Mora’nın İncisi, Poseidon’un Oğlu: Nafplio

Alarmsız uyandığım, aceleye getirmeden o an ne yapmak istediğime karar vererek başladığım günleri seviyorum. Öyle bir günde karar verdim Nafplio’ya gitmeye.

Atina’dan günübirlik yakınlardaki bir adaya gidip gelmek yerine bu sefer şehirler arası bir otobüse atlayıp farklı bir yer görmek istedi canım. Havanın daha sıcağını hissettirmeye ve nemden insanların bunalmaya henüz başlamadığı saatlerdi.

Atina’da Kifisou KTEL otobüs terminaline geldim ve 37 nolu perondaki bilet satış ofisinden 23 Euro'ya gidiş dönüş Yunanistan’ın ilk başkenti Nafplio’ya bilet aldım. Biletin dönüşünü açık kestirdim. Gezerken dönüş saatimi netleştirip keyfime göre karar almak bana esneklik tanıdı.

Tek yönü 2 saat kadar süren Atina-Nafplio yolundan bir gün siz de geçecek olursanız giderken sol dönüşte ise sağ taraf cam kenarına oturun ki hem yeşile hem de maviye doya doya yolculuk yapın.

Nafplio-3

Nafplio yaklaşık 35.000 nüfuslu tarihi ve turistik dokulu denize kıyısı olan romantik bir şehir. Aslında bence bir kış ruhuna sahip. Sanki kış bu şehre yazdan daha çok yakışır gibi hissettim…

Öğrendiğime göre bu kent, Roma döneminde gerilemiş ve Bizans döneminde yeniden gelişmiş. Antik surları, orta çağ kaleleri, anıtlar ve heykelleri, Osmanlı çeşmeleri, Venedik döneminden kalma yapıları, mimarisi ve güzelliği ile kısa sürede beni büyüledi.

Nafplio-1

Otobüsten iner inmez bana Rodos’u anımsatan şirin ve dar yolları arasında begonvilli sokaklarda keşif yaptım. İlk izlenim olarak çok renkli ve tertemiz geldi Old Town sokakları gözüme. Dükkanların vitrinlerindeki kehribar taşından tespihler ve el yapımı deri sandaletler gözüme daha çok çarptı ilk bakışta. Marmaris’in sandalet ustası ve şairi Fevzi Abi aklıma geldi hemen…

Neyse, ben ilk iş olarak yerden 999 basamak ile çıkılan 216 metre yükseklikteki Palamidi Kalesi’ne geçmeden biraz Old Town bölgesinde oyalandım. Syntagma Meydanı’nı gezdim. Atina’da da var aynı isimli böyle bir meydan bu arada.

Yakındaki Arkeoloji ve Savaş Müzesini gezmek daha çok zaman alacaktı. Dar vakitten kaynaklı burayı bir sonraki sefere bıraktım, onun yerine tespihleri ile ünlü ve önüme denk gelen Komboloi Müzesini ziyaret etmeyi tercih ettim. O konuya sonra tekrar döneceğim.

Nafplio-4

Çarşıda biraz gezinince “şimdi kim çıkacak o kadar merdiveni bu sıcakta” üşengeçliğine kapıldım ve kaleye taksi ile gittim geldim. Aşağıdan kaleye çıkmak tek yön yaklaşık 7 euro tutuyor. Kaleye giriş bilet bedeli ise 8 euro.

Venedikliler tarafından inşa edilen Palamidi Kalesi’nin yapımına 1686’da başlanmış ve 1714’te tamamlanmış. Manzarası beni benden aldı. Büyüleyici deniz manzarasına tek kelimeyle bayıldım. Surlar arasında gezinmek de güzeldi. Günümüze kadar nasıl da bozulmadan gelmiş bu tarihi yapı...

Nafplio-5

Aşırı bir sıcak olmasaydı dönüşte aşağı kadar merdivenlerden yürüyerek inince sol tarafta güzel bir koy olduğunu duymuştum, dükkanlardan birinde konuştuğum bir esnaftan. Ancak vaktim dardı ben yine atladım taksiye Palamidi’yi geride bırakıp…

Nafplio-7

Taksiciye beni limana kafelerin restoranların olduğu bir yere götürmesini rica ettim ve manzarası güzel olsun dedim. Taksici beni kıyıya yakın konumdaki Bourtzi manzarası da görebileceğim restoranların yürüyüş mesafesinde bir konuma bıraktı.

Nafplio'nun en çok fotoğraflanan noktalarından biri de kayalık bir adacık üzerinde duran küçük Venedik Kalesi Bourtzi.

Nafplio-8

Gittiğim restorandaki garsonlardan birinden öğrendiğime göre bu kaledeki çalışmalar bitince ileride içinde bir restoran bir de kitap satış noktası gibi bir yer olacakmış.

Vaktim daha çok olsaydı aynı limandan kalkan küçük teknelerle bir saatlik şehrin deniz etrafından gösterildiği mini taksi boat turlarına katılmak isterdim buna da vaktim olmadı.

Telefonumu şarj edip, biraz da dinlenip sonrasında dönene kadar Old Town’ın tadını çıkardım.

Bu arada ziyaret ettiğim Komboloi Müzesi 1998 de açılmış ve minikliğine rağmen şöhreti dünya çapında bilinen bir müzeymiş. Bilmeden girdim ben. Üst katını 2 euro bilet alarak inceledim. Baltık Denizi’nden çıkarılan kehribarlardan işlenen tespihleri işlemede kullanılan aletleri ve tarihten bugüne kadar gelen farklı inanışlara ait olan tespihleri bir arada görmek güzeldi.

Bu kent turizmine çok güzel sahip çıkıyor. Neredeyse her girdiğim dükkanda esnaf elime bir harita veya broşür tutuşturdu. Haritalardaki tanıtımlar ise harika.

Nafplio-10

Bu arada Nafplio doku olarak gerçekten güzel bir kent.

Bir gün burası için bana az geldi.

Nafplio-8

Sahillerini görememiş ve bazı müzelerini gezememiş olsam da eski şehir bölgesinde geçirmeye yetecek kadar olan zaman dilimimde bana keyif verdi.

Kalesinin manzarası ise büyüledi beni, harikaydı. İyi ki de gördüm dediğim yerler arasına ekledim zihnimde…

Bu şehire bir kez daha gelecek olursam, Old Town’daki minik pansiyonlardan birinde kalmak isteyeceğimi biliyorum.

Bazı şehirleri tamamen gezmemek ve bir şeyleri eksik yapmak gerek yeniden dönebilmek için.

Bu yüzden bu şehrin tadı damağımda kaldı.

Yeniden görüşmek üzere hoşça kal güzel Nafplio.

Özge Göçer

#Makedonyadan yazılar alanında göster
Kapalı