Cihan Yörükoğlu: “Kimi zaman seyahat; hiç ummadığınız bir şekilde, kişiliğinizde bile değişimlere yol açabiliyor”

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Dokuz yıldır Ankara'da yaşayan ve buraya İstanbul'dan gelmiş çoğu insan gibi İstanbul'un hasretini çeken biriyim, geri döneceğim günü sabırsızlıkla bekliyorum. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde uzatmaları oynuyorum desem yanlış olmaz herhalde, son sınıftayım, birkaç dersim kaldı. Aynı zamanda her yıl Mart ayında düzenlenen ETHOS Ankara Uluslararası Tiyatro Festivali'nin organizasyon komitesinde dış ilişkileri yürütüyorum, festivale yurtdışından katılacak toplulukların belirlenmesine, gelişlerine ve buradaki faaliyetlerine yardımcı oluyorum. 

Cihan Yörükoğlu: “Kimi zaman seyahat; hiç ummadığınız bir şekilde, kişiliğinizde bile değişimlere yol açabiliyor”

Gezmek size ne ifade ediyor? Seyahatlerin hayatınızdaki yeri nedir?
Hani bir laf vardır, “bir şehirde ilk kez bulunuyor olma hissini çok seviyorum”, işte ben de aynen bu durumdayım. Elimde bir haritam olsun, o sokağa ilk kez çıktığım anda garip bir mutluluk kaplıyor içimi. Artık öyle bir noktaya geldim ki Ankara'da bulunduğum süre 1 ayı geçtiği zaman huzursuz olmaya başlıyorum. Seyahatten besleniyorum ben aynı zamanda, 1999'da Çorum'a düzenlenen güneş tutulması gezisi ile uyandı içimde bu sevgi ve o gün bugündür yollardayım. Çünkü gezmek, insanı değiştiriyor. Önyargılarınızdan arınıyorsunuz, özgüveniniz artıyor. Kimi zaman seyahat; hiç ummadığınız bir şekilde, kişiliğinizde bile değişimlere yol açabiliyor. 

Cihan Yörükoğlu: “Kimi zaman seyahat; hiç ummadığınız bir şekilde, kişiliğinizde bile değişimlere yol açabiliyor”

Bize biraz seyahat etme mantığınızı anlatır mısınız? Genelde tek mi yoksa grupla mı seyahat edersiniz?
Yakın zamana kadar tek başıma seyahat etmeye çekinirdim. Geçen yaz yine bir seyahat programı oluşturmaya çalışırken, baktım ki insanlarla zaman ve mekân uyumu yakalamaya çalışırken evde oturma riski doğuyor, artık tek başıma da olsa yola çıkmalıyım dedim. Korktuğum gibi olmadı, verdiği özgürlük hissini sevdim, dilediğimce gezdim böylece. Bundan sonra yalnız dolaşmaktan da çekinmem, fakat yine de seyahat paylaştıkça daha güzel bence. Yılda bir kez halamla bir olup, Türkiye içinde bir rota çizer, babaannem ve dedemi gezdiririz. Ailem gezilerinde genellikle bana güvenir. Tabii ki arkadaşlarımla yaptığım gezilerin de ayrı bir yeri vardır. Bundan sonra yalnız da çok yola çıkacağım, o da şimdiden belli. 

Cihan Yörükoğlu: “Kimi zaman seyahat; hiç ummadığınız bir şekilde, kişiliğinizde bile değişimlere yol açabiliyor”

Rotanızı nasıl belirliyorsunuz?
Kimi zaman arkadaşımdan bir teklif geliyor ve çok aklımda yokken orası ön plana çıkıyor. Bazen benim aklımda uzun zamandır olan yerler rotayı belirlememde etkili oluyor. Örneğin Krakow'u görmek için Budapeşte'yi feda etmiştim Orta Avrupa turumda, herkesin şaşkın bakışları arasında. O dönem koşulların getirdiği faktörler de etkili oluyor; masraflar, uçak biletlerinin fiyatları. En nihayetinde ben dünyanın her köşesinin görülmeye değer olduğuna inanıyorum, o sebeple hiç aklımda yokken ve tamamen başka planlara dalmışken arkadaşımın önerisiyle Balkanlar'a gittim, Yunanistan düşünürken arkadaşımın oraya taşınmasıyla yine Viyana'ya öncelik verdim. 

Cihan Yörükoğlu: “Kimi zaman seyahat; hiç ummadığınız bir şekilde, kişiliğinizde bile değişimlere yol açabiliyor”

Şimdiye kadar kaç ülke gezdiniz?
Bu yıl 19'a ulaştı gördüğüm ülke sayısı, ağırlık henüz Avrupa'da…
 
Bugüne kadar gittiğiniz yerler arasında sizi en çok neresi etkiledi?
Tek bir cevap vermem gerekirse Yunanistan'ı en başa koyarım. Zaten belli bir zaafım vardı, gittikten sonra tamamen tutuldum. İnsanlarına, yemeklerine, müziğine, yıllar içinde beraber yaşamaktan oluşan ortak kültürümüze, o Akdenizlilik haline... Uzun uzun anlatamıyorum nesinden bu kadar etkilendiğimi, fakat kendimi çok iyi hissettiğim ve dönüş anı yaklaştıkça, daha dönmeden hüzne kapıldığım ülke Yunanistan. 1 yıl oluyor gideli, o gün bugündür bir an yakalayıp da Yunanistan'a tekrar kaçmaya çalışıyorum. Soruyla bağlantılı olarak ise Krakow'a, Londra'ya, Kıbrıs'taki Kapalı Maraş'a ve Hasankeyf'e de kıyamam. Onlar da beni epey etkilediler. 

Bugüne kadar gittikleriniz arasında sizi hayal kırıklığına uğratan bir yer oldu mu?
Aklıma ilk olarak Üsküp geliyor maalesef. Tarihi şehir çok ıssızdı, bu alanın dışında inşa edilmekte olan görkemli ve çağdaş Avrupa şehri ise çok yapay ve dokuyla uyumsuz kalmıştı. Gören şaşkınlıkla “ne kadar da güzel” diye düşünedursun, ben hayal kırıklığına uğramıştım Üsküp'ten. Üstelik tur esnasında trende karşılaştığımız ABD'li bir baba oğul bize en çok Üsküp'ü seveceğimizi söylemişti. Ben ise Üsküp'ü gezmek bile istememiştim, bu hali gördükten sonra. 

Cihan Yörükoğlu: “Kimi zaman seyahat; hiç ummadığınız bir şekilde, kişiliğinizde bile değişimlere yol açabiliyor”

En son nereye gittiniz?
Kurban Bayramı'nda bir arkadaşım ve ailesiyle Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeydik, halen doyamadığım bölge, ilk kez gördüğüm yerler de oldu. Bir yandan da ikinci turu yaptım bazı şehirler açısından, ama hiç sıkılmadan, ilk kez görüyormuş gibi heyecanla… Hem tarihi-kültürel açıdan çok doyurucuydu hem de gerçek anlamda doyduk diyebilirim : ) Şu an hala oraları anlatırken mutlu oluyorum, bir yandan da özlemeye çoktan başladım bile. 

Cihan Yörükoğlu: “Kimi zaman seyahat; hiç ummadığınız bir şekilde, kişiliğinizde bile değişimlere yol açabiliyor”

Sırada neresi var?
Açıkçası bu ara seyahatler biraz üst üste geldi, ama dediğim gibi, ben zaten uzun zaman evde oturunca artık huzursuz olmaya başlıyorum. Fakat ufak çaplı seyahatler dışında (İstanbul'a ve Didim'e gideceğim, belki bir Yunan adasına da geçerim), kafamdaki planları saymazsak, kesin olarak belirlenmiş bir seyahat planı yok önümde. Kopenhag'dan başlayıp, Almanya'nın batısını gezerek yine Viyana'da sonlandıracağım bir gezi yapma niyetim var, ama daha epey var bu planın gerçekleşmesine, bakalım…
 
Gezi deneyimlerinizi paylaştığınız blog ya da websiteniz var mı?
Yaklaşık 1 yıldır http://yolacikmali.net adresinde paylaşıyorum gezi yazılarımı. Şu ara gezilerimle eş zamanlı gidiyor yazılar, fakat Güneydoğu yazıları bitince eski gezilerimi paylaşmaya devam edeceğim. 

Cihan Yörükoğlu: “Kimi zaman seyahat; hiç ummadığınız bir şekilde, kişiliğinizde bile değişimlere yol açabiliyor”

Cihan Yörükoğlu: “Kimi zaman seyahat; hiç ummadığınız bir şekilde, kişiliğinizde bile değişimlere yol açabiliyor”

Ülkelerin yeme-içme alışkanlıkları çok farklı olabiliyor. Siz gezilerinizde bu durumu nasıl belirliyorsunuz, yemek yemek için nasıl yerler tercih ediyorsunuz?
Benim damağım yeni lezzetlere açıktır. Dolayısıyla birçok insanın aksine, gittiğim yerlerde zorluk çekmiyorum çoğu zaman. Özellikle o yöreye özgü yemekleri yemeye çalışıyorum seyahatlerimde, her an her yerde bulunabilen fast food kültürüne hapsolmuş yemekler yerine... Uluslararası zincir restoranlara gitmemeye ve yerel halktan tavsiye almaya dikkat ediyorum. Bu noktada tabii rehber kitaplar ve tripadvisor gibi siteler de devreye giriyor. Sokak yemeği yememek gibi bir endişem de olmadığından, gönül rahatlığıyla her türlü lezzeti tadabiliyorum. 

Cihan Yörükoğlu: “Kimi zaman seyahat; hiç ummadığınız bir şekilde, kişiliğinizde bile değişimlere yol açabiliyor”

Kalacak yer olarak tercihiniz genelde nedir? Otel, hostel, kamp vs.
Fazla kalabalık olmayan hostel dormlarında kalmayı seviyorum, başka kültürlerden insanlarla karşılaşıp, tanışabilmek için de güzel fırsatlar yaratıyor hosteller. Fakat ben açıkçası biraz rahatıma düşkünüm, bazen kendime özel bir banyom ve tuvaletim olsun istiyorum. Böyle zamanlarda da oteller yetişiyor imdadıma, çok yüksek fiyatlı olmayan otellerde kalıyorum. 
 
Eğer imkânınız olsa 1 sene izin ve limitsiz para verseler, haydi gez deseler, neler yapar nerelere giderdiniz?
Bu benim hayallerimden biri… Sibirya Ekspresi ilk aklıma gelen oldu, sanırım önce bir koşu Moskova'ya gidip atlarım trene. Japonya epey zamandır çok ilgimi çekiyor, trenle Pekin'e kadar gitmişken Japonya'ya da geçerim. “Çelebi Alper” sayesinde Kuzey Kore kafamın bir köşesine yerleşti. Kuzey Işıkları ve Kuzey Kutbu da ilgimi cezbeden, görmeyi çok istediğim yerler arasında. Hazır 1 yıl zamanı ve limitsiz parayı bulmuşken; İzlanda, Hindistan, Güney Afrika, Kenya, Küba, Kanada, ABD ve Latin Amerika'yı da ziyaret ederdim. Bunlar hep benim aklımı kurcalayan, uzun ya da kısa vadeli gezi planlarım arasında…

Gezmeye yeni başlayanlara tavsiyeleriniz nelerdir? Nereden başlamalı, nelere dikkat etmeliler?
Korkmasınlar, ertelemesinler planlarını. Eğer seyahat etmeye gençken başlıyorlarsa, yoğun tempolu (ama hızlandırılmış değil, hakkı verilmiş bir şekilde ayarlanmış bir yoğun tempo bu) gezi planları yapsınlar ilk olarak, çünkü zaman ilerledikçe bunu yapmaya güç bulamamaya başlayacaklar. Yabancı dil bilmemek bir engel değil, bir şekilde halledilir. Çekinecek hiçbir şey yok yola çıkmak için. Bence istedikleri yerden başlayabilirler, bir hafta sonu kalkıp şehirlerine bir saat uzaklıkta bir yere giderek de başlayabilirler. Eğer imkânları varsa okyanus aşırı seyahat de edebilirler. Zaten bir kez başladıktan sonra devamı geliyor, dolayısıyla en büyük tavsiye “korkmayın, gidin” olacaktır bence. Daha çok ülke, daha çok şehir görmeye çalışmasınlar; amaç, gördükleri yeri hakkıyla görmek olsun. Ülke sayısı ya da şehir sayısı bir yarış sebebi olmasın. Ellerine bir seyahat rehberi alsınlar mutlaka, ama bir tek ona güvenmesinler. Olanaklar artık çok geniş, akıllı telefonlar için birçok çevrimdışı uygulamalar var, gezip görmüş ya da orada yaşayan insanların tavsiyelerine kulak versinler ve tekrar söylüyorum; gitsinler, mutlaka!