Roma'ya gittiğinizde şehrin yanıbaşında olmazsa olmaz uğranılması gereken küçük bir ülke var Vatikan... Burası şehrin ortasında, duvar ile şehrin geri kalanından ayrılıyor. Girişte polis denetimden geçiyorsunuz. Asıl amaç çantaları arayarak güvenliği sağlamak. Vatikan’da kiliselere kısa şortlar, etekler, göğsü bağrı açık tişörtler ile giremiyorsunuz. Hatta Roma'daki diğer kiliseler için de bu durum söz konusu olduğundan özellikle yaz aylarında gezerken aklınızda olsun.
Vatikan ya ben bir Roma'ya gidiğimde uygun olursam geziveririm işte yerlerinden değil. Biz çok revaçta olmadığı bir dönemde gittiğimiz halde felaket kuyruklar vardı. O nedenle internetten önceden biletinizi almalısınız.
St. Peter Bazalika biletsiz olarak gezilebiliyor. İnternetten alınan biletler Vatikan Müzesi ve Sistine Şapali'ne girmek için. Belli tarihler arasında gece gezileri de bulunmakta. Bizim gittiğimiz dönemde olmadığından biz gündüz gözüyle gezdik ama Vatikan'ın ruhani ortamına da gece gezisinin pek bir yakıştığı söyleniyor hem de gezi planınızda ekstra bir zaman sağlar size. Vatikan'ı müzeleriyle gezmek için nerdeyse bir gün ayırmak gerekiyor. O bölgeye yakın bir konumda kalmıyorsanız Sant Angelo Kalesi'ni de aynı gün gezebilirsiniz. Bilet almak için buraya. Burada normal gezide göremiyeceğiniz yerleri rehber aracılığı ile de görebileceğiniz seçenekler mevcut.
Gelelim bu minik ama kapsamlı ülkeyi nasıl gezeceğimize;
Biz önce müze alanını gezmeyi planladık. Kalabalık olmasın diye de sabahın ilk saatlerine biletimizi aldık. Vatikan'a sabahın bence köründe varsak da gördük ki daha da körü varmış çünkü turlarla gelenlerle birlikte San Pietro Meydanı acayip kalabalıktı. Şimdi biz müzeye nerden geçeceğiz biz ama internetten bilet almıştık falan filan derdini görevlilere anlatmak hiç de kolay olmadı. Ondan bilet saatinizden 15-20 dakika öncesinde gitmenizi tavsiye ederim.
Müzenin girişi aslında ana meydandan değil o nedenle sabah sabah tur kalabalığından kaçınmak isterseniz San Pietra Meydanı'ndan değil alanın etrafından dolanarak da ulaşabilirsiniz. Vatikan Müzesi'nin girişi Viale Vaticano'dan. Meydandan gitmek isterseniz, meydanın sol çıkışından Via di Porta Angelica ya çıkıp binanın etrafını dolaşmak gerekiyor. Görevliler (Vatikan'ı koruyan İsviçreli paralı askerler) bazen burda geçişi kapatabiliyorlar.
Müzeye girince haritalarınızı alıp zamanınıza ve ilginize göre bir gezi planı oluşturmak gerekiyor. Tabi buranın göz bebeğinin Sistine Şapeli olduğunu söylemek gerek. Müze kısmından Rafael, Leonardo da Vinci, Caravaggio gibi ünlü sanatçıların eserlerini görebilmeniz mümkün.
Vatikan'a gitmeden önce müzedeki eserler ve özellikle Sistine Şapeli hakkında az da olsa okumanızı tavisye ederim. Bu kadar önemli eserlerin olduğu müzeyi boş bakışlarla gezmenizi istemem.
Sistine Şapeli tavandan yerlere kadar sanat eseri dolu olan, her parçanın ayrı ayrı değeri olan bir bazilika. İçerde gürültü yapmak ve fotoğraf çekmek yasak (tabiki herkes gizlice çekiyor ancak görevlilerce uyarılma riskini göze alarak). Burda kenarda bulunan sıralara oturarak her sahneyi sindirmek gerekiyor. Bu özel yapıda yer alan tüm eserleri Michelangelo sadece tek başına ve hiç yardım almadan yapmış. O tavanlara bakarken bile yorulurken bu kadar detaylı nasıl yaptığına hayret etmemek elde değil. Şapel duvarı Hz. Musa’nın hikayelerinin anlatıldığı resimlerle donatılmış durumda. Tavanın ortasında ise ünlü yaratılış sahnesi var.
Papalık seçiminden bihaberseniz bile Dan Brown sayesinde Melekler ve Şeytanlar'da gördüğümüz üzere seçme yetkisi olan kardinaller, Sistine Şapeli’ne kapanıyor. Ardından şapelin büyük kapısı kapanıyor ve kardinaller aday isimler üzerinde görüşmeye başlıyor. Seçimi yapınca da oy pusulaları sobada yakılıyor. Vatikan Sarayı’nın bacasından beyaz duman çıkması sağlanıyor. Bu da yeni papanın seçildiği anlamına gelen bir işaret. Eğer kazanan yoksa, oy pusulaları siyah renk veren bir kimyasal madde ile yakılıyor.
Sistina Şapel ‘ den ayrıldıktan sonra müzede size en çok etkileyecek diğer bir yapı Spiral Merdivenler. Merdiveler Giuseppe Momo tarafından yapılmış olup en önemli özelliği birbirine geçmiş iki farklı merdivenin döne döne aşağı iniyor.
Ayrıca çıkışta burda bulunan postaneden sevdiklerinize hatta kendinize hatıralık kart gönderebilirsiniz. Müze gezisini bitirdikten sonra gelelim San Pietro Meydanı ve meydanda bulunan San Pietro Bazilikası'na. Uzun müze gezisi sonrasında meydan boşalmıştı kısmen ancak tabi Bazilika'nın içi gene oldukça kalabalıktı.
Bernini tarafından tasarlanmış, sütunlarla çevrili, Papa’nın halka seslendiği ya da çeşit çeşit organizasyonun gerçekleştirildiği önemli bir meydan. Televizyon'da Papa'dan bahsedilirken görülen meydan işte tam da burası. Bazilika'da gene Michelengelo tarafından tamamlanmış. Michelangelo'nun imzasını attığı tek eser olan Pieta Heykeli de burada. Bazilikanın tepesine çıkıp manzarayı göreyim derseniz bunun için merdiven çıkmayı göze almanız gerekiyor ya da asansörle belli bir yere kadar çıkabilirsiniz. Manzarası için değer. Ancak tabi ki çok kalabalık. Bazilika ücretsiz ancak asansör veya merdiven kullanmak isterseniz ücretli (5-7 Euro)
Papanın halka hitabını görmek istiyorsanız tabiki pazar günü ziyaret etmeniz gerek. Ancak müze pazar günleri kapalı. Bir de o kadar gezdik yorulduk nerede yesek derseniz ve turistik mekanlardan sıkıldıysanız Bonci Pizzarium'u tavsiye ederim. Pizza dışında satılan ürünlerde çok lezzetliydi. Tartı usulü ile satılıyor. Burası Via della Meloria'da bulunuyor.