Melek’in Hediyeleri: “Moda diye hoşuma gitmeyen, kendime yakıştırmadığım bir parçayı satın almam”

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Karadeniz’in güzel şehri Samsun ilinde 1977 yılı güzel bir Temmuz sabahı dünyaya gelmişim. Tipik bir yengeç burcuyum. Duygularımı uçlarda ve yoğun yaşarım. Benim için hiçbir şeyin ortası yoktur. Sevdiğim bir işin, en iyisi olmalıyım ya da o işi bırakmalıyım. Sevdiklerimi kimseyle paylaşamam, bunun adı kıskançlık oluyor herhalde… Kamuda Çevre Mühendisi olarak çalışıyorum. Bekarım ve “R” özürlüyüm. Aileme, evime ve alışverişe çok düşkünüm.

Blogunuz http://meleginhediyeleri.blogspot.com.tr nasıl ortaya çıktı, hikâyesi ve içeriği nedir?
Blogumun çıkış sebebi ve şu anki durumu birbirinden çok farklı. Aslında isminden de anlaşılacağı üzere, kışın yaptığım el örgülerimi, isteyen herkese, hediye etmek amacıyla; bu blogu açmıştım. Fazla bir istek gelmeyince; Anladım ki örgü konusunda o kadar da becerikli değilim. Modayla her zaman yoğun bir şekilde ilgilenen bir bayan olduğum için, moda blogu, dünyasına girmeye karar verdim. Blogumun ortaya çıkış hikayesi bu şekilde… İçeriği ise oldukça kalabalık, el işlerimden vazgeçmedim, yine ara ara örgülerimi ve fimo hamuru takılarımı paylaşıyorum. Ama sezon koleksiyonlarından haberler vermek, koleksiyonları yorumlamak, ünlü stillerini ve dizi kıyafetlerinin markalarını, kullandığım ve sevdiğim makyaj ve güzellik ürünlerini paylaşmak daha yoğunlukta.

Melek’in Hediyeleri: “Moda diye hoşuma gitmeyen, kendime yakıştırmadığım bir parçayı satın almam”

Moda ile ilgili yazılarınızda dikkat ettiğiniz noktalar nedir? Okuyucularınıza nasıl önerilerde bulunursunuz?
Bu konuda da duygusal davranıyorum. Mesela bir koleksiyonu beğenmediysem, çok ünlü bir markaya ait bir koleksiyon olsa bile, tüm modacıların, ünlü marka olduğu için, beğeneceğini de bilsem, ben direkt beğenmediğimi yazabiliyorum. Genelde de sevdiğim markaların ürünlerini paylaşmaya çalışıyorum. Değişik, orijinal -ama giyilebilecek şekilde orijinal- parçaları seviyorum. Benim tarzım spor bir tarzdır. Ben aşırı feminen bir kadın hiçbir zaman olamam. Bunu seviyorum ve bunu kendime yakıştırıyorum. Ben pazardan da parça alıp giyerim, bir çantaya 800 TL de verebilirim. Okuyucularıma da bunu anlatmaya çalışıyorum, kombinlerim ile… Ben “moda” diye hoşuma gitmeyen, kendime yakıştırmadığım bir parçayı satın almam. Ayrıca herkes de olan hiçbir şeyi sevmiyorum. Mesela sezonun modası “püskül… Ama artık iyisi de püsküllü, kötüsü de püsküllü, değerini kaybetti gözümde. Uzak duruyorum.

Melek’in Hediyeleri: “Moda diye hoşuma gitmeyen, kendime yakıştırmadığım bir parçayı satın almam”

Türkiye’deki moda hakkında genel olarak neler düşünüyorsunuz?
Aslında “Türkiye’de moda”; Avrupa modasının, Türkiye uyarlaması… Ayrı bir kavram değil bence…

Sosyal medyanın gidişatı hakkında düşünceleriniz neler?
Evet sosyal medya kendini tanıtmak için, sesini duyurmak için şart… Ama artık o kadar laçkalaştı ki… Gidişatını hiç iyi görmüyorum, o dünyada ego tatmini ön plana çıkıyor bence…

Melek’in Hediyeleri: “Moda diye hoşuma gitmeyen, kendime yakıştırmadığım bir parçayı satın almam”

Takip ettiğiniz ve tarzını beğendiğiniz modacılar var mı?
Cengiz Abazoğlu, Dilek Hanif, Erol Albayrak ve Gamze Saraçoğlu.

Blogunuzdan sonra sosyal medyaya nasıl yöneldiniz? Takipçilerinizle aranızda nasıl bir bağ var, hesaplarınızda size yöneltilen tüm yorumlara cevap veriyor musunuz?
İtiraf etmek gerekirse; ben blog dünyasını sosyal medya dünyasından daha çok seviyorum. Burada emeğe daha çok saygı var. Sosyal medya daha soğuk geliyor bana… Ama ne yazık ki sesini daha çok insana duyurmak istiyorsan, sosyal medya da şart. Takipçilerimle çok fazla samimiyet henüz kuramadım ama özele girmeyen tüm yorumları cevaplamaya çalışıyorum.

Melek’in Hediyeleri: “Moda diye hoşuma gitmeyen, kendime yakıştırmadığım bir parçayı satın almam”

Blog yazmaya yeni başlayanlara tavsiyeleriniz nelerdir?
En başta sabırlı olmalılar. Çok çalışmalılar ve çok araştırmalılar. Kesinlikle inanmadıkları ve sevmedikleri her konudan uzak durmalılar ve en önemlisi içten ve samimi olmalılar. Gerisi kendiliğinden geliyor zaten. Bu arada 26 Kasım’da blogum 1. yaşını kutlayacak. Gezimanya ekibine blogum adına, bu doğum günü hediyesi için tekrar çok teşekkür ederim.