2015 Mayıs ayında yaptığım Karadeniz turum boyunca çay dolu yamaçlar ve Karadeniz arasında Volkan Konak dinleyerek yol aldım. Bir taraf yamaç bir taraf denizken Uzungöl ve Ayder gibi cennetlerin nerde olacağını kestiremedim. Bazı bölgelerde deniz ve yamaçlararası alan genişliyor. Buralar ilçe merkezi oluyor. Aslında gerçek Karadeniz yamaçların ardında gizli olduğunu sonradan keşfettim.
Yayla, Çamlıhemşin ilçesinde Kaçkar Dağı'na yaslanmış kayın ve ladin ağaçlarıyla dolu yollardan geçtikten sonra muhteşem bir manzarasyla beni karşıladı. Rize’de yağmur yağarken Ayder kar ile kaplıydı. Aracımız çıkabileceği en yükseğe bizi bıraktı. Bize sadece aşağı doğru yürümek kaldı. Doğanın tarifsiz bir güzelliği var. Fakat çok sayıda kafe açılmış. Umarım doğallığın kaybolmaması adına ilerleyen dönemlerde bu sayı artmaz. Bir yandan kar bastırırken yeşilin beyazla örtüldüğü tepelere bakarak kahve içmek en büyük kahve zincirinin en özel lezzetini tatmaktan daha öte bir şeydir. Vücudunuz dinlenmeyi hak ediyorsa Ayder Yaylası beş yıldızlı oteldir.
Rize denince çay ve Rize bezine de ayrı bir parantez açmak gerekir. Her evin önünde çaylar yetişiyor. Şehirde içtiğim her çay güzeldi. İçinde çöpleri olmasına (özellikle bırakırlar) ve çay otomatında demlenmesine rağmen nasıl güzel olduğunu anlayamadım. hayatımda ilk defa çay kolonyası gördüm.
Rize bezi yapım atölyesini gezdim. İpeksi görünüşe sahip sert kumaştan, kıyafetten örtüye kadar çok çeşitli tekstil ürünleri yapılır. Kendir bitkisinden yapılan bu bezler vücudun terini emme ve kolay kuruma özelliğine sahiptir.
Rize’de Fırtına Dere’sinde kaldım. Hava şartları rafting yapmama engel de olsa mısır ekmeği, mıhlama, lahana dolması, turşu kavurma ve laz böreği beni morallendirdi. Ayder Yaylası'na giderseniz Zil Kale’ye de mutlaka uğrayın. Vakit darlığı nedeniyle gitme şansım olmadı. Ama gidenlerden çok iyi tavsiyeler aldım. Rize’nin tadı böyle çıkar!
Tatiliyet Rize Foto Galeri
