- 1 view
Tarihi Galle surlarının içinde yer alan, sur içi ya da kale içi diye de tarif edebileceğiniz eski şehir oldukça turistik, çevresini alçak surların sardığı kasabanın dar sokakları sıra sıra, tek katlı binalardan oluşuyor. Bu binalarda oldukça lüks gözüken restoranlar, kafeler, çay, baharat ve hediyelik eşya satan dükkanlar, sanat ve el işi galerileri, yoga ve meditasyon merkezleri gibi bir çok ilgi çekici mekan sıralanmış.
Galle sokakları son derece bakımlıdır. Bu dar sokaklarda ulaşım aracı olarak genellikle bisiklet ya da tuktuklar kullanılır. Sokaklar hem çok temiz; hem de yaşlı oldukları anlaşılan ulu ağaçlar meydanları süslüyor. Özellikle bu tarz yaşlı ağaçlar şehre güzellik katıyorlar. Ne kadar ağaç, o kadar güzellik! Kasabanın bir de müzesi bulunuyor.
Kalenin kıyısında kale surlarının hemen dibinde sevimli bir deniz feneri dikkatinizi çekecek.
Bunun tam karşısında da değişik mimarisiyle bir camii yer almakta. Cemaatin kalabalıklığından da anlayacağınız üzere kentin bu bölgesi Müslümanların yoğun yaşadığı bir alan. Müslüman erkekleri giydikleri beyaz entariler ve sakalları; kadınları ise çarşafları ile kolaylıkla ayırt edebilirsiniz. Hiç acele etmeden, körlemesine girip çıkın bu sokaklara. Buralarda yakalayacağınız güzel kareler size zamanın nasıl geçtiğini unutturacak.
Kaleyi çepeçevre saran surlarını dolaştıktan sonra sahile inip; engin denizi seyre dalmayı ihmal etmeyin.
Tezatların şehri diyebiliriz burası için. İlk adım attığınız sokakta lağım kokusu alırken ikincisinde buram buram tütsü kokusu alacaksınız. Bir tarafınıza döndüğünüzde Protestan kilisesi görüyorsanız diğer yanınıza döndüğünüzde medrese ve cami göreceksiniz. Bir sokakta binalar üfleseniz yıkılacak durumdayken yan sokağında en lüks butik oteller ve SPA’lar sıra sıra dizilmiş olacak. İşte koloni döneminin neden olduğu bu tezatlıklar içerisinde Sri Lanka’nın dördüncü büyük şehri Galle, Avrupa’daki bir Old Town’dan farksız.