Tunus, gerek Akdeniz ve Kuzey Afrika hâkimiyeti ve gerekse Avrupa’nın Afrika ile olan münasebetleri bakımından büyük bir stratejik öneme sahiptir. Tunus’un coğrafi konumu, göçebe Berberilerden sonra, daha çok deniz yoluyla gelen çeşitli etnik toplulukların ülkeye yerleşmesinde en büyük faktör olmuştur.
M.Ö. 12. yüzyılda Fenikeliler bölgeyi keşfetti ve M.Ö. 9. yüzyılda bölgede Kartaca kuruldu. Kartacalılar, Sicilya ve İspanya'ya kadar koloniler kurdular. O dönemde yeni kurulmakta olan Roma İmparatorluğu için tehdit oluşturmuşlardır. Ancak Pön Savaşları’nda yenilip Tunus'tan sürülmüşlerdir. Şimdilerde Tunus’un yer aldığı bölge, Roma egemenliğinde Afrika Eyaleti olarak yönetilmiştir. Başşehir Tunus 1574 yılına kadar tekrar Hafsi Hanedanlığı’nın elindeydi. Bu dönemde Barbaros Hayreddin Paşa ve Turgut Reis 1556’da Gafsa’yı, 1558’de Kayrevan’ı ele geçirince Tunus’un doğu ve güney sahilleri Osmanlıların eline geçmiş oldu. Cerbe Adası deniz üssü olarak kullanıldı.
Barbaros Hayreddin Paşa, İspanya’daki Endülüslü Müslümanlardan 100 bin kişiyi kurtararak Kuzey Afrika’ya getirdi. 1574’te Uluç Ali Reis ile Sinan Paşa, Tunus şehrini (Halkul-Vad Kalesini) ele geçirince Tunus, Osmanlı Devletinin eyaleti oldu. Fransa, bazı Tunuslu aşiretlerin Cezayir’e yaptıkları akınları ve bazı toprak taleplerini bahane ederek 1881’de Tunus’a asker çıkardı. Aynı yıl yapılan Bardo Antlaşması’yla Tunus Beyi, dış hükümranlığı, siyasi ve ordu işlerini bir Fransız Genel valisine bıraktı. Tunus’un Muher ve güney kesiminde başlayan ayaklanmalar güçlükle bastırıldı. Vali Paul Cambon, yeni bey Ali bin Hüseyin’e (1882-1902) Marsa Sözleşmesini kabul ettirince (1883), Fransız himayesi resmen kurulmuş oldu.
Bütün bu olanları Osmanlı İmparatorluğu protesto ederek kabul etmediğini bildirdi. Resmi padişah fermanlarında Tunus, Osmanlı Eyaleti olarak anılmaya devam etti. Fransız himaye rejimi Tunus’un bağımsızlığını kazanmasına kadar devam etti. (1956). Tunus’taki Fransız idaresi 78 yıl sürdü.
1930’larda Habib Burgiba önderliğinde Tunuslular bağımsızlık mücadelesine başladı. İkinci Dünya Savaşı döneminde Tunus bir savaş alanı oldu. Savaşın ardından Burgiba yeni Destur Partisi’ni kurarak bağımsızlık mücadelesine devam etti. 1956 yılında Tunus bağımsızlığını kazandı. Bağımsızlığını kazandıktan sonra Tunus Cumhuriyeti’ni ilan eden Burgiba, ilk Tunus Cumhurbaşkanı oldu. Birçok reformlar yaparak laik eğilimli bir rejim kurdu.
Ölünceye kadar Devlet Başkanı seçilen Burgiba, 1987 senesinde sağlık durumu gerekçe gösterilerek devlet başkanlığı görevinden alınarak yerine General Zeynelabidin bin Ali geçti. Bu yönetim değişikliği ülkede belirli bir liberalleşme ve ekonomide köklü yeniliklerin yapılmasına sebep oldu. 1994’te yapılan parlamento ve devlet başkanlığı seçimlerinde Zeynelabidin bin Ali ve partisi oyların yüzde 99’unu alarak devlet başkanlığına yeniden seçildi.