Bogota Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Bogota; Kolombiya ülkesinin hem en kalabalık şehri hem de başkentidir. Şehir, rakımından dolayı dünyanın en yüksek üçüncü başkenti unvanına sahip olup sekiz milyonu aşkın nüfusuyla dünyanın en hızlı büyüyen metropollerinden biridir.
Amerika Birleşik Devletleri’nin başkenti Washington, D.C. gibi özel bir statüye sahip olan bu şehir, doğrudan yönetildiği gibi aynı zamanda Kolombiya ülkesinin ana ulaşım noktası olup, içerisinde birçok üniversite ve müze barındırmasıyla da ülkenin en önemli kültür merkezlerinden biri haline gelmiştir.
Eski yıllardaki yaşamı ile günümüz yaşantısı arasında oldukça bir fark olan Bogota, büyük dönüşüm örneklerinden biridir. 1990 yıllarında rüşvetin, yolsuzluğun, yozlaşmanın, güvensizliğin, düzensizliğin hâkim olduğu bu şehirde yaşamak mümkün değil iken, 1995 sonrasında yaratıcı ve geleneksel çizgiden sıyrılan bir yönetimle beraber şehir modern, dinamik, medeni ve şimdiki yaşanabilir haline dönmüştür.
Şehrin kendisinin doğası ve yaşam şekli kadar siyasi geçmişi de oldukça önemlidir. Bogota’nın bugünkü modern halini almasında belediye başkanlarının rolü oldukça büyüktür. İlk ve üçüncü dönem belediye başkanlığı yapan Mockus, şehirde büyük bir değişime neden olmuştur. Başkanlığa geçtiği ilk dönemlerde şehir yaşanmaz bir halde idi. Silahlı çatışmaların, hırsızlıkların ve suikastların oldukça fazla olduğu bu dönemde belediye başkanı Mockus, şehirde yürürken çelik yelek giymek zorundaydı. Çelik yeleğinin önünde büyükçe bir kalp taşıyan Mockus, şehir için oldukça farklı planlarını uygulamaya koymaya başladı. Öncelikle şehrin günlük yaşantısında değişiklikler yapmaya karar veren belediye başkanı, sokaklara trafik polisleri yerine trafik kurallarına nasıl uyulması gerektiğini anlatan pandomim sanatçıları yerleştirdi. Trafikte yaşanan kötü olayları engellemek için iyi sürücüleri ödüllendirmeye başladı. Rüşvet ile ortaya çıkan kanunsuzluğu tespit edip yeniden tüm polisleri eğitime gönderdi. Bu sayede trafikteki herkes iyi sürücü olabilmek için uğraş verdi ve zamanla şehrin trafik sorunu ortadan kalktı. Bogota halkı arasındaki iletişimi kuvvetlendirmek için çok fazla sayıda sosyal sorumluluk projeleri uygulamaya koyan Mockus, aile içindeki anlaşma şeklinin şiddetsiz gerçekleşebilmesi için ailelere özel eğitimler düzenleyerek çocukların uğradıkları tacizleri dile getirebilmeleri için çocuklara da ayrı eğitimler düzenledi.
Şehrin ekonomisini güçlendirebilmek için halkı gönüllü vergiye ikna eden Mockus, su tasarrufu yapmaları konusunda ikna etmeye başlayınca da şehirde hem yaşam şekli hem de ekonomi düzelmeye başladı. İkinci dönem belediye başkanı Penalosa da şehre “Tasarım ile eşitlik” adlı yeni bir proje getirerek şehrin gelişimine büyük katkı sağladı. Şehrin altyapısı hızla düzelirken demokratikleşme yolunda da büyük adımlar atıldı ve Bogota, günümüz modern ve medeni yaşam şekline böylelikle ulaşmış oldu.
Diğer şehirlerde eski şehir bölgesine Old Town dediğimiz bölgelere bu şehirde La Candelaria denmektedir. 1538 yılında İspanyollar şehri kurarken bu ismi vermişler. Bu bölgede orijinal binaların neredeyse tamamı yıkılmıştır fakat kalan birkaç binada şehrin eski kolonyal yaşamını görmek mümkün olacaktır. Bu şehirde tüm yapılar hem modern mimarinin hem de İspanyol mimarisinin bir karışımıdır. Bogota sokaklarının boydan boya grafiti ve sanatla dolu olması ise şehrin en ilginç özelliklerinden biridir. Bu şehrin sokaklarında çok fazla sayıda yaratıcı duvar resimleri ve dev grafitiler yer almaktadır.
Bogota iklimi sıcak ve ılıman bir iklim olduğundan ziyaret etmek için en uygun tarihler kış ve yaz aylarıdır çünkü sonbahar ve ilkbaharda şiddetli yağışlar yaşayan bu şehrin sokaklarında vakit geçirmek oldukça zor olacaktır.
Yıl içerisinde pek çok festival düzenleyen bu şehir, dünyanın en büyük tiyatro festivallerinden birine de ev sahipliği yapmaktadır. Mart - nisan aylarında düzenlenen ve oldukça kalabalık olan İber-Amerika Tiyatro Festivali’ne 700’den fazla tiyatro sanatçısı katılır ve hem sahnelerde hem de sokaklarda çeşitli tiyatro gösterileri düzenlenmektedir.
Şehir yıllar içerisinde turizm bakımından da oldukça fazla üne sahip olduğu için güvenlik önlemlerine daha fazla dikkat edilmektedir. Hem şehir içi yaşamın düzenini korumak hem de şehrin turizm potansiyelini kaybetmemek adına bu şehirde eski yıllardaki güvenlik sorununa artık rastlanmadığını söyleyebiliriz.
Kolombiya ülkesinin en büyük üniversitesine de ev sahipliği yapan bu şehirde üniversite sayısı oldukça fazla olduğu için, genç nüfusu da fazladır. Bu yüzden gece hayatı oldukça renkli olan Bogota şehri günün her saati canlı ve aktiftir.
Güney Amerika’da yer almasına rağmen, İngilizce konuşanlara pek sık rastlanmayan bu şehre gitmeden önce İspanyolca bilinmesi halinde iletişim daha rahat olacaktır.
Tanıtım Videosu: