UNESCO Dünya Mirasları Komitesi 40’ıncı toplantısını geçtiğimiz hafta İstanbul’da gerçekleştirdi ve komitenin yaptığı değerlendirmeler sonucunda Ani Harabeleri ilk kez aday olduğu Dünya Mirasları Listesi’ne dahil edildi.
Ani Antik Kenti, Kars’a 42 kilometre mesafede yer alan Ocaklı Köyü’nün hemen yanı başında bulunuyor. Kent, doğuda Aras Nehri’nin bir kolu olan Arpaçay’a kadar dayanıyor. Arpaçay’dan ötesi Ermenistan… Kuzeybatıda Bostanlar Deresi ile çevrilmiş. Güney ve güneybatıda ise bugün ilk destek duvarları yıkık olan kalın surlarla korunuyormuş.
Surlardan bahsetmişken biraz daha detaylandıralım isterseniz. Yapıldığı dönemde uzunluğu 4,5 kilometreymiş. Ancak günümüzde bu surların büyük bölümü yıkılmış. Yıkılmayan 100-150 metre uzunluğundaki bölümü ise restore edilerek ziyaret edilebilir bir hale getirilmiş. Dış kısımdaki sur ile iç kısımdaki sur arasında yaklaşık 5-6 metrelik bir mesafe var. Dıştaki suru aşan düşman, hemen karşısında ikinci bir sur ile karşılaşıyor. İşte bu esnada, iki surun arasında kalan düşman imha ediliyormuş. Surların yüksekliği ise 7-8 metre civarında.
Kentin tarihi M.Ö. 3000’e dek uzanıyor. Ani; Hurriler, Urartular, Kimmerler, İskitler, Karsaklar, Araplar gibi çeşitli medeniyetlerin de aralarında bulunduğu 24 farklı uygarlığa 8. yüzyıla dek ev sahipliği yapmış. İpek Yolu üzerinde bulunması sebebiyle tarihi boyunca önemli bir ticaret ve konaklama şehri olmuş.
Vaktiyle ‘Kırk Kapılı Şehir’,‘1001 Kiliseli Şehir’ payeleriyle anılan şehir günümüzde ‘Mabetler Kenti’ olarak anılıyor. Bununsa nedeniyse kentte kilise, katedral, cami gibi farklı inançlara ait çok sayıda ibadet yeri bulunması. Bunların başında 1072’de Selçuklular’ın inşa ettiği sekizgen minareli Menuçher Cami geliyor. Halen ayakta duran cami, Anadolu’daki ilk Türk cami olma özelliğine sahip.
1034 yılında Kral III. Sambat tarafından inşa edilmiş Kurtarıcı İsa Kilisesi de görülmeye değer. Kilise Aziz Patrick Kilisesi ve Keçel Kilisesi isimleriyle de biliniyor. Silindirik planlı kilise, 1930’lu yıllarda düşen bir yıldırım sonucu tam ortan dikey olarak yarılmış. Binanın yarısı tahrip olsa da diğer yarısı ayakta.
1215 senesinde inşa edilmiş olan Tigran Honents Kilisesi ise Ani fotoğraflarına baktığınızda en sık karşınıza çıkan yapı. Kilise Hz. İsa’nın yaşamını tasvir eden freskleriyle dönemin en önemli eserleri arasında bulunuyor. İçindeki fresklerin çokluğu nedeniyle günümüzde Resimli Kilise olarak da biliniyor.
Kentin içindeki en korunaklı yapı ise 987-1010 yılları arasında yapılmış Büyük Katedral. Katedral, Alparslan’ın kenti fethetmesinden sonra cami olarak kullanılmış. Bu sebeple Fethiye Cami olarak da biliniyor. Tüm bu mabetleri gördükten sonra agora kalıntıları arasından yürüyerek şehirden ayrılabilirsiniz.
Efes Antik Kenti’nden birkaç kat büyük bir alana kurulmuş Ani’de pek çok eser hâlâ toprak altından çıkarılmayı bekliyor. Şehirdeki birçok eser depremler, yıldırımlar, kışın zor şartları nedeniyle tahrip olmuş. Hatta Arpaçay’ın hemen karşısındaki Ermeni topraklarında bulunan taş ocaklarında patlatılan dinamitlerin bile buradaki eserlerin tahribatında etken olduğu söyleniyor.