Sekiz milyona yakın nüfusu ile Kolombiya’nın en kalabalık kenti olan Bogota, deniz seviyesinden 2 bin 625 metre yüksekte yer alıyor. Bu özelliğiyle Bogota, La Paz ve Quito’dan sonra dünyanın en yüksek rakımlı üçüncü başkenti. Kentin lakabı “Kırmızı Şehir”. Bunun nedeniyse neredeyse tüm binalarda kırmızı tuğlaların kullanılıyor olması.
Latin Amerika’nın en önemli üniversite kentlerinden biri olan Bogota’da yaklaşık 360 tane üniversite var. Üniversite ve öğrenci sayısının fazla olması, doğal olarak gece hayatına da yansımış. Öyle ki şehir 24 saat ayakta…
İspanyol kolonyal döneme ait renkli binaları, müzeleri, üniversiteleri ve kütüphaneleriyle La Candelaria bölgesi Bogota’nın önemli bir noktası.
Kolonyal dönemden kalma çok sayıda askeri ve yönetim binalarıyla çevrelenmiş olan Plaza de Bolivar (Bolivar Meydanı) kentin kalbinin attığı yer. Meydanın ortasında ise bir elinde kılıç, diğer elinde yapacağı devrimlerin listesini tutan Simon Bolivar’ın heykeli yer alıyor. Meydana bakan Navinyo Sarayı’nın dış cephesindeki dev karınca figürleri dikkat çekiyor. Günümüzde başbakanın hem ev hem ofis olarak kullandığı Casa de Navinyo, ismini ilk devlet başkanı Antonia Navinyo’dan almış.
Bu meydanda yok yok… Parlamento binası, kentin en büyük katedrali olan Primada, bağımsızlık mücadelesinin ilk başladığı yer olan Palacio Justica (Adalet Sarayı), kardinalin çalışma ofisleri, kongre binası, belediye meclis binası…
Meydandan biraz ilerlediğinizde korunmaya alınmış tarihi yapılar, seyyar satıcılar, sokak sanatçıları ile renklenen Colonial Quarter bölgesine ulaşabilirsiniz. Her köşeden çikolata ve kahve kokularının yükseldiği bu bölge, turistler için de bir cazibe merkezi. Burada bir mola verip Kolombiya’nın en gözde kahve zinciri olan Juan Valdez’de bir kahve ya da kakao içebilirsiniz.
Bogota’nın bağımsızlığında emeği geçen tüm kahramanların isimlerinin yazılı olduğu Kahramanlar Anıtı’na uğramayı unutmayın.Müze severlere: Museo del Oro (Altın Müzesi) ve Botero Müzesi
Dünyanın en geniş altın koleksiyonuna sahip olan müzenin içinde 34 bin parça altından yapılmış obje sergileniyor. Altından yapılmış savaşçı kıyafetleri, başlık, kemer, küpe ve masklar oldukça ilgi çekici. Kolombiya zümrüt ihracatında dünyada ilk sırada olduğundan müzede çok sayıda zümrüt obje de yer alıyor. Müzenin içinde El Dorado, yani Altın Efsanesi’nin anlatıldığı sinevizyon gösterisini mutlaka izlemelisiniz.
Şişman figürleri ile ünlü Fernando Botero’nun eserlerinin sergilendiği Botero Müzesi de sanatseverlerin en popüler duraklarından. Picasso, Dali, Monet gibi sanatçılara ait eserlere de yer verilen müzenin bir bölümünde ise para koleksiyonları sergileniyor.
Bolivar Meydanı’nın arkasında Polis Müzesi’nin alt katında yer alan Pablo Escobar’a ayrılmış bölümde Escobar’ın hikâyesini dinleyebilirsiniz.
Eskiden İspanyol asilzadelerinin konutu olan tek ya da iki katlı rengarenk evlerin sıralandığı sokaklarda yürümek çok keyifli. Özellikle de Calle del Coliseo caddesinde. Bu caddenin bir tarafında İspanyol dönemine ait kolonyal binalar yer alırken diğer tarafında İtalya ve Fransa’dan etkilenmiş olan cumhuriyetçi mimari örneklerini görebiliyorsunuz. Eski tiyatro binası Theatre Colomb’un mimarisinde İtalyan tarzı çok net göze çarpıyor. Tiyatro binasının karşısındaki ilk devlet başkanı için yapılmış olan San Carlos Sarayı’nda ise günümüzde yurt dışından gelen üst düzey politikacılar ve siyasetçilerin ağırlanıyor.
Simon Bolivar’ın 1825-1830 yılları arasında yaşadığı ev de yine bu cadde üzerinde. Evin penceresi ise Bogota’yı ziyaret eden turistlerin en çok fotoğraf çektirdiği yer. Çünkü Bolivar’a suikast girişimi yapıldığında bu pencereden kaçarak hayatını kurtarmış. Casa de Manuelita denilen Simon Bolivar’ın eşinin yaşadığı ev de hemen bu binanın karşısında.
Manzara için Monserrata Tepesi (Testere tepesi)
Deniz seviyesinden 3 bin 152 metre yükseklikteki tepeye teleferik ya da fünikülerle ulaşılabiliyor. En tepedeki kilise ise Bogota’daki Hristiyanların Hac mekanı.
Tepeden manzaranın keyfini çıkartmak isterseniz burada iki restoran ve bir kafe olduğunu unutmayın. Bir diğer manzara izleyebileceğiniz yer ise kentin en yüksek binası olan Torre Colpatria’nın son katı.
Zona Rosa ve Park 93: Bogota sosyetesinin adresi
Bogota’nın zenginlerinin yaşadığı bölge, şık restoranları, renkli alışveriş merkezleri, yüzlerce bar ve gece kulübü ile öne çıkıyor. Haftanın her günü kalabalık olan bölgede bir gece kulübüne gitmek isterseniz önceden rezervasyon yaptırmak faydalı olacaktır. Gece hayatının hareketli olduğu bir diğer bölge ise "Usaquen".
Zipaquira Tuz Katedrali
Bogota’nın 49 kilometre kuzeyinde yer alan Zipaquira Tuz Katedrali yani ‘Cathedral de Sal’, Bogota çevresinde görülmesi gereken en önemli yerlerden. Eski tuz madeninin içine tamamen tuzdan inşa edilmiş olan katedral, oldukça dikkat çekici.
Kısa kısa:
Resmi dili: İspanyolca ve İngilizce
Para birimi: Kolombiya Pezosu (COP)
Saat Farkı: Türkiye’den 7 saat geride