Avignon, Fransa’nın güneyinde yer alan Provence-Alpes-Côte d'Azur bölgesinde Rhône Nehri'nin kıyısında Arnavut kaldırımlı daracık sokaklara, insana huzur veren şirin binalara sahip olan küçük bir şehir. Bu küçük şehir, ününü esas olarak Palais des Papes (Papalık Sarayı), şehir surları, St. Bénézet Köprüsü ve tiyatro festivalinden alıyor.
Papalık Sarayı buranın en önemli sembol yapısı. Şu soruyu sorduğunuzu biliyorum: Hani Papalık Vatikan'daydı? 1309 yılında Roma’daİtalya’da karışıklık çıkınca Papa 5. Clement Avignon’a taşınmış. Yani bu şehir neredeyse 70 sene papalık merkezi olarak tarihteki yerini almış. Görmüş olduğunuz saray şu anda Fransa'nın en çok gezilen 10 tarihî binasından biri.
1309 ile 1423 yılları arasında burada 7 papa yaşamış. Papalık 1377 senesinden itibaren Roma’ya dönse de Fransızlar papalığı geri vermek istememiş. Yani biri Roma'da, diğeri Avignon’da olmak iki papa seçilmeye başlamış. Fransızların pek bir destekçisi olmasa da 1423’e kadar bu durum devam etmiş.
Papalık Sarayı’nın önündeki Place de I'Horloge aynı zamanda Avignon’un da merkezi. Meydanda Orta Çağ'ı temsilen çeşitli sanatçılar değişik performanslar sergiliyor.
Papalığın buraya gelmesiyle birlikte şehir surları da inşa edilmiş. 4 km uzunluğunda ve 39 kule ile yedi ana kapıya sahip olan surlar bugün hala sapasağlam ayakta. Bu durum da şehrin tam bir Orta Çağ şehri olarak karşımıza çıkmasını sağlıyor. Uzaktan bakıldığında surlar ile birlikte şehir o kadar güzel duruyor ki.
Buranın ikinci sembol yapısı ise St. Bénézet Köprüsü. Rhône Nehri üzerinde 1171-1185 tarihleri arasında ilk defa inşa edildiğinde 900 m (18 ayak) olarak düşünülmüş. İnşası bittiğinde dünyanın en açıklıklı köprüsü imiş ancak zaman içerisinde yaşanan çökmeler ve seller nedeniyle birkaç defa daha tekrar inşa edilmiş. 17. yüzyıldan itibaren bakmışlar yapılan yıkılıyor, köprüyü kendi haline bırakmışlar. İşte o zamandan şimdiye köprünün sadece görülen kısmı kalmış. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan köprünün bugün sadece 4 ayağı mevcut. Köprüye çıkmak için kişi başı 10 € karşılığında köprüyü gezebilirsiniz.
Günümüze gelince, Avignon aynı zamanda Fransa’nın kültür başkentlerinden de biri. Her sene temmuz ayı boyunca burada tiyatro festivali yapılıyor. Bu nedenle eğer buraya gelmeyi planlayacak iseniz biraz fark ödemek şartıyla temmuz ayında gelmenizi şiddetle öneriyorum. Festival zamanı Avignon'da sıkılmaya hiç vaktiniz olamaz. Neredeyse şehrin her köşesinde inanılmaz güzel gösteriler yapılıyor. Şehrin bütünü bir açık hava sahnesi gibi.
Sanatçılar, boş bulabildikleri her alanda müzik, dans, kukla, top, baston vs. çevirme, pandomim ve aklınıza gelebilecek her çeşit performansı sergiliyorlar. Gösterileri yapan sanatçılar sadece Fransa’dan değil neredeyse tüm dünyadan. Performanslarına gelince her biri kendi alanında inanılmaz. Müthiş sokak sanatçıları var. Kendinizi bir anda oyuna getirilerek canlı performans icra ediyor ya da şarkılar söylüyor bulabilirsiniz.
Avignon'da Ne Yenir
Öncelikle belirtmeliyim ki her yerde her zevke ve bütçeye uygun çok romantik kafelerle karşılaşmak mümkün. Mutfakları bizim damağımıza çok uzak değil. Özellikle et ve deniz ürünlerini rahatlıkla tüketebilirsiniz. İçeceğe gelince Rhône bölgesi zaten yöresel şarapları ile ünlü bir bölge. Eğer kullanıyorsanız yemeğin yanında mutlaka almalısınız. Tavsiye isterseniz Brasserie des Arts'ı önerebilirim. İstediğinizi bulabileceğinizden kesinlikle eminim ancak özellikle festival zamanı yer bulabileceğinizden pek emin değilim.
Avignon'un aynı zamanda oldukça gelişmiş bir alışveriş bölgesi var. Dükkânlarda gördüğüm süsleme anlayışı inanılmaz güzel. Provence bölgesine has kumaş, seramik ile çanak ve çömlekler oldukça dikkat çekici. Hediye olarak ise yöresel sabunlar ve kokular almanızı tavsiye ederim.
Avignon'a Nasıl Gidilir
Avignon, Marsilya'nın sadece 85 km kuzeyinde bulunuyor. Araba kiralayarak buraya gelmeniz çok kolay ancak özellikle yazın burada park yeri bulmanızın zor olduğunu belirtmem gerek. Çünkü genelde arabaların para karşılığı bile olsa sur içerisinde yer bulması imkânsız. Bu durumda arabanızı sur dışarısında bırakıp yürümek zorunda kalacaksınız. Hiç tavsiye etmesem de Avignon'u yorulmadan gezmek istiyorsanız Papalık Sarayı’nın önünden kalkan turistik trene binebilirsiniz. Bu şehir ve festivali gerçekten yaşamak istiyorsanız en azından bir gün bile olsa burada geceleme planlamanız şart.
Avignon ile ilgili anlatabileceklerim bu kadar. Sağlıcakla kalın.