Bhutan; ejderhanın ülkesi. Bayraklarında da kocaman bir Ejderha bulunuyor. Mutlu insanların yaşadığı bu küçük Asya ülkesi çoğu kişinin bilmediği büyülü bir yer. Her yer, herkes rengârenk. Mottoları; “Happiness is a place.”
Uzun zamandır planladığımız bu gezi sonunda gerçekleşti ve biz Nepal üzerinden Bhutan’a geçtik. Türkiye’den direkt uçuş bulunmuyor Bhutan’a. Uluslararası tek bir havaalanı var ülkede; Paro Havaalanı. Bu havaalanı ile ilgili biraz tedirginlik yaratan yazılar var internette. Dünyanın en tehlikeli 10 pistinden biri diye geçiyor. Bugüne kadar hiç kaza yaşanmamış ve çok tecrübeli pilotlar tarafından iniş yapılan bir havalimanı. Bu yüzden gönül rahatlığıyla gidebilir, uçaktan Himalayaları, Everest’i seyredebilir, dağların arasından inerken nefes kesen manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz.
Paro,ülkenin batısında bir şehir ve bu şehirde bir lotus çiçeğinden doğduğuna inanılan Guru Rinpoche’nin doğum gününü ve baharın gelişini kutlamak üzere mart ayında bir festival yapılıyor; Paro Tshechu. Bhutan Budist bir ülke ve bu festival; Budist tapınaklarında, bahçelerinde yer alıyor.
Festivale katılan herkes yerel kıyafetlerle katılıyor, turist olarak siz de yerel kıyafetler giyebilirsiniz. Teatral dans gösterileri ve rengârenk kıyafetlerle dolu bir festival bu.
Bhutan tarihte birçok Asya ülkesinin de olduğu gibi, yıllarca İngilizlerin egemenliği altında bulunmuştur. Şimdi ise dış işlerinde Hindistan’a bağlıdır. Hindistan’ın bu korumasını Çin tehdidi nedeniyle kabul ettikleri söyleniyor. Bu küçük ülke Çin ve Hindistan’ın arasında vaha gibi bir yer. Ülkenin yüz ölçümünün %60’dan fazlası ormanlık alan ve ülke yenilenebilir enerji üretiminde o kadar başarılı ki; kendi ihtiyacından fazla üretiyor ve Hindistan’a enerji satıyor.
Ülkenin başkenti ise Thimphu. Asya’da trafik lambası olmayan tek başkent burasıdır. Deniz seviyesinden baya yüksekte olan bu ülkenin başkenti 2.000 metre yüksekliktedir.
Bu ülkede bizi en çok şaşırtan geleneklerden biri, bir adam 4 kadınla evlenebildiği gibi, bir kadın da 4 erkekle evlenebiliyormuş. Şuan çok yaygın olmayan çok eşliliğin en büyük nedeni sanıyorum bugün ki krallarının âşık olduğu kadınla evlenmesi ve tek eşli olması. Ülkede Monarşi sistemi var.
Ülkenin en önemli tapınağı Taktsang Monastery (Tiger’s Nest) yani Kaplan Yuvası. Ülkenin en turistik noktası burası, her yıl binlerce turist burayı görmek için Bhutan’a geliyor.
Tapınak 3.200 metre yükseklikte ve burayı görmek isterseniz 2 saatlik bir tırmanışı göze almanız gerekiyor. İnanılmaz bir manzara, aşağısı uçsuz bucaksız Himalaya manzarası.
Tepeye çıkıp Manastır’ı gördüğünüzde gözleriniz dolabilir. Enerjisi çok yüksek bir yer. Birçok hasta insan şifa bulacağına inanarak yakınlarının sırtında buraya çıkartılıyor.
Buraya yürüyerek çıkmaktan başka yol yok, hatta kral ve kraliçe de yürüyerek çıkıyorlarmış. Zaten tapınağa ulaşmak için yürüdüğünüz yol da, ibadetinizin, inancınızın bir parçası diyebiliriz.
İnanışa göre, Guru Rinpoche (Padmasambhava) bir dişi kaplanın sırtında uçarak bu tepeye gelmiş ve burada meditasyona başlamış, bu yüzden manastırın ismi Tiger’s Nest.
Bhutan’a gelmişken görmeniz gereken diğer yerler; Büyük Buddha Heykeli ( dünyanın en büyüklerinden biri olarak kabul edilir ) ,
Rinpung Dzong Tapınağı (Burada geleneksel kıyafetleriyle Budist rahipleri görebilirsiniz), Kyichu Lhakhang Manastırı, Punakha şehrinde bulunan Chimi Lhakhang Manastırı ve Punakha Dzong hükümet merkezi.
Bhutan gezisi çok farklı ve unutulmaz bir deneyimdi. Gitmek isterseniz aklınızda olsun, kredi kartı neredeyse hiç geçmiyor ve sigara içmek açık alanlar dâhil ülkenin her yerinde yasak, büyük cezaları var. Ülkeye bir paket bile sigara soksanız havaalanında ibraz edip vergi ödemek zorundasınız.
Mutlu, yeşil ve doğal kalabilmek kolay değil.