her ayın son pazar günü ise ücretsiz. Vatikan'a gitmek isteyenler için çok önemli bir uyarım olacak. Bu giriş biletini almanın iki yolu var. Ya bizim gibi kişibaşı 2 EUR fark vererek online rezervasyon yapacaksınız ya da Vatikan'ın kale duvarlarının dışında başlayan bir kuyruğa girip 2-3 saat sıra beklemeyi göze alacaksınız.
Yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz bilet kuyruğunda yaklaşık 1000 kişi var. Biz biletimizi online olarak aldık ve saat 11:00'de giriş için rezervasyon yaptırdık. Bu rezervasyonun amacı şu, 1000 kişi sırada beklerken siz elinizdeki bilet çıktısıyla yanlarından geçip rahat rahat içeri girebiliyorsunuz. Yani verilen 2 EUR fazlalık fazlasıyla işe yarıyor.
İçeriye girdikten sonra elinizdeki bilet çıktılarını gişeye verip yerine gerçek bilet alıyorsunuz. Bu bilet ile tüm gün müzeyi rahatça gezebilirsiniz ama dikkat, yanlışlıkla dışarı çıkarsanız aynı bilet ile tekrar içeri girmeniz mümkün değil. Tek giriş hakkınız var.
Ressamların, heykeltraşların ve mimarların hamisi olan Roma Katolik Kilisesi'nin, kendi merkezinde dünyanın en zengin sanat koleksiyonlarına sahip olması çok şaşırtıcı değil aslında. Ama Vatikan müzelerinin odalar ve galerilerinin toplam uzunluğunun 7 km olduğunu öğrendiğimde şaşırmıştım. Ancak burayı gezmemiz 5 saati aşkın sürünce ne kadar devasa bir müzeler kompleksi olduğunu daha iyi anladım.
Vatikan Müzesinin bahçeleri de çok meşhurdur, giriş yaptığımız anda bizi bu muhteşem yeşillik karşılıyor. Hemen sağ taraftaki galeriye girerek gezmeye başlayalım. İlk bölüm arkeolojik eserler... Bu bölümü hızlı geçiyoruz çünkü daha gezilecek çok yer var.
Arkeolojik eserler bölümünü bitirdiğinizde karşınıza ünlü sarmal merdivenler çıkacak. Biz ilk once yukarı çıkmak için bu merdivenleri kullanıyoruz ancak yukarı çıkınca fark ediyoruz ki aslında bunun için çalışan tarihi bir asansör var.
Asansör ile birkaç tur atıp tekrar yukarı çıkıyoruz ve karşımızda o ünlü merdivenler. Bu merdivenler 1932 yılında Momo Guiseppe tarafından tasarlanmış bir rampa şeklindedir. Herkes elinde fotoğraf makinaları ile en güzel pozu yakalamaya çalışıyor, tabi biz de. Ancak yukarıdan çekilen resimler kadar aşağıdan çekilenler de güzel...
Vatikan Müzeleri gezimize Roma imparatorluğunun Mısır topraklarındaki hakimiyeti zamanından kalan eserlerin olduğu bölüm ile devam ediyoruz. Buradaki bence en ilgi çekici eser gerçek bir mumya...
Vatikan müzesi içinde çok fazla oda ve galeri var, her bir bölümde farklı eserler sergileniyor. Mısır eserlerinin olduğu bölümden çıkıp diğer bölüme girdiğimizde bizi heykeller karşılıyor.
Heykel bölümünü de bitirdikten sonra benim bu komplekste en beğendim bölüme geliyoruz. Büyük bir avlu içerisinde ancak açık havada sergilenen eserler. Buranın ambiyansı beni çok etkiledi.
Bu avluyu da gezip bitirdikten sonra binanın içine girip sıradaki galeriyi geziyoruz. İlk galeride devasa halılar sergilenirlen sonraki koridorlarda resim ve heykeller var...
Sırada müze kompleksinin en uzun koridoru var, bu koridorun duvarlarına ve tavanına tamamen resim yapılmış. Ressamlar Leonarda da Vinci ve Michalengelo gibi ünlü isimlerinde olduğu çeşitli sanatçılar. Sağ ve sol duvarlardaki resimler çoğunlukla İtalya'nın şehirlerinin haritaları, tavanda ise daha çok doğa resimleri mevcut.
Cappella Sistina
Bu çok uzun koridoru da bitirdikten sonra bu müze kompleksinin gözbebeği olan yere geliyor sıra: Sistine Şapeli. 15. yüzyılda IV. Sixtus için inşa edilmiştir. 20 yıl süren ve 1994'te tamamlanan devasa bir projeyle restore edilen fresklerin canlılığı size şoka uğratacak. Fresklerdeki renk canlılığı size yeni boyanmış hissi verebilir, kesinlikle özgün renk farklılıkları vardır. Bunun yanısıra, Michelangelo'nun bir eseri olan muhteşem tavan bu kompleksin başyapıtıdır. İçeride sesli konuşmak ve resim çekmek kesinlikle yasak ancak biz kaçak yollardan fotoğraf çekmeyi başarıyoruz.
San Pietro Bazilikası
Vatikan müzelerinin galeri ve serge salonlarını gezdikten sonra en son girilen Sistine Şapelinden çıkınca kendimizi geniş bir avluda buluyoruz. Bu avluda San Pietro Bazilikası'nın tepesine çıkan bir kule var. Bu kuleye çıkmak ücretli. 550 basamaklı bu kuleye eğer asansörle çıkmak isterseniz 8EUR, yürüyerek çıkmak isterseniz 5 EUR veriyorsunuz. Biz biraz fazla yorulduk ve kuleye çıkmak için oluşan kuyruğu da görünce burayı es geçiyoruz. Dışarı çıktığımızda bizi San Pietro Meydanı ve meydanı sarmalayan San Pietro Bazilikası karşılıyor. Bu bazilikaya kolsuz elbise yada t-shirt ile ya da sort ile giremezsiniz. Yanınızda mutlaka şal vb. şeyler bulundurmalısınız.
San Pietro Bazilikası, yapıldığı günden bugüne kadar çeşitli sanatçılar tarafından sğrekli yenilenmiş, döneminin Papasının istediğine gore şekillenmiştir. Dünyanın bu en büyük Katolik kilisesinin boyutları gerçekten de muazzamdır. Dış uzunluğu 212 metre, iç uzunluğu ise 187 metredir.
San Pietro Bazilikası'nı gezdikten sonra dışarı çıkıyoruz. Karşımıza çıkan büyük meydan adını bazilikadan alıyor: San Pietro Meydanı. Burası da Bernini tarafından sıra sütunların geniş kıvrımları Roma'yı ve bütün dünyayı kucaklamak ve hacıları kilisenin bağrına çekmek için uzanır gibi tasarlanmış. Bu meydan pazar ayinlerinde tıklım tıklım dolar.
Meydanın ortasında Mısır'dan getirilen 25 metre yüksekliğindeki kırmızı granit dikilitaş bulunur.
Vatikan, 1506 yılından itibaren İsviçreli muhafız birliği tarafından korunmaktadır. Muhafızlar, Michelanlego tarafından tasarlandığı düşünülen mavi, kırmızı, turuncu renkli üniformalar giyerler. Bu muhafızların en az lise mezunu olması ve 25 yaşını geçmemesi gerekiyor.
San Pietro Meydanı'nda biraz vakit geçiriyoruz, burası kalabalık bir meydan. Ama atmosferi çok güzel. Son turlarımızı da atıp artık Vatikan'dan ayrılıyoruz.