29 Ekim: Bir Adam Geldi, Her Şey Değişti!

Bu ülkeye bir adam geldi. Ve herşey değişti.

Çoraktı bu ülkenin toprakları. Öyle fakir bir anaydı ki Anadolu, boncuk boncuk terli bir alnı, çatlak çatlak elleri vardı. Binlerce oğlunu kaybetmiş, gözlerinde damla damla yaş. Öyle bir topraktı ki Anadolu, üzerinde batan güneşin yüreği parçalanıyordu.
 
Derken bir adam geldi…. Ve herşey değişti.
 
Kimselerin umudu yoktu o zaman. Kadim Osmanlı çatır çatır gevremiş, yer yarılmış ademoğlunu yutmuştu sanki. Bu ülkenin çocukları, kendi evinde yabancı elinden mazlumdu. Bize biçilen kader aciz bir kölelik, bizim yerimiz gurursuz bir kabullenişti.
 
Ve birden herşey değişti…
 
Bir adam geldi. Ve herkes gözyaşlarını sildi. Köylü imeceye girişir gibi, bir devletin, bir ülkenin, bir cumhuriyetin tuğlalarını dizmeye başladı.
 
Binlerce top mermisi taşındı fakir, ücra cephelere. Aç bilaç çarpışan bir garip askere, çırpı gibi sıska bacısı mermi taşıdı. O garip asker alnı pak vefat ederken, gariban ailesine kalan fukaralık oldu. Ama sonunda acılar son buldu, bir türkü başladı, bütün kulaklar kabardı. Herkesin gözünde bir pırıltı belirdi.
 
Bir adam geldi..
 
Bir filiz sürgün verdi, bir başak tarlada boy gösterdi. Böyle karıldı bu yörenin toprağı. O topraktan işte böyle bir devlet doğdu. Kendisi olmaktan utanan Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin başını gururla kaldırıp uyandı.
 
Bir adam geldi. Ve savaş kazanıldı. Herşey değişti.
 
Değil cehaletin kucağına itilmiş müslüman ülkeleri, döneminde hayli medeni batılı ülkelerde bile cesaret edilemeyen adımlar atıldı. Fikirler, vicdanlar özgürleştirildi. Acısını bağrına basan bu halk, insan gibi yaşamaya başladı. Fabrikalar kuruldu, üniversiteler, hastaneler. Sokağa çıkması bile ayıp, günah sayılan kadın, meclise girdi, doktor olup hasta baktı. Cehaletten, sömürüden kendini sıyıran halk, okumayı yazmayı öğrendi. Herkes başını kaldırdı ve sürü olmaya terk edilmiş kaderinden, birey olma ayrıcalığına terfi etti.
 
Bu topraklara bir adam geldi. Ve Cumhuriyet kuruldu. Artık herşey değişti.
 
Türkiye Cumhuriyeti 90 yaşında. Türkiye Cumhuriyeti devleti dünyanın ilk ve tek Müslüman parlamenter sistemi. İlk ve tek demokrasisi. Tek modern ülkesi. Petrol ya da başka kaynaklarla değil, sanayi, eğitim ve kalkınmayla ayağa kalkmayı başarmış bir devlet. Bunların hepsini ayaklandıracak, hatta kendi muhalefetini bile yaratacak kadar büyük bir formül Cumhuriyet.
 
Bugün biz bu Cumhuriyetin çocukları olarak ona ne kadar sahip çıkıyoruz,  tartışılır. Ama hani o adam vardı ya, hani geldiğinde herşey değişen? İşte o adam bu akşam bütün o sokaklarda dolaşıyordu. Anıtkabir’de, Beşiktaş’ta, Bağdat Caddesi’nde, Gündoğdu Meydanı’nda, bu ülkenin her köşe başından süzüyordu bizi. O bayrakların üzerinden tatlı sert bakıyor, o alkışların sesinde sesi çınlıyordu. Babasının elini tutup sokağa çıkmış minicik çocuğun yüzünde onun gülümsemesinin izi vardı.
 
Çünkü o adam geldi. Ve bu topraklarda herşey değişti.
 
29 Ekim Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun.

Hepinizin 29 Ekim fotoğraflarını bekliyoruz ve “Cumhuriyetin 90. Yılı Foto Galerisi”ni oluşturmak için katkıda bulunmaya davet ediyoruz.
Email: [email protected]