Bu yazıda mutlu bir çiftin Covid-19 zamanında dalış için yaptığı seyahat anlatılmaktadır.
2020 yurt dışına seyahat etmek ve dalış planı yapmak için uygun görünmüyor. Yine de denemeye cüret ettik. Bu seyahatimiz, COVID-19 sürecinde Malta'ya nasıl güvenli bir şekilde ulaştığımıza dair mutlu bir hikâye.
Motivasyonumuz
DAN Europe, Malta Turizm Araştırmaları Enstitüsü (ITS) ve PDSA arasındaki ortak çaba sayesinde, bu yıl dalış endüstrisinin ilk lisans derecesinin başlatılacağını açıkladı.
Bunu öğrenir öğrenmez, bu özel program hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak için hemen Malta'ya gitmeyi planladık. Ayrıca Akdeniz'in en bilinen destinasyonlarından birinde dalış yapabilmek de kuşkusuz bizim için büyük bir motivasyondu.
Malta Turizm Otoritesi istatistiklerine göre, 2019 yılında ülkeye 2,77 milyon turist gelmişti. Bu ziyaretçilerin yaklaşık% 6,5'u dalış yapmıştı. Bu, yılda yaklaşık 182.000 dalış meraklısı ziyaretçi demek oluyor. Toplam kara alanı yalnızca 316 km² olan küçük bir takımadaya dalış için gelen kişilerin yoğun olması oldukça mantıklıydı.
Yaptığımız araştırmada ülkedeki adalarda su altı dalış turizminin sürekli olarak büyüdüğünü gördük ve nedenini merak ettik.
2020 Mücadele Yılı
Kalkışımıza sadece birkaç gün kala, Malta'da COVID-19 vakalarında bir artış oldu. Bu bizim için bir uyarı bayrağıydı, ancak bir engel değildi.
Önerilen sıhhi önlemleri uyguladığınız ve sağlığınıza ve başkalarına karşı sorumlu bir şekilde hareket ettiğiniz sürece seyahat etmeyi bırakmanız için hiçbir neden olmadığına inanıyoruz. Sadece ekstra dikkatli olmak gerekiyor.
Şu anda ikamet ettiğimiz İtalya'ya yeniden girmeden 72 saat önce negatif bir Swab testi sonucunun sunulması zorunlu olsa da yolculuğumuz sorunsuzdu. Biz de oraya vardığımızda bir Swab testi yaptırmak için Gozo’daki hastaneye başvurduk.
Sonrasında da tüplü teçhizatımızı hazırladık, DAN-Europe koruyucu maskelerimizi yanımıza aldık ve dalış cennetine gittik!
Biraz Tarih
Bu küçük, sıcak Avrupa takımadaları, Akdeniz'in merkezinde yer almaktadır. Ülke 450.000 kişi gerçek nüfusa sahip, üç tane yaşanabilir adadan oluşmaktadır: yani Malta, Gozo ve Comino. İngilizce ve Maltaca resmi dillerdir. Malta’yı,doğal güzelliğinin ötesinde daha da çekici kılan kadim ve büyüleyici bir tarihe sahip olmasıdır. Takımadaya ilk yerleşimcilerin MÖ 5000'li yıllarda yani taş devrinde geldiği tahmin edilmektedir. Bunların Sicilya Yarımadası’ndan, İtalya'nın geri kalanından ve Kuzey Afrika'dan geldiklerine inanılıyor.Aslında insanlık tarihinin en eski müstakil tapınaklarından bazıları Gozo'da bulunuyor. "Ġgantija Tapınakları" olarak bilinen bu yapılar Mısır Piramitlerinden bile daha eskidirler.
Stratejik denizcilik konumu nedeniyle ülke, Fenikeliler, Romalılar, Araplar, Fransızlar ve son olarak İngilizler gibi bir dizi imparatorluk ve medeniyetin kontrolü altında birkaç yüzyıl kalmış.
Malta 1964'te nihayet bağımsızlığını kazanmış ve ülkenin yönetim şekli cumhuriyet olmuş. Başkenti Valletta, tamamen yeni bir alanda inşa edilen ilk Avrupa şehirlerinden biri. Küçük boyutuna rağmen Valletta, tarihi öneme sahip yerler ve 16. yüzyıldan kalma binalar ile dolu.
Malta'da dolaşmak,kendimizi gerçekten büyük bir açık hava müzesindeymiş gibi hissettiriyor.
COVID-19 ile Başa Çıkmak
Varır varmaz, Malta vatandaşlarının sağlık düzenlemelerine ve iş hizmetlerine sıkı sıkıya uyduğunu fark ettik. Tüm konaklamamız sırasında kendimizi güvende hissettik.
Swab testleri yalnızca belirlenmiş test merkezlerinde randevu ile gerçekleştiriliyor. Bizim için bu hizmete ulaşmak çok kolay oldu, sadece Halk Sağlığı Yardım Hattını (111) aramamız gerekiyordu. Bir operatör kişisel bilgilerimizi not aldı ve dönüş için planladığımız uçuşumuzdan üç gün önce, en yakın test merkezine randevu verdi.
Gerçekten hızlıydı, basitti ve çok iyi organize etmişlerdi. Biz de hemen en çok yapmak için can attığımız şeye devam etmek üzere hızlıca dalış merkezine döndük: tüplü dalış.
Bir Dalış Cenneti
Dalış için benzersiz noktalar arıyorsanız, sadece yüzeyde değil, su altında da göz alıcı mavi sularıyla Malta tam size göre.
Adalar, mükemmellikleri ve kaliteli yardımlarıyla tanınan 60'tan fazla profesyonel dalış merkezine ev sahipliği yapıyor. Bilinen en iyi dalış alanlarından ikisi Dwejra'da bulunan dünyaca ünlü Mavi Delik ve benzersiz İç Deniz'dir. Ünlü gemi enkazları arasında Um El Faroud, MV Karwela ve daha pek çoğu yer alıyor.
Deniz yaşamı açısından, barakuda, müren balığı, orfoz, ahtapot, mürekkep balığı ve nudibranch gibi Akdeniz'de yaşayan bazı tipik canlıları gözlemleyebildik.
Etkileyici sualtı görüntüleriyle, kesinlikle Akdeniz'de bulduğumuz en iyi yer olduğunu vurgulamak istiyoruz.Gördüklerimizi anlattığımız listeye birkaç su altı mağarası, nefes kesici doğal harikalar ve epik gemi enkazları da eklemeliyiz. Evet, görünüşe göre Malta gerçekten hepsine sahip.
Bu gezi beklentilerimizi aştı. Ayrılırken,Malta’ya tekrar geleceğimizi düşündük!
