Bibury Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Ünlü yazar William Morris’in “İngiltere’nin en güzel yeri” diye bahsettiği Bibury, İngiltere’nin Gloucestershire kentinde küçük bir köydür. Cotswold Bölgesi’nde yükselen bu yeşillikler içindeki köy, Coln Nehri’nin her iki kıyısında kurulmuş eşsiz güzellikte bir yerleşkedir. Köy, Cirencester’in 10 kilometre kuzeydoğusunda bulunmaktadır. Köyde bulunan Arlington Row bölgesi aynı zamanda Birleşik Krallık pasaportlarının tümünün iç kapağında tasvir edilen, ulusal olarak önemli bir mimari koruma alanıdır. Geleneksel kırsal köyleri, çay evlerini ve Cotswold Bölgesi’ndeki birçok tarihî binayı görmek isteyen turistlerin uğrak noktası olan bu köy, minik Avrupa diye de anılmaktadır.
Pek çok küçük pub ve barın bulunduğu Bibury’de İngiltere’ye özgü pek çok lezzeti kolayca bulabilirsiniz. Bibury’ye ulaşım noktasında birkaç alternatifiniz bulunmaktadır. Bunlardan ilki Londra’dan buraya hareket eden otobüslerdir. Otobüsle köye ulaşmak beş saate yakın sürmektedir. Eğer Oxford üzerinden gidecekseniz buraya gelen trenler de diğer seçeneğinizdir. Trenle ulaşım ise yaklaşık dört saat sürmektedir. Bir diğer seçeneğiniz ise araba kiralayarak yolculuğunuza devam etmektir. Bibury’nin bir diğer önemli özelliği de antikalarının meşhur oluşudur. Genel olarak çok da uygun fiyatlı olmayan antika dükkânlarına sadece ürünleri görmek için bile girebilirsiniz.
Bibury’de Görülmesi Gereken Yerler
Bibury köyünde tek tek görülmesi gereken yerleri sıralamak çok kolay bir iş değildir. Zira burası hem yemyeşil doğası hem de yürüyerek keşfetmeye müsait yapısıyla yekpare bir güzellik öbeği gibidir. O yüzden buranın ara yollarında dolaşırken karşınıza ne çıkacağını asla bilemezsiniz.
Bibury köyünün yakınlarındaki Arlington Fabrikası bir zamanlar dolgu yapmak için kumaş temin eden dokumacılara ev sahipliği yapmaktaydı. Dik, renkli ve eğimli on yedinci yüzyıldan kalma taş ev olmasıyla tanınan köydeki bu bina 1980’li yıllara kadar yani Barnsley House’a taşınmadan önce Arlington Milli Müzesi’ni ve dönem kıyafeti koleksiyonunu barındırdı. Şimdilerde ise özel bir konut olmasına rağmen yine de köyün en ilgi çekici yapılarından birisi olma özelliğini koruyor.
Arlington Row’da yünlerin yıkandıktan sonra asıldıkları yer “Rack Isle” olarak biliniyordu. Mevsimsel olarak sular altına giren ve üç taraftan su ile çevrelenen bu su, çayır ve bataklık alanı, günümüzde Mallards, Coots ve Moorhens gibi su seven bitkiler ve kuşlar için önemli bir yaşam alanı; aynı zamanda bir Ulusal Güven Wildfowl Rezervi olma özelliğine sahip.
Pitoresk mimariye sahip Arlington Row içerisinde bulunan evler, manastır ve bir yün deposu olarak 1380’de inşa edilmiştir. On yedinci yüzyılda dokumacıların konaklaması için pek çok evin yapıldığı bu yerleşkede üretilen kumaşlar Arlington Mill’e gönderilirdi. Arlington Row, popüler bir ziyaretçi çekim merkezidir, hatta Bibury’nin muhtemelen en çok fotoğraflanan Cotswold alanlarından biridir ve Royal College of Arts tarafından korunmaktadır. Özellikle Stardust ve Bridget Jones’un Günlüğü filmleri için bir plato alanı olarak da kullanılan bu bölge ile ilgili yaşanan ilginç bir olay da 2017 senesinde BBC’ye yansımıştır. Yaşlı bir otomobil sürücüsü tarafından park edilen ve “çirkin” olduğu düşünülen bir otomobil, bölgeye gelen ziyaretçiler tarafından bölgenin manzarasını bozduğu gerekçesiyle pek çok kere şikâyet edilmiş, yaşlı adam aracını buradan kaldırmak zorunda kalmıştır.
Bibury’deki en büyük bina, Jacobean mimarisi tarzında 1633 yılında inşa edilen Bibury Court’tur. Bir dönem otel olarak da hizmet veren bu yapı şimdi geleceği bilinmeyen şekilde kalıcı olarak kapanmıştır. Köyde, ana yolun kuzey batı yönünde, kiliseye ve Bibury Mahkemesi’ne yakın olan kısımda, aşağı doğru uzanan bir tenis kortu vardır. Potlicker’s Lane’de bulunan Ablington Manor isimli bina ise 1590 yılında inşa edilmiş olup köyün en ilgi çekici noktalarından birisidir.
Bibury’de Ne Yenir?
Bibury özellikle barları ve pub’larıyla dikkat çeken bir lokasyon olsa da geleneksel İngiliz yemeklerinin tadına bakabileceğiniz pek çok seçeneği de içermektedir. Burada gezinirken karşınıza ufak tefek yeme içme mekânları çıkacaktır. İtalyan ve Çin restoranlarına da rastlayabileceğiniz köyde yine de geleneksel lezzetlerin peşine düşmüşseniz ilk tavsiyemiz hemen hemen her yerde karşınıza çıkması muhtemel Sundayroast olacaktır. Biftek, kuzu, tavuk ya da domuz eti ile hazırlanan bu tarif yanında patates, sebzeler ve çeşitli soslarla servis edilmekte olup bölgede en çok tercih edilenler arasındadır. Cornish pasty denilen ve içi çeşitli sebzeler ve etle doldurulan atıştırmalık da bir o kadar vazgeçilmezler arasındadır. Kuzu eti ve soğanın kısık ateşte uzun uzun pişirilerek servis edildiği lancashire hotpot da listenizde olması gereken lezzetlerdendir. Ayrıca krema ile hazırlanan çayın akşamüstlerinin baş tacı olduğu Bibury’de peynir çeşitlerinin tadına mutlaka bakın deriz.