Tel Aviv Gezilecek Yerler

Yafa’nın ismi İbranice güzellik anlamına gelen “Yofi” kelimesinden türemiştir. Yafa, birçok Hristiyan ve Antik Yunan efsanesine konu olmuştur. Bir Hristiyan efsanesine göre Yafa, Nuh’un oğlu Japhet tarafından büyük tufandan sonra inşa edilmiş. Arkeolojik keşifler ve antik belgelere göre ise Yafa’nın, Mısır ve Fenikeli denizcilere hizmet veren dünyanın en eski liman kentlerinden biri olarak 4.000 yıl önce kurulduğu bilinmektedir.

Limanın kendisi, Jonah kitabı gibi, İbranice İncil ve Yahudi tarihini ve İlk Yahudi'yi anlatan Josephus eserleri gibi çeşitli eski eserlerde bahsediliyor. Küçük bir balıkçı limanı olarak hâlâ işlev gören liman şu anda lokanta ve kafe bulunan eğlence bölgesi. Limanın üzerinde Jaffa Light adında bir deniz feneri bulunuyor.

Bugün, çeşitli mezheplerden insanlar burada yaşamaktadır. 35 bin kişiden bir nüfusa sahip olan bölgenin yaklaşık 25 bin kişisi Araplardan oluşmaktadır.

Yafa tamamıyla eski mimarilerle kaplı ve egzotik bir yerdir. Sokakları mücevher, hediyelik eşya, sanat galerileri ve bazı sanatçıların stüdyoları ile doludur. Romantik yolları ve bahçeleri ile şirin bir şehirdir. Liman tarafındaysa oldukça güzel restoranlar bulunmaktadır. On yıllar önce, İsrailli sanatçılara, Jaffa Eski Kenti'nin küçük kaldırımlı sokaklarında stüdyolar ve konutlar verilmiştir. Bununda etkisi oldukça büyüktür.

Ulaşım: 37 ve 100 numaralı otobüslerle Eski Yafa’ya ulaşabilirsiniz veya taksi kullanabilirsiniz.

Dünya üzerinde en fazla sayıda bir arada bulunan Bauhaus yapısına sahip olan Beyaz Kent, bu özelliğiyle 2003 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmeyi başarmıştır. İkinci Dünya Savaşı sırasında İsrail’e kaçan Alman mimarlar tarafından bölgenin iklimine uygun olarak tasarlanan binalar; basit, temiz, estetik, gereksiz süslemelerden uzak ve tamamen işlevsellik üzerine kurulmuştur.

İbranice'de Ha-r ha-Lecana olarak anılan Beyaz Kent’te 4.000 üzerinde Bauhaus stilinde bina yer almaktadır. 20. yüzyılın başlarındaki yeni şehir planlama ve mimarisine olağanüstü bir örnek olarak ilan edilmiş olan şehrin İsrail'in uluslararası mimarisine, kentin kültürüne, iklimsel ve yerel geleneklerine benzersiz şekilde uyarlanması daha ilgi çekici kılmaktadır. Tel Aviv'deki Bauhaus Merkezi'ne düzenli mimari turlar düzenlenmektedir.

Mimari Akdeniz ve çöl iklimine uyacak şekilde adapte edilmiştir. Beyaz ve açık renkler sıcaklığı yansıtmaktadır. Avrupa'daki Bauhaus tarzının kilit unsurlarından biri olan ve ışığa izin veren geniş cam alanları, ısıyı ve parıltıyı sınırlayan küçük gömme pencerelerle değiştirilmiştir. Her birinin üstündeki balkonla gölgelenen uzun dar balkonları sakinlerin denizden batıya doğru esen esintiyi yakalamasına izin verir. Eğimli çatıları ise yassı olanlarla değiştirilmiş ve sakinlerin akşamın serinliği içinde sosyalleşebilecekleri ortak bir alan sağlanmıştır.

Bu binaları görebileceğiniz yerler: Rotschild Bulvarı’ndaki Shenkin civarı, Dizengoff Caddesi, Bialik Caddesi, Mazeh ve Kalisher Caddesi'dir.

Yahudi Diaspora Müzesi (Beit Hatfutsot), Tel Aviv Üniversitesi kampüsünde yer almaktadır. Müze, Mayıs 1978'de açılmış ve o zamandan veri dünyanın en yenilikçi müzelerinden biri olarak görülüyor. Beit Hatfutsot'u kurma fikri, geçmişten ve bugüne kadarki dünya Yahudi cemaatlerine bir anıt oluşturmak için uğraşan Dünya Yahudi Kongresi'nin kurucusu ve başkanı Nahum Goldmann tarafından önerilmiştir.

Müze, görsel-işitsel görüntüler kullanarak Yahudi diasporası topluluklarının tarihini çağlar boyunca ve tüm dünyada izler ve Yahudi halkının 2.600 yıl öncesinden bugüne İsrail topraklarından atılmalarının hikayesini anlatır. Müzenin düzeni, şair Abba Kovner'in önerisine dayanılarak altı tematik kısma ayrılmıştır. Sergiler, her katta bir çalışma alanı olan tematik kısımlara uygun olarak düzenlenmektedir. Bu altı bölüm; Aile, Topluluk, İnanç, Kültür, Uluslar Arası ve Dönüş'dür. Yedinci bölüm olan Chronosphere, kubbesi ve duvarları üzerinde Yahudi tarihinin görsel ve işitsel bir görüntüsünü 35 senkronize projektöre dayandırdığı bir planetaryum görünümündeki bir salondur ve genel bir tarihsel ve kronolojik referans çerçevesi sunmaktadır.

2011'de İsrail hükümeti, müzeyi yeni teknolojiler kullanarak genişletme ve yükseltme planını onaylamıştır.

Yahudi Diaspora Müzesi, Yahudi halkı tarihinde dünyanın en kapsamlı müzelerinden biridir. Müzede, Yahudilerin yaşadıkları topraklardan sürgün edildiği yıllardan başlayarak; Yahudi cemaatlerinin hikâyeleri, sanat, etkinlikler ve diğer kültürel faaliyetlerle yaklaşık 2.600 yıllık bilgiler sergilenmektedir. Bu etkinlikler ile müzeye gelen ziyaretçilere, Yahudi halkının gelişimi ve metamorfozlarını anlamak için kapsamlı bir deneyim sunuluyor.

Ziyaret saatleri: Pazar - Salı: 10.00 - 16.00 / Çarşamba - Perşembe: 10.00 - 19.00 / Cuma: 09.00 - 13.00Giriş ücreti: 35 ŞekelResmi websitesi: www.bh.org.il

Bu nokta Tel Aviv'deki yolculuğunuza başlamak veya sonlandırmak için oldukça uygun bir duraktır. Azrieli Kulesi'nin 49. katında, Tel Aviv şehrinin tamamına bakabileceğiniz ve gitmek istediğiniz tüm yerleri görebileceğiniz bir gözlem evi bulunmaktadır. Tel Aviv’i en yüksek noktadan görme imkânı sunmaktadır. Katta bulunan hediyelik eşya dükkânlarında alışveriş yapabilirsiniz. Bu aslında Ortadoğu'daki en yüksek gözlemevidir. Gözlemevinde geçici sanat sergilerinin yanı sıra Tel Aviv'in tarihçesi ve gelişimi hakkında bir film gösterimi yapılmaktadır. Ayrıca burada bir lokanta yer almaktadır. 2C adlı restoranda Tel Aviv manzarası eşliğinde güzel bir yemek yiyebilirsiniz. Bu restoran gece 12’ye kadar açıktır ve kendisini "dünyanın en üstündeki şölen" olarak tanımaktadır. Konumundan dolayı menüsü biraz pahalıdır ancak denemek sizi mutlu edecektir. Koşer kısıtlamaları altında yerel bir dokunuşla Akdeniz gurme restoranı olarak tanımlanabilir. Cam kenarında bir yer ayırtmak istiyorsanız önceden rezervasyon yaptırmalısınız. Fiyatları 150 – 250 Şekel arasında değişmektedir. Gözlemevi 09.00 – 20.30 saatleri arasında hizmet vermektedir.

Ulaşım: Eğer yürüme mesafesinden uzaktaysanız, Petah Tikva Caddesi üzerinden birçok otobüs geçmektedir. Bu otobüslerden birine binerek Azrieli’ye ulaşabilirsiniz.

Rotschild Bulvarı, Tel Aviv’in en bilindik ve en güzel caddelerinden biridir. Bu caddeyle bağlantılı birçok sokak vardır ve üzerlerinde Bauhaus tarzında yapılmış mimariler, tiyatrolar, finans merkezleri, kaliteli barlar, kafeler, lüks restoranlar ve ortasından geçen yemyeşil bir alan bulunmaktadır. Bulvara yakın konumda olan Beyaz Kent ise Bauhaus mimarileri ile UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmiştir.

Rothschild Bulvarı, Tel Aviv şehrinde 100 yılı aşkın bir süre önce inşa edilen ilk sokaklardan biriydi. Başlangıçta Rehov Ham (halkın sokağı) olarak adlandırılan bu cadde, Fransız Rothschild bankacılık hanedanının üyelerinden Baron Edmond James de Rothschild'in cömertliğini yansıtacak şekilde yeniden adlandırıldı. Ayrıca 1948 yılında İsrail Devleti’nin ilanı burada yapılmıştır.

Bulvarın merkezinde, güzel ağaçlar ile gölgeli bahçeler, yürüyüş ve bisiklet yolları ve şehrin sakinlerinin oturup çevreyi izlediği bir dizi büfe, çoğunlukla kafeler bulunmaktadır.

Rothschild Bulvarı boyunca yürüyüş ve mimari gözlem yapmak şehirde yaşanabilecek en güzel deneyimlerinden biridir. Ya da yürüyüş yapmak istemiyorsanız caddenin birçok restoranından birinde bir kahve içebilir ya da yemek yiyebilirsiniz. Belki de özellikle batıya (denize doğru) yönelen bazı güzel binalara sahip daha sessiz yan caddelerin birine doğru yönelebilirsiniz.

Rothschild Bulvarı, Tel Aviv'in en güzel caddelerinden, en büyüleyici sokaklarından ve en şık sokaklardan biridir ve ziyaretten sonra nedenini anlayacaksınız!

Cadde kent merkezinde bulunmaktadır ve birçok noktadan yürüyerek ulaşabilirsiniz.

Tel Aviv'in güney kesiminde, 1920'lerin sonlarında arazi satın alan bir Yunan Yahudi olan David Florentin'in adını almış bir mahalledir burası. Alanın geliştirilmesi, Yafa-Kudüs demiryoluna olan yakınlığı ile hızlanmıştır. Yafa’nın güney mahallerinden biri olan Florentin; gençleri ve yaşlıları, modayı ve sanayiyi, zengin ve fakiri bir arada görebileceğiniz zengin farklılıkların olduğu sevimli bir yerdir. Genel olarak düşük gelirlerin yaşadığı mahalle, başlangıçta Yunanistan ve Türkiye’den gelen göçmenler ile kurulmuştur. Ancak Tel Aviv geliştikçe nüfusun büyük bir kısmı kuzey mahallelere göç etmiştir. Güney Tel Aviv'in çoğunda olduğu gibi, bölgede yaşanan kentsel çürüme ve fakirlik yüzlerce yıldır devam etmiştir. Etkileri hala görülmektedir. Bununla birlikte, bugün sakinlerin çoğu gençlerle dolup taşmaktadır ve mahalle genellikle bohem bir yaşam stili ile ilişkilendirilmiştir. Yabancı işçiler, sanatçılar, yazarlar, genç öğrenciler ve yerliler bir arada yaşamaktadır. Florentin şimdi Tel Aviv'de kahvelere, marketlere, barlara, galerilere ve partilere sahip olmak için sakin, "serin" bir yer olarak biliniyor.

Tel Aviv'in Soho'su olarak da anılmaktadır. Florentin, geleneksel olarak yoksulluk ve aşırılık ile karakterize çok karışık bir nüfusa sahiptir. Büyük değişim geçiren bir mahalle, Güney Tel Aviv'in sembolü ve bu kentin geri kalanına hâkim olan modern Tel Aviv'in aksine Tel Aviv'in gece hayatında giderek popüler olan büyüleyici bir alan olmaya başlamıştır.

Florentin'in yaşam tarzı, turistlerin gördüğü Tel Aviv'in çoğundan çok farklıdır ve tüccarların kıyafet satın alıp sattığı bir sanayi ve giysi bölgesi, esnafların ısmarlama mobilyalar inşa ettikleri ve İsrail çapında girişimler tarafından benzersiz bir satın almanın görüldüğü hisse senetlerine sahip bir bölgedir. Levinsky Pazarı, özel Türk, Yunan ve Rumen ürünlerini satan küçük mağazaların yanı sıra kıyafetler, peynirler, baharatlar ve kurutulmuş meyveler ile kaplanmıştır.

Ulaşım: 3, 19, 25, 125 ve 192 numaralı otobüsler ile Florentin’e ulaşabilirsiniz.