Kartepe’de Gezilecek Yerler

Türkiye’nin en iyi kayak merkezlerinden biri olan Kartepe Kayak Merkezi’ne ulaşım araçla 20 dakika sürmektedir. Kocaeli Belediyesi yollara sık sık tuzlama uyguladığı için zirveye çıkan yol çoğu zaman açıktır.

Green Park Kayak Merkezi bölgede hizmet veren tek işletmedir. Bunun avantajı ise tek Ski Pass ile merkezde yer alan çok çeşitli ve her düzeye hitap eden pistlere giriş hakkınız olmasıdır. Zorluk derecelerine göre pistleri deneyip istediğiniz pistte kayabilirsiniz.

Kayak pistlerinin sizi zirveye taşıyan dört ayrı lift noktası vardır. Bunlardan üç tanesi telesiyej diye adlandırılan ve oturularak yukarı çıkartan bir sistemken, teleski adı verilen sistemde ayakta yukarı çıkılır.

Kaymak için temin edeceğiniz ekipmanlara gelince, Green Park Kayak Merkezi’nde bir adet kayak odası bulunduğunu belirtelim. Buradan kiralanacak ekipmanların fiyatları biraz yüksek. Dolayısıyla eğer sahipseniz kendi ekipmanlarınızla zirveye gidip Green Park Kayak Merkezi’nden Ski Pass temin ederek kayabilir ya da zirveye çıkarken yoldaki kayak odalarından daha uygun fiyatlara temin edebileceğiniz ekipmanlarla kayak merkezinden yararlanabilirsiniz.

Tökeli İmre,Avusturya’ya bağlı Protestan Macarların şefiyken, Avusturya İmparatoru’nun Katolik mezhebine geçmeleri için yaptığı teklifi reddedince; Protestan Macarlar Tökeli İmre önderliğinde Avusturya İmparatorluğu’na karşı ayaklanırlar. Tökeli İmre Osmanlı himayesine girmek istediğini beyan etse de o dönemde Avusturya İmparatorluğu ile barışı bozmak istemeyen Osmanlı reddeder. Buna rağmen Tökeli İmre ayaklanmayı devam ettirir ve yukarı Macaristan’ı ele geçirir. Bunun ardından aldığı Osmanlı yardımıyla pek çok Avusturya kalesini de ele geçirir; ancak İkinci Viyana Kuşatması’ndan önce aldığı kaleleri tek tek kaybeder. 1701 yılında Osmanlı’ya sığınan Tökeli İmre ve Eşi İzmit’e Kartepe’ye yerleştirilir.

1705’te İzmit’te hayatını kaybeden Tökeli İmre’nin mezarı 1906 yılına kadar Kartepe’deydi ancak 1906 yılında mezar Macaristan’ın Kesmark kentine götürülmüştür.

Bugün Tökeli İmre’nin bir zamanlar mezarının bulunduğu eski SEKA Kağıt Fabrikası’nın yerine kurulmuş olan SEKA Parkı’nda Tökeli İmre ve eşi İrona Ziri için bir anıt bulunmaktadır. Kocaeli Belediyesi tarafından hazırlanan anıtta Tökeli İmre ve İrona Ziri hakkında şöyle yazılıyor: “Onların tüm yaşamı ülkesinin özgürlük mücadelesinde geçti. Onlar, bu mücadeleli yaşamın son yıllarını burada inanç ve kararlılıkla vatanlarından uzak yaşadı. Onlar özgür olamadılar. Ama yeni nesil onları örnek aldı. Mücadele devam etti… Özgür, bağımsız, modern Macaristan Cumhuriyeti yaratıldı.”

Sapanca Gölü’nün kıyısında ve Kartepe’nin eteklerinde yer alan Maşukiye, eski ismiyle Voçhe Hable, yaklaşık 6.500 nüfuslu, iki mahalleli Kartepe ilçesinin bir beldesidir. 1860 yılında Osmanlı ile ilişkiler kurmak için gelen Abhaz ve Çerkes gruplar Maşukiye’nin kurucuları olarak kabul edilmektedir.

Şehirden kaçanların, yerli turistlerin ve Kartepe’de kayaktan sıkılıp çevreyi gezmek isteyenlerin uğrak noktası olan şirin bir köy Maşukiye. Kiremitte pişen taze alabalıkları, leziz sebzelerle hazırlanmış mezeleri ve salatalarıyla lezzetli ve uygun fiyatlı restoranları da Maşukiye’ye gitmek için güzel sebeplerden.

Maşukiye’nin ismini nasıl aldığına dair birçok söylenti var; ancak bunlardan en popüleri şu ikisinin etrafında yoğunlaşıyor: Osmanlı döneminde Çerkeslerin yaşadığı Maşukiye’ye saray görevlileri harem için güzel kadın aramaya gelirlermiş. Erkek sevdiği zaman “aşık”, kadın sevdiği zaman “maşuk” dendiği için köyün ismi Maşukköy olarak kalmış. Zamanla Maşukköy söylemesi zor olduğu için Maşukiye’ye dönmüş.

Bir diğer rivayete göreyse; yöreye yakın yaşayanlar evlenmek için Maşukiye’ye gelirmiş, buranın adı da “aşıklar köyü” diye anılırmış. Hangi hikâyenin doğru olduğu kesin olarak bilinmese de eşsiz doğası, ormanları, dereleri, şelalesiyle Maşukiye, ziyaret eden herkesi gerçekten de kendine aşık ediyor.

Kartepe ilçesinin yörelerinden Derbent’te bulunan bu cami ikinci Abdulhamit’in eşi olan Habibe Hanım'ın vefatından sonra yaptırılmıştır. Bundan yaklaşık 40-50 sene önce restore edilerek düzenlenmiştir. Caminin yapılışının hikayesine bakacak olursak; ikinci Abdülhamit'in eşi Habibe Hanım, Kartepe'nin mahallelerinden Derbent'te vefat etmiş. Bunun üzerine de Habibe Hanım'ın abisi Süleymen Bey'in torunu Şükrü Bey, Habibe Hanım'ın takılarını alıp saraya teslim etmeye ve vefatı haber vermeye gitmiş. Saraya geldiğinde buradakiler mücevherleri kabul etmemişler ve Şükrü Bey'e bir ihtiyacı olup olmadığını sormuşlar. O da köylerinde cami olmadığını söylemiş ve bunun üzerine de Hikmetiye Cami yapılmış. Bugün Kartepe Belediyesi tarafından koruma altına alınan cami, Kartepe'nin görülmesi gereken noktalarından yalnızca bir tanesi...

Dev kayın ağaçlarının arasında kalmış Kuzu Yaylası Millî Parkı, kamp kurmak ve kamp kurmayı öğrenmek için çok elverişli bir alandır. Özellikle ilkbahar aylarında hava ısınmaya ve doğa bütün güzelliklerini açmaya başladığı dönemlerde bölgede çadır kurmak, uzun doğa yürüyüşlerine çıkmak gerçekten eşsiz bir deneyimdir.

Bölge millî park alanı olduğu için giriş ücretlidir ancak araç ücretini ve çadır bedelini ödedikten sonra çadırınızla istediğiniz kadar ücretsiz konaklama şansınız vardır. Kamp bölgesinde, milli parklara ait bir tesis mevcuttur. Dolayısıyla yiyecek, içecek ve tuvalet gibi ihtiyaçlarınızı burada karşılayabilirsiniz. Hafta sonları çok fazla ziyaretçi alan Kuzu Yaylası Millî Parkı özellikle kampçıların mutlaka ziyaret etmesi gereken bir yerdir. Buradayken başka kampçılarla tanışmak, bölgede dolaşmak ve dostluk kurmak da mümkündür.

Kamp alanından iki saatlik bir yürüyüşle Kartepe zirvesine ulaşabilirsiniz. Ancak ilkbahar aylarında dahi, Sapanca Gölü çevresi 30 derece iken buradaki sıcaklık 15 dereceyi gösterebiliyor. Dolayısıyla kalın giysilerinizi yanınıza almanızda fayda var. Kuzu Yaylası’nda kayak sezonu boyunca da çok sert bir havanın hâkim olduğunu unutmamak gerek.

Kartepe’nin zirvesinden başlayan ve Sapanca Gölü’ne dökülen Aygır Deresi, irili ufaklı su kaynakları, dereleri ve pınarlarıyla Kartepe’yi güzelleştiren doğal kaynaklardan biridir. Aygır Deresi içinde bulunan Maşukiye Şelalesi,Kartepe ve Maşukiye’ye ait gördüğünüz tüm manzara fotoğraflarında mutlaka karşınıza çıkmıştır.

Bahar aylarında yürüyüş yapmaya müsait olan dere kenarının yanı sıra yaz aylarında girilebilecek küçük gölleriyle görmeniz gereken yerlerden biridir. Doğa yürüyüşçüleri için kısa ve orta zorlukta bir parkur olan Aygır Deresi’nde, çok nemli olmadığı takdirde şelalenin yanından yürüyebilirsiniz. Ancak dikkatli olmanızda yarar var. Yürüyüş sonrası karnınız acıktığında Alabalık Vadisi boyunca dizilmiş alabalık restoranlarından birine oturup taze balığınızı, salatanızı ve mezelerinizi yiyebilirsiniz.

Özellikle ilkbahar, yaz ve sonbahar aylarında hafta sonları oldukça kalabalık olan Aygır Deresi çevresini hafta içi daha sessiz, sakin ve huzurlu olduğu zamanlarda gezmeyi tercih edebilirsiniz.

İstanbul'a yalnızca 91 km uzaklıktaki Uzuntarla Tabiat Parkı'nın bilinen diğer ismi de Ormanya'dır. Kartepe'deki mutlaka görülmesi gereken yerlerden biri olan Ormanya, havası ve gür meşe ağaçlarıyla giden herkesin keyifle vakit geçireceği bir yer. İçerisinde haftasonlarının vazgeçilmez keyif mekanlarına dönüşecek büyükçe piknik alanları ve yeni bilgiler edinilecek bir hayvanat bahçesi bulunan Uzuntarla, aynı zamanda yakınlarındaki Ketenciler Köyü'nün golf sahasıyla da gidenlere iyi vakit geçirtiyor. Siz de Kartepe'ye giderseniz mutlaka Uzuntarla'ya da uğramalısınız.