Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
Ben Dilara Açıkgöz. 22 yaşındayım. İstanbul Üniversitesi’nde gazetecilik okuyorum. Gezmeyi çok seven, gerçekten de çok gezen biriyim. Çocukken dünya atlasına, ansiklopedilere bakarak başladı benim de bu merakım. Büyüdükçe merakım da büyüdü benle. Fotoğraf çekmeye başladım sonra. Şimdi en sevdiğim fotoğraf makinemle birlikte geziyorum. İlk defa 20 yaşında çıktığım Interrail yolculuğuyla gezmenin hayatıma ne kadar değer kattığını gördüm. Gezerken kendimi daha özgür hissettim, özgür hissetmek için daha çok gezdim. Şimdi hep daha çok yer görmek, tatmak, hayal ettiğim yere ulaşmak amacındayım.
Kendinizi bir “gezgin” olarak nasıl tanımlarsınız?
Ben şu an kendime “gezgin”im diyemem. Çünkü gezgin olabilmek için gezmem gereken daha çok yer var. Kendimi bir gezgin olarak tanımlamam gerekirse de “acemi gezgin” ya da “amatör gezgin” olabilirim.
Gezip gördüğünüz yerlerden favoriniz hangisi?
Tabi ki Floransa… İtalya zaten başlı başına çok güzel bir ülke. Ama Floransa o kadar samimi ve kültür ve sanat dolu ki bir parçamı orada bırakmış hissediyorum.
Farklı bir ülkeye yerleşme şansınız olsa nereyi seçerdiniz?
Biz Selanik göçmeniyiz. Henüz Selanik’e gitme fırsatım olmadı ama Yunanistan hayranlığım var. Bu yüzden Yunanistan’ı seçerdim.
2016 seyahat planlarınızda nereler var?
Türkiye’de Eskişehir, Antalya, Kars, Karadeniz Bölgesi; yurtdışında ise İspanya, Portekiz, Fas’a gitme planlarım var.
Yaz tatili için önerileriniz nereler?
Herkesin tatil anlayışı değişiklik gösterse de ben yaz tatili için Türkiye’de her şey dâhil otellere para harcamak yerine, çok daha az fiyatlara kendi yurtdışı gezilerimi düzenlemekten yanayım. Böylece istediğim gibi tatillerimi geçirebiliyorum. Bu yüzden de Makedonya Ohrid, Montenegro Kotor, İtalya Amalfi Kıyıları tatil için iyi birer alternatif olabilir.
Venedik’e gideceklere tavsiyeleriniz nedir?
Venedik kalacak yer bakımından pek uygun olmayan bir yer. Eğer Venedik’te kalmayı düşünüyorlarsa önceden rezervasyon yapmalarını tavsiye ederim. Şehrin içinde ulaşım araçlarını eğer adalara gitmeyeceklerse kullanmaya gerek yok. Restoranlara çok para harcamak istemiyorlarsa da marketleri tercih edebilirler. Bunun yanında Murano ve Burano Adaları’nı görmeden dönmesinler!
Gezi deneyimlerinizi paylaştığınız http://gezentozan.com nasıl ortaya çıktı? İçeriği nedir?
Çok gezip, çok fotoğraf çeken biriydim. Zaten gazetecilik de okuyorum. Kendimi rahatça ifade edebileceğim, özgür olabileceğim deneyimlerimi ve fotoğraflarımı başkalarıyla paylaşabileceğim bir site açmak istedim. “gezentozan.com” fikri böyle çıktı ortaya. Şimdi kendi gezi yazılarımı, gezerken yaşadığım deneyimlerimi, tavsiyelerimi ve fotoğraflarımı bu site üzerinden paylaşıyorum.
Blogunuzda okuyucularınıza nasıl tavsiyelerde bulunursunuz?
Gezmek için çok paralar harcamıyorum. İsteyince elinizdeki parayla istediğiniz şekilde gezebiliyorsunuz, bunu unutmasınlar. Gezmeyi gerçekten severlerse her imkânsızlığı, imkâna dönüştürebilirler.
Favoriniz hangi ülkelerde, hangi yemekler? Yeme-içme tavsiyesi de almak isteriz : )
Favorilerim; Venedik’in tiramisulu dondurması, Prag’ın trdelnik’i ve Budapeşte’nin döneri. Slovenya’da “burek” tadarsanız aslında bizdeki börekten çok farklı olmadığını göreceksiniz. Budapeşte’nin pekzeg’lerindeki kahvaltılık poğaçalardan, Venedik’te tiramisu ve tiramisulu dondurma yemeden, Polonya’nın ballı birasından tatmadan dönmeyin derim.
Henüz blogunuz yeni fakat blog açacak olanlara tavsiyeleriniz var mı?
Blog açmak benim hep istediğim bir şeydi. Biraz şansım yaver gitti ve istediğim gibi, istediğim zamanda açabildim. Yeni açmış olmama rağmen çok da güzel tepkiler aldım. Yeni blog açacaklara tavsiyem bir şeyleri yaparken gerçekten kararlı olurlarsa hiçbir engel sizi durduramıyor, bunu unutmasınlar. Kendileri de bu işi yapacakları için başkalarının emeğini kullanmamaya, kullanırken belli noktalara dikkat etmeye mutlaka özen göstersinler.
