Sizlere, buradan cruise (gemi) seyahatlerinde edindiğim tecrübeleri aktarmak ve Türk mantığı ile Türk turisti olarak sizlerin nasıl bu gemilerde ucuz, rahat ve keyifli yaşayarak seyahat etmenin yollarını anlatacağım.
Türk insanı yıllardır deniz ile seyahati kalitesiz yolcu gemilerinin ve başarısız organizasyonlarına mahkum edildi. Ama o sıralarda Amerika ve Avrupalı turistler yeni dev gemilerle lüks ve lezzetin tadını çıkarıyorlardı. İşte artık Türk turistinin de bir alternatifi olmaya başlayan bu geziler Türk limanlarını da uğrak yeri yapmaya başladılar. Bu sayede yabancıların yurdumuzu tanımasında ve bizim de turizm çeşitlemesi yaşamamıza vesile oldu. İşte bu pastadan ilk ve en büyük payı tabii ki yabancıların ilgisini en çok çeken Efes harabelerine yakınlığı ve limanını genişletip gerekli hazırlıklarını çabucak yapan birinci gemi destinasyon kentimiz Kuşadası aldı. İkinci limanımız İstanbul idi ama İzmir, ticaret odasının tanıtım ve gemi şirketleri ile geliştirdikleri dostluk ve tanıtım sayesinde 2. sıraya yerleşti. Hala limanını yenileyememesine ve İzmir’deki istemezük zihniyetine rağmen, bu ikinciliği yeni limanını yaptıktan sonra 1. sıraya taşıyacağından hiç şüphem yok.
İşte bu gemiler İzmir'e gelip gittikçe, İzmir'e yeni bir silüet kazandırdılar. İzmir’in bir parçası gibi olmaya başladılar. Sabahları kuğu gibi körfeze girip limana yanaştıktan sonra o yabancıların gruplar halinde otobüslerle Efes ve Şirince'ye turlarla gitmeleri, faytoncuların limanda müşteri almak için sıraya girmeleri, özel turlar için taksicilerin pazarlık yapıp müşteri kapmaya çalışmaları, herkese yeni iş sahası açtı. Esnafı, Kemeraltı’nı, butikleri ve kafeleri daha saymıyorum. Turistlerin kordon boyundan yürümeleri, ara sokaklara girip çıkıp şehri keşfetme çabaları hep gözlemlediğim ve onlardan bir şeyler öğrenmeye çalıştığım anlardır. İşte bunlardan yola çıkarak İzmir’de kulaktan kulağa, biz de gidelim, bu gemilerle seyahat edelim hevesim ilk olarak İzmir ve İstanbul çıkışlı turları yapan MSC şirketinin gemileri ile gerçekleşti. Ben de bir İzmirli olarak ilk seyahatimi Msc Magnifica gemisi ile gerçekleştirdim. Daha sonra gemilerin tadına varınca, gerek arkadaşlarımla, gerekse de ailemle Msc Musica, Carnival Breeze, Diamond Princess ve Msc Orchestra gemileri ile defalarca seyahat ettim. Tabii ki ayrı ayrı hedefleri ve hatta uzakları dahi denedim. Hepsi muhteşemdi. Şimdi hedefte Karayipler, Bahamalar ve Amerika var. İnşallah bu sonbaharda.
İşte sizlerle bu gezilerdeki tecrübelerimi ve Türk seyahat severleri en iyi ve ucuz yollardan gemi seyahati ile nasıl dünyayı keşfedebileceğini paylaşacağım. Bir nevi naçizane sizlere yol göstereceğim. Sizlere ve gemi şirketlerine faydam olabilirse ne mutlu bana.
Gemi seyahatlerine daima başlama noktası, kısa, ucuz ve kolay olanını seçmektir. Tabii ki ilk defa gemi ile tanışacaklar için. Buna en güzel fırsat MSC ve Costa firmalarının İzmir ve İstanbul başlangıçlı Adriyatik turudur. Geminize rahat rahat Türkiye’den biniyorsunuz, ne uçak, ne havaalanı ne de, erkenden ve aceleyle evden çıkma derdi var. Bu tur, hem en büyük ve en yeni gemi ile tanışmanız (Msc Divina) veya (Costa Fascinosa) hem de fiyat avantajı olduğu için süper bir tecrübe olacaktır sizin için. Beğenmezseniz zararın ucundan dönmüş oluyorsunuz. Geminiz zaten sizi yine yuvanıza getiriyor. Ama beğenmemenize imkan yok. Tabii mız mız biri değilseniz!!!
Şimdi sırasıyla neler yapmanız gerekli onlara bakalım:Öncelikle, seyahat etmeye karar verdiyseniz seyahat acentanızı da seçmeniz lazım. Bir kaç seyahat acentasını dolaşın ve içinize sinen, size turun detayları tam anlatan ve en önemlisi size vakit ayıran, işlerinin yoğunluğundan dolayı size baştan sağma bilgiler vermeyen şirket ve yetkilisini bulun. Zaten 2. ve 3. seyahatlerinizde onlar sizi tanıyacak ve ne istediğinizi bileceklerdir. Fırsatlardan sizi haberdar edeceklerdir. Zaten bunları yapmıyorsa o acentayı hemen değiştirin. Ucuz fiyatla gitmek istiyorsanız iki seçeneğiniz var. Ya erken rezervasyon yaptıracaksınız, (6-10 ay önce) ya da son dakika fırsatını (3-7 gün önce) yakalayacaksınız.
Tabii ki ikincisi riskli ama diğerinden daha avantajlı olabilir. Sezon dışı ise her zaman avantajlısınız. Tabii ki bayram ve özel günlerde ve sezonda (yaz tatilinde) bu fırsatları yakalamak zordur. Siz gezmek istiyorsanız, belirli bütçeniz varsa, bir tur yerine aynı paraya 2 tura gideyim diyorsanız, sezon dışını tercih edin. Hem sezon dışı deyip geçmeyin! Gittiğiniz yerlerde sezon dışı ucuzluklarından da faydalanırsınız. Bir de her yer çok kalabalık olmaz. Buna gemideki yolcu kalabalığı ve okullarda okuyan çocukların da yokluğu ve gürültüsü az olması da avantajınızadır. Müzelere, çevre turlara, taksilere pazarlıkla veya indirimli girebilirsiniz. Havalar da yaz sıcağı gibi terletmeden yürümeye müsait olur. Soğuk olsa da sıkı sıkı giyinebilirsiniz. Ancak hava için şansınıza da güvenmelisiniz.