Valparaiso Gezilecek Yerler

Valparaiso, turistlerin çoğunlukla Santiago’dan günübirlik gitmeyi tercih ettiği, sokak sanatıyla nam salmış, renkli bir liman şehri. Eğer yalnızca turistik zaman geçirmek istiyorsanız buraya bir günden fazla ayırmayın, çünkü tüm güzelliğine rağmen yapacak onlarca şey olan bir şehir değil.

Sokak Sanatı

IMG_9145.jpg

Valparaiso, sokak sanatıyla nam salmış, renkli bir liman şehridir. Ulaşımı birkaç vasıta gerektirdiği için turisti daha azdır. Küçük bir şehir olduğu için yapacak onlarca şeyinizin olduğunu söyleyemeyiz. Daha çok lokal hayatı gözlemleyeceğiniz, sokaklarında kaybolacağınız bir şehir tadında burası. Ayrıca biraz güvenlik problemi olduğu için genellikle geceleri turistlerin sokaklarda cirit attığı türden bir yer de değil.

Tüm bunlara rağmen Valparaiso’da geçireceğiniz bir gün sizi bayağı mutlu edebilir. Özellikle yaz döneminde, yani Kuzey Yarımküre’nin kasım-aralık-ocak-şubat döneminde denk gelecek bir zamanda giderseniz, rengârenk sokaklarda küçük çaplı bir müzik festivali simülasyonu içinde gibi hissedebilirsiniz.

Valparaiso’da gezilecek yerler daha önce de söylediğimiz gibi öyle büyük şehirlerdeki gibi bir liste halinde uzayıp gitmiyor. Zaten en büyük özelliği sokakları, sokak sanatı ve tepeleri olan bir şehir için böyle bir liste çıkarmanın pek de bir âlemi yok. Kendinizi şehrin ritmine bırakın, yer yer turistliğin zirvesini zorlayın ve her gördüğünüz renkli duvarın önünde fotoğraf çektirin, yer yer yerlisi gibi davranmanın son noktasına ulaşıp çok biliyormuşçasına en güven vermeyen sokağa bile dalmak isteyebilirsiniz ancak çok şansınızı zorlamayın deriz. Çok güvenli bir şehir olmayan Valparaiso’da sokak sanatının olmadığı duvar yok desek yeri. Tüm şehre yayılan grafitti dolu duvarları gezerken şehir turunuzu da atmış olacaksınız.

La Sebastiana

Valparaiso’nun tartışmasız bir şekilde en popüler görülmesi gereken yeri, Nazım Hikmet’in yakın dostu, sol görüşlü şair Pablo Neruda’nın Şili’deki birkaç evinden biri olan La Sebastiana. Neruda’nın her evinin ayrı bir adı var. La Sebastiana’nın adı, evin ilk sahibi mimar Sebastian Collado’dan geliyor.

Kendisi evi inşa etmeye başlıyor, ancak tamamlayıp içinde yaşayamadan hayatını kaybediyor. Bu durumu hüzünlü bulan Pablo Neruda’da evi satın aldıktan sonra hem eve Sebastian’ın adını veriyor, hem de evin eski sahibi için bir şiir yazıyor. Günümüzde evi gezebilmeniz, Neruda’nın dünyanın dört bir yanından topladığı ve inanılmaz incelikli bir şekilde eve yerleştirdiği eşyalarını görebilmeniz mümkün.

Özellikle yatak odasının güzelliği karşısında bir dakikalık saygı duruşunda bulunmadan dönmeyin deriz. Neruda tam bir keyif adamıymış diyeceksiniz, o şiirlerin güzelliğini anlamak evi gördükten sonra biraz daha kolaylaşacak. Evi gezerken audio guide (sesli rehber) almayı unutmayın, çünkü evdeki her odanın, her eşyanın bir hikayesi var. Bunları ancak sesli rehberle gezerek öğrenebilirsiniz.

Hazır gitmişken evin bulunduğu bölgeyi de gezin, çünkü aynı zamanda burası şehrin en gezilesi bölgelerinden biri olan Cerro Bellavista Sesl Bölgesi’nde yer alıyor. Evin adresi ise: Calle Ricardo de Ferrari 692

Cerro Concepcion

Concepcion Hill adıyla da karşılaşabileceğiniz bu bölge, Valparaiso’nun en turistik noktalarından. Şehrin tepe noktalarından birinde yer aldığı için (gerçi zaten şehirde her yer tepe) hem her daldığınız sokakta karşınıza harika bir manzara çıkıyor hem de renkli evleri ve çeşit çeşit sokak sanatı, mural çalışması ile gerçekten dolaşmaktan en keyif alacağınız bir bölge olabilir burası.

Concepcion için özellikle şu noktaya gidin demenin bir âlemi yok, çünkü her noktası farklı bir özellik taşıyor. Bir tarafta Valparaiso’nun tepelerini ve renkli evlerini görüyorsunuz, bir tarafta önünüzde okyanus uzanıyor.

Tepenin çok yakınındaki Plaza Matriz ise Valparaiso’nun turistik meydanlarından biri. Adını meydanda bulunan Iglesia La Matriz’den alıyor. Meydanı ziyaret edecek olursanız hem ücretsiz olarak kilisenin içine girebilir hem de oldukça merkezi bir noktada olduğu için civardaki sokakları da dolaşabilirsiniz. Aynı zamanda hediyelik eşya almak gibi bir niyetiniz varsa da Plaza Matriz civarındaki dükkânlar işinize yarayacaktır. Bir diğer büyük şehir meydanı için Plaza Sotomayor’a da göz atabilirsiniz.

Vina del Mar

9233-vina-del-mar-valparaiso-servicio-regular.jpg

Vina del Mar, Valparaiso’nun çok yakınında yer alan küçük bir tatil beldesi. Şilili gençler genellikle buraya partilemek, yüzmek, sörf yapmak için geliyorlar ve özellikle yaz döneminde gerçekten çok kalabalık ve eğlenceli oluyor. Şili’nin her tarafından toplanıp buraya gelen öğrenciler ve turistler hem denizin ve kumun keyfini çıkarıyor hem de akşamları plajda düzenlenen partilerde eğlencenin zirvesine çıkıyor.

Şayet araba kiralamadıysanız, Valparaiso’dan Vina del Mar’a Merval adıyla da bilinen tren hattını kullanarak geçebilirsiniz. Seferler çok sık olduğu için aklınıza estiğinde gitseniz bile bir sorun yaşayacağınızı sanmıyoruz. Kendinizi Vina del Mar’a attıktan sonra yapmanız gereken şey plaja gidip kumlara serilmek ve güzelce güneşlendikten sonra kendinizi denize atmak. Bu kısım çok detaylı açıklama istemiyor zaten. Burası tam anlamıyla bir tatil beldesi olduğu için kışın gitmek çok da anlamlı olmayabilir.

Bir de unutmadan, kulağınız alarmlarda olsun, burası dev dalgalarıyla ünlü olduğu için, tehlikeli bir dalga halinde alarmalar çalmaya başlıyor. Alarm sesini duyduğunuz anda başınıza bir iş gelmeden sudan hızla çıkmanızı hiç risk almamanızı özellikle tavsiye ediyoruz.

Valparaiso’da görülmesi gereken diğer yerler

Plaza Sotomayor, Museo del Mar Lord Cochrane, Cementerios, Museo de Belles Artes, Park cultural de Valparaiso, Congreso Nacional, Museo a Cielo Abierto