Kigali Gezilecek Yerler

Soykırım Anma Merkezi diye Türkçeleştirebileceğimiz bu merkez Ruanda tarihinin en karanlık dönemine odaklanıyor. 1994 yılında ülkede yaşayan iki kabile, Hutular ve Tutsiler, arasında çıkan ve Avrupa ülkeleri ile ABD tarafından da dolaylı olarak desteklenen iç savaşta yaklaşık 1 milyon Tutsi ve ılımlı Hutu can verdi. Bu katliamın yaraları çok derin ve unutulmaz.

Ruanda tarihi boyunca Almanya, Belçika ve Fransa’nın sömürgesi oldu ve sömürgeciler tarafından yapay bir etnik ayrımcılıkla tanıştırıldılar. Bir süre sonra bu “etnik farklılık” iyice ön plana çıktı. Halkın yüzde 9’unu oluşturan Tutsiler’e bazı ayrıcalıklar tanındı. Hutular “siyah”, Tutsiler “açık siyah” ilan edildi. 1931’de herkese ırkını gösteren kimlikler dağıtıldı. Bu yapay ırksal ayrımcılık sonucunda Tutsiler, Hutulara göre çok daha iyi yaşam şartlarına kavuştu.

Hutular’ın isyan etmesi kaçınılmazdı. 1994 yılında yaşanan iç savaşta 100 gün içinde 1 milyon kişi öldü. Bugünse bu korkunç katliamın üzerinden 18 yıl geçmiş. Soykırım Anma Merkezi’nde boğazınız düğümlenecek. Anıt mezarın yanı başındaki müze, yaşanan vahşeti gözler önüne seriyor. Videolar, fotoğraflar tüyler ürpertici. Soykırım, öncesi ve sonrasıyla anlatılıyor. Ama soykırım sonrası birlik ve uzlaşma politikası izleyen hükümet büyük bir ilerleme kaydetmiş. Yapılan yasal reformlarla kadınların şu an hükümette görev almaları teşvik ediliyor.

Ruanda ülkesinin en güzel yerlerinden birisi de yarısı Ruanda yarısı Kongo ülkesine ait olan Kivu Gölü. Kigali’den yarım saatte bir kalkan minibüsler ile 3 saat süren bir yolculuktan sonra Gisenyi isimli şirin sınır kasabasına ulaşacaksınız. Göl, bu kasabada yer alıyor. Gölü tepeden gören bir hostelde bir gece geçirmeyi deneyebilirsiniz. Göl kıyısına inip keşfe başladığınızda suda şakalaşan çocukların çığlıkları arasında hemen karşıdaki Kongo kıyıları gözünüze ilişecek. Doğanın tüm cömertliğini gösterdiği yollardan geçerek sakin ve dingin Kivu gölünün kenarında yürüyüş yapabilirsiniz.

Bu arada Ruanda Kongo sınır kapısına kadar yürüyerek iki ülke arasında yapılan ticareti de gözlemlemeniz mümkün olabilir. Kongolu yerel halkın rengarenk kıyafetleri ile hemen hemen her şeyi başlarının üzerinde rahatlıkla taşımaları gerçekten izlemeye değer bir görüntü yaratıyor.

Kandt House Doğal Tarih Müzesi, Ruanda Ulusal Müzeler Kurumu’nun denetimi altındaki bir müzedir. Richard Kandt’a adanmış bu müze ev, yaşamın evrimini ve Ruanda’daki Nyungwe, Akagera ve Volcanoes Ulusal Parkları’ndaki fauna ve floranın tasvirini, Ruanda’nin jeolojik geri planını, Almanya ve Ruanda’nın ortak tarihini göstermeyi amaçlar.

Canlı sürüngen ve yılan sergileriyle doğa ve tarih arasındaki bağıntıyı açıklamaya çalışır. Müze aynı zamanda Kigali’nin üç büyük dağına (Kigali, Jali ve Shyorongi) ve tüm eski şehre dair en iyi manzaraya sahiptir.

Bu muhteşem müze, Belçika hükümetinin Kigali’ye bir hediyesidir. 1989 yılında Ruanda’nın bağımsızlığının 25. yılı şerefine verilmiş olan bina şehrin en güzel yapılarından bir tanesidir.

Tüm bölgedeki en iyi etnolojik ve arkeolojik koleksiyonlarına sahip olan müzede 7 adet sergi salonu bulunmaktadır.

Sergilerdeki objeler arasında son derece dikkat çekici olanlar mevcuttur. Her bir salon beklenmedik ölçüde iyi aydınlatılmıştır ve sergi sunumları kusursuzdur. İlk salonda müzenin hediyelik eşya dükkanını göreceksiniz. İkinci salonda ise büyük rölyef bir harita üzerinde jeolojik gösterimler yer alıyor. Bu harita kabartmalar yoluyla Ruanda’nın fiziki coğrafyasını sergiliyor. Orta salon, tarih boyunca tarım, avcılık, hayvancılık, kumaş, ahşap ve seramik üretimi gibi temel faaliyetler için kullanılan aletleri sergiliyor.

Kagondo çadırları kolonyal dönem öncesi yerleşik hayata dair sergilerin merkezini oluşturuyor. Son salon ise geleneksel kıyafetleri, isindeleri, keşi postundan pelerinleri, sıkıştırılmış ağaç kabuğundan giysileri sergiliyor. Ayrıca, Ruanda’nın prehistorik dönemine dair bilgi veriyor; bu bilgilere o dönemin dini inaçları ve tapınma yöntemleri de dahil. Bu bölümde yer alan yan bir salonda da süreli sergiler gerçekleşiyor.