Portekiz Burada Doğdu: Lizbon, Porto ve Guimarães

Portekiz denince akla Lizbon, Porto gelir. Hazır buralara gitmişken bu güzel ülkenin kurulduğu şehri görmeden dönmek olmazdı. Klasik Lizbon, Porto turuna biz Guimarães’i de ekledik.

Guimarães, küçük bir Orta Çağ kenti. Kendinizi film stüdyosunda hissedeceğiniz sokaklar, neşeli insanlar. Portekiz’i sevmek için bir neden daha…

Bir liman kenti: Porto

İstanbul'dan direk Porto'ya uçuyoruz. Yemekleri, şarapları, Duoro Nehri ile ünlü bu şehrin en dikkat çekici yanı, binaların renkli fayanslarla kaplı olması. Özellikle mavi beyaz seramik kaplı kiliseleri görmeden dönmek olmazdı.

Porto Kilise

Binaların fayanslarla kaplı olmasının sebebi ise okyanuskenarında bulunan bu şehirde binaların nem ve tuzdan etkilenmesini önlemekmiş.

Porto, Portekizcede liman demek. Şehir Atlas Okyanusu’na açılıyor ve tarih boyu liman kenti ve ticaret merkezi olmuş. Duoro Nehri’ni okyanusa doğru takip ederseniz, Avrupa kıtasının en batı noktasına varıyorsunuz.

Porto’da durup Duoro Nehri’nin karşı tarafına baktığınızda gördüğünüz yer aslında başka bir şehir; Gaia. Ülke ismini bu iki şehirden almış: Porto ve Gaia = Portugal.

Duoro Nehri üzerinde birçok köprü var ama en meşhuru 2 katlı köprü Ponte Luiz I. Alt kattan arabalar ve yayalar geçerken üst tarafından trenler geçiyor.

Gaia da nehir kenarında yürürken güneşin batışını izlemek nefis doğrusu. Bir yanınızda tarihî yelkenliler, eski şarap fıçısı taşıma tekneleri, bir yanınızda ünlü birçok şarap markasının mahzeni, mesela Calem ve Sandeman. Buralarda şarap tadım etkinliklerine de katılabiliyorsunuz. Gaia da durup nehrin diğer tarafına bakınca da rengârenk evleriyle Porto manzarası karşınızda.

Porto Evler

Porto da görülmesi gereken yerler:

  • ünlü kütüphane Livraria Lello
  • Igreja Do Carmo Kilisesi
  • Avenida dos Aliados
  • Se Catedral
  • Ribeira bölgesi
  • Baixa bölgesi

Bazı klasik lezzetleri denemek isterseniz Majestic Cafe doğru tercih. Burası hem çok tarihî bir yer, hem de son zamanlarda Porto şehrinde Harry Potter serisi sayesinde ünlenmiş yerlerden sadece biri.

Şehri yürüyerek ya da tramvayla gezebilirsiniz. Sokak aralarında kaybolmak, rengârenk evleri, çiçeklerle süslenmiş balkonları görerek şehri keşfetmek bizce daha güzel. Şehrin tepesinden füniküler ile nehir kenarına inmek de manzara izlemek için güzel bir tercih.

Bir Ortaçağ Kenti: Guimaraes

Guimarães Porto’dan trenle yarım saat uzaklıkta bir Orta Çağ kenti. Buraya asıl geliş sebebimiz bir arkadaşımızın düğününe katılmak ve iyi ki gelmişiz diyoruz. Şehre adımınızı attığınız andan itibaren zamanda geri ışınlanmış hissedebilirsiniz.

Bazı hafta sonları şehirde kutlamalar yapılıyor, özellikle bu kutlamalara denk gelirseniz yolda yürürken karşınıza çelik zırhlı bir şövalyenin çıkması an meselesi.

Şehrin ünlü noktalarından biri de eski duvarlardan birinde yazan yazı ise “A Qui Nasceu Portugal”.

Guimarães

“Portekiz burada doğdu” demek. Bir ülkenin 0 noktasında bulunmak gerçekten heyecan verici.

Lizbon’a da yine trenle 3-4 saatlik bir yolculukla ulaşılabiliyor buradan.

Başkent Lizbon

Çoğu insan Lizbon’u İstanbul’a benzetir. Bunun sebeplerinden biri de Lizbon’un da İstanbul gibi 7 tepeli şehir olarak adlandırılmasından.

Portekizliler ise Lizbon’a ışık şehri diyorlar. Çoğunlukla güneşli ve aydınlık bir şehir. Lizbon’un en meşhur meydanlarından biri Praça do Comercio, yani Ticaret Meydanı. Tejo Nehri önünde bulunan Avrupa’nın en büyük meydanlarından biri. Bu meydandaki kapıdan geçerek şehre giriş yapıyorsunuz. Buradan şehre girip sokakları yürüyerek dolaşmanızı öneririz, binaların hepsi çok güzel. Buraya yürüme mesafesinde bulunan “Elevador de Santa Justa” asansörüne binip yukarıdan manzarayı izleyebilirsiniz.

Bu asansör Paris’teki Eyfel Kulesi’ni hatırlatabilir.

Yukarı çıktığınızda Baxia bölgesinden Bairro Alto bölgesine geçiş yapmış oluyorsunuz. Bairro Alto bohem ve gençlerin takıldığı bir bölge. Güzel restoranlar ve kafelerle dolu. Akşam yolda yürürken Fado söyleyenleri duyabilirsiniz. Vaktiniz varsa Fado dinlemeye gitmenizi öneririz.

Fado, Portekiz müziği olarak bilinir ama aslında sefere çıkıp da geri gelemeyen denizcilerin eşlerinin, onların arkasından söyledikleri bir ağıttır. Dinlerken bunu düşündüğünüzde son derece duygusal bir müzik türü.

Denize açılan kâşiflerin anıtını (Padrao dos Descobrimentos - Kaşifler Anıtı) ise Belem bölgesinde görebilirsiniz. 15 numaralı tramvay ile buraya gidebilirsiniz.

Kaşifler Anıtı

Burada Vasco Da Gama, Magellan, Pedro Alvares gibi Brezilya’yı, Hindistan’ı bulan çok ünlü kâşiflerin heykellerini görebilirsiniz.

Belem’e gelmişken Belem Kulesi ve Belem Pastanesi’ni (Pastéis de Belém - 1837) görmeden dönmek olmaz. Belem Pastanesi Portekiz’in meşhur “Nata” tatlısının en güzel yapıldığı yer.

Lizbon’da gezilecek birçok yer var, şehri tramvaylarla gezmek çok güzel bir seçim. 28 numaralı tramvay ile tüm şehri dolaşabilirsiniz. Vaktiniz varsa bir gün de Sintra’ya ayırmanızı öneririz.