Ekim ve Kasım aylarının ideal gezi noktalarından biri olan Kıbrıs hem ulaşımı rahat, hem de girişte pasaport istemiyor. Üstelik sonbaharda havalar serinlemeye başlayınca Kıbrıs halen Akdeniz’in sıcaklığının etkisinde oluyor. Bu dönemde ılıman bir havaya sahp olan Kıbrıs’ta, deniz sıcaklığı da yaz aylarındaki kadar yüksek olmuyor.
Akdeniz’in üçüncü büyük adası olan Kıbrıs’ın yüzölçümü 9.252 kilometrekare. Adanın Yaklaşık yüzde otuzunu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti oluşturuyor. Başkenti Lefkoşa olan adanın toplam nüfusu ise 265 bin kişi civarında. Lefkoşa’nın en önemli özelliği, dünya üzerinde Yeşil Hat diye adlandırılan sınırla ikiye bölünmüş tek başkent olması. Hem Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin, hem de Kıbrıs Rum Kesimi'nin başkenti olan Lefkoşa’nın kuzeyinde Türkler, güneyinde rumlar, ara bölgede ise Birleşmiş Milletler Barış Gücü bulunuyor. Adanın Kısa TarihiAda, Akdeniz’deki stratejik konumu itibariyle antik çağlardan beri ticari ve askeri bir üs konumundadır. Bu nedenle çağlar boyunca Mısırlılar, Hititler, Fenikeliler, Romalılar, Bizanslılar, Luzinyan hanedanlığı ve Venedikliler gibi pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Adanın Osmanlı hakimiyetine geçişi ise 1570’lere rastlıyor. 1900’lü yılların ortalarında ise Kıbrıs Rumları adayı Yunanistan’a bağlamak isteyince Kıbrıslı Türkler ile Rumlar’ın arası açılmış ve çatışmalar çıkmıştır. Çatışmalar sonucunda her iki topluma da nüfuslarına göre her kurumda yeterli temsil hakkı sağlayan Kıbrıs Cumhuriyeti doğmuştur. Ancak 1963’te değiştirilen anayasa ile Türklere tanınan haklar kısıtlanınca, Rumlar ve Türkler arasında yeniden çatışmalar çıkmıştır. 1974’e kadar süren sert çatışmalara Türkiye müdahale etmiş ve 1974’te ada bölünmüştür. Adanın kuzeyini Türkler, güneyini Rumlar ele geçirmiştir. 1976 senesinde Kıbrıs Türk Federe Devleti kurulmuş, 1983’te ise Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ilan edilmiştir. Günümüzde ise KKTC sadece Türkiye tarafından tanınmaktadır. Popüler Bir Tatil NoktasıYılın 320 günü güneşli olan Kıbrıs’ta deniz suyu sıcaklığı neredeyse tüm yıl boyu su sporlarının yapılmasına olanak verir. Sadece yaz aylarındaki aşırı sıcakları unutmamak gerek.Adada elbette tek olanak su sporları değil! Doğu Akdeniz’in en güzel plajlarına sahip olan adada trekking, bisiklet, yamaç paraşütü gibi pek çok farklı spor da yapılmaktadır. Altın sarısı incecik kumu ile Altın Kumsal’da yürürken koruma altına alınmış olan mis kokulu kum zambakları görülmesi gerekenlerden. Kum zambaklarının yanı sıra adada 17’si endemk olmak üzere toplam 30 farklı tür orkide çeşidi yer alıyor. Bunun yanı sıra casinoları ve etkileyici konaklama alternatifleri ile gerek Avrupa’dan gerekse Ortadoğu’dan pek çok ziyaretçi çekmektedir. Ada MutfağıKıbrıs denilince ilk akla gelen Hellim Peyniri. Ancak ada mutfağı bundan ibaret değil.Şeftali kebabı, hırsız kebabı, Kıbrıs köftesi, bumbar dolması, enginar dolması, kabak çiçeği dolması, ahtapot turşusu ve gabbar turşusu mutlaka denenmesi gereken lezzetlerden.Kıbrıs’ta tücetilen bir digger yiyecek ise macun. Kıbrıslılar reçel yerine macun tüketiyorlar. Neredeyse her meyvenin macunu yapılıyor. Bunlar arasında en popular olanları ise badem macunu ve üzüm macunu. Kıbrıs’ın Sembolü Karpaz EşekleriKarpaz milli parkı adaya özgü flora ve faunayı tanımak için en ideal noktalardan. Kuzey Kıbrıs’a has olan yabani eşekler, kır keçileri ve Kıbrıs’ın sembollerinden biri olan Karpaz eşekleri bu bölgede görebilecekleriniz arasında. Başkent LefkoşaMesarya Ovasının orta kısmında yer alan Lefkoşa’nın en dikkat çekici yeri 16. Yüzyılda Venedikliler tarafından inşa edilmiş kale surları. 11 Burç ve 3 kapıya sahip olan daire şeklindeki kale surları 5 kilometre uzunluğu ile şehri çevrelemekte. Günümüzde turizm bürosu olarak hizmet veren Girne kapısı, 1208 – 1326 yılları arasında yapılan ve Osmanlı döneminde orijinali korunarak camiye çevrilen St. Sophia Katedrali, Hagia Sophia adlı bir Bizans kilisesinden dönüştürülmüş olan Selimiye Cami, 1550’de Venedikliler tarafından dikimiş olan ve üzerinde altı İtalyan ailenin armalarının yer aldığı Venedik Sütunu ve Kapalı çarşı olarak da bilinen Bedesten Lefkoşa’nın mutlaka görülmesi gereken yerleri arasındadır. 1982 yılında hizmete açılan Milli Mücadele Müzesi’nde ise 1955’ten günümüze kadar Kıbrıs Türk halkının vermiş olduğu milli mücadeleyi anlatan resimler, belgeler ve silahları görebilirsiniz. Cazibe Merkezi GirneAdanın kuzeyinde Beşparmak dağları ile Doğu Akdeniz arasında yer alan Girne’nin en hareketli yeri liman bölgesi. Deniz kokusu, dalga sesleri ve ışıltılı mekanları ile burası Girne gecelerinin vazgeçilmez adresi. Limanın sonunda yer alan ve 7. Yüzyıla tarihlenen Girne Kalesi, zamanında şehri korsan ve istilalardan koruma amacı ile yapılmış. Kalenin bulunduğu eski şehir bölgesi Girne’de yerleşimin başladığı ilk yer. Giriş kapısında 3 aslan heykeli ve Lüjinyan hisarına giden yolda, Osmanlı Amiralı Cezayirli Sadık Paşa’nın türbesi ve Lüjinyan armaları yer alıyor. Buranın en sağlam korunmuş kulesi olan “the round tower” günümüzde sanat galerisi olarak hizmet veriyor. Batık gemi sualtı müzesi de bu bölgede görülebilecekler arasında. Girne çevresinde yer alan St. Hilarion Kalesi, Bellapais Manastırı, Buffavento Kalesi, Hz. Ömer Tekesi ve Santa Maria Manastırı önemli tarihi yapılar arasındadır. Adını kalenin yaptırılmasında büyük rol oynayan Hilarion adlı bir rahipten Alana St. Hilarion Kalesi, muhtemel Arap saldırılarına karşı Beşparmak Dağları üzerinde kurulan üç kaleden en batıda olanıdır. Kaleden Girne manzarasını izleyebilirsiniz. İlk adı Fransızca "Abbaye de la Paix" yani "Barış Manastırı" olan Bellapais Manastırı 13. Yüzyıla tarihlenmektedir. Burada her yıl uluslararası müzik festivali düzenlenmektedir. Deniz seviyesinden 950 metre yüksekte yer alan Buffavento Kalesi, önceleri Bizanslar tarafından nöbetçi kulesi olarak kullanılmış, Lüzinyanlılar döneminde ise kaleye çevrilmiş. Adının anlamı ise “Rüzgarlara meydan okuyan”. Girne’ye 4 km mesafedeki 7. Yüzyıla tarihlenen Hz. Ömer Tekkesi, kubbesindeki melekler tarafından çevrilmiş Hz. İsa’yı betimleyen duvar resmi ile dikkat çekmektedir. Bu duvar resmi döneminin en iyi örneklerinden biri olarak gösterilmektedir. 11. yüzyıla tarihlenen Santa Maria Manastırı (Sour Magar) ise yıllarca Kudüs’e gidip gelen hacıların uğrak yeri olmuştur. Oldukça şirin bir merkeze ve limana sahip olan Girne Casinoları ve 5 yıldızlı çok sayıdaki oteli ile ön plana çıkmaktadır. Kıbrıs Adası'nda Bir Liman Kenti, GazimağusaKıbrıs'ın tek derinsu limanına sahip şehri olan Gazimağusa'nın esas gelişimi Lüzinyanlar devrine rastlar. Günümüzde yaklaşık 65 bin kişilik nüfusa sahip olan Gazimağusa'nın altın kumsalları dünyanın en iyi plajları arasındadır. Şehirde her yıl düzenli olarak Gazimağusa Belediyesi ve Doğu Akdeniz Üniversitesi'nce gerçekleştirilen Uluslararası Mağusa Kültür ve Sanat Festivali yapılmaktadır. Gazimağusa çevresinde başlıca görülecek yerler St. Barnabas Manastırı, Kertikli Hamamı, Namık Kemal Müzesi, Salamis Harabeleri, Othello Kalesi ve Lala Mustafa Paşa Camii'dir. İlk yapımı 477 senesine tarihlenen St. Barnabas manastırı, çoğunluğu 18. yy'dan kalma zengin bir ikon koleksiyonuna ev sahipliği yapmaktadır. Manastır bir kilise, avlu ve avlunun üç yanında bir zamanlar papazların yaşadığı odalardan meydana gelmiştir. Papazların yaşamlarını sürdürdüğü odalar restore edilerek Arkeoloji müzesi haline getirilmiştir. Bu müzede, Kıbrıs'ın Neolitik Döneminden Roma Dönemine kadar çeşitli eserleri görebilmek mümkün. Osmanlı dönemi yapısı olan Kertikli Hamam ise kubbeleri ile dikkat çeken bir yapı. Namık Kemal, "Vatan yahut Silistre" oyununun 5 Nisan 1873 tarihinde İstanbul Gedik Paşa tiyatrosunda oynanmasının ardından 9 Nisan 1873 tarihinde Kıbrıs'a sürülmüştü. Önceleri alt kattaki zindana kapatılan şair, bir süre sonra Kıbrıs Mutasarrıfı Veyis Paşa'nın izni ile üst kata çıkarıldı. 3 Haziran 1876 tarihinde de 5. Murat tarafından affedilerek İstanbul'a geri döndü. Bu nedenle şehirde en önemli meydanın adı da Namık Kemal Meydanı. Namık Kemal Meydanı'nın batısındaki Venedik Sarayı'nın avlusunda yer alan Namık Kemal Müzesi de görülebilecek yerler arasında. Magosa’nın 6 kilometre kuzeyinde, Kanlıdere (Pedios) nehrinin kıyısında yer Salamis Antik Kenti Kıbrıs’ın en dikkat çekici ören yerlerindendir. Efsaneye gore Bronz Çağı sonlarında kurulan Salamis kentinin kurucusu Teukros’tur. Atina yakınlarındaki Salamis adasının kralı Telamon’un oğlu olan Teukros, Troia savaşı sırasında kardeşi Aiax’ın intiharını engelleyemediği için babası tarafından memleketinden kovulur ve buraya gelerek Salamis kentini kurar. Salamis kenti 1952-1974 yılları arasındaki kazılar sonucunda açığa çıkarılmıştır. 1974 yılında bırakılan kazı çalışmalarına 1998 yılında Ankara Üniversitesi tarafından yeniden başlanmıştır. Ören yerinde görülebilecek yapı kalıntılarının tamamı Roma Dönemine aittir. Söz konusu yapılar gymnasium, forum, agora ve hamam gibi kamu yapılarıdır. Buradaki tiyatronun 15.000 kişilik bir kapasitesi olduğu düşünülmektedir. Bu antik tiyatro günümüzde de çeşitli kültür ve sanat aktivitelerine ev sahipliği yapmaktadır. 14. Yüzyılda Lüzinyanlar tarafından inşa edilen Othello Kalesi, Sheakespeare'in ünlü tragedyasının bir bölümüne de sahne olmuştur. Kale içerisinde bulunan salon günümüzde bir çok sanat ve kültürel etkinliğe evsahipliği yapmaktadır. Kentteki bir diğer yapı ise 1298 - 1312 yılları arasında Lüzinyanlar döneminde inşa edilmiş olan ve sonra camiye çevrilmiş olan Lala Mustafa Paşa Camii’dir. Katedralin giriş bölümünde yer alan tarihi cümbez ağacı veya tropikal incir (Ficus Soycomorus veya Minimal Deciduos) yaklaşık 700 yıllık geçmişi ile Kıbrıs adasındaki en yaşlı canlı varlıktır. Bu ağacın katedralin inşaasına başlandığı 1298 yılında dikildiği söylenmektedir. Gazimağusa Kıbrıs'ta en güzel denize ve sahile sahip bölgedir. Bu bölgede de çok sayıda 5 yıldızlı otel ve casino bulunmaktadır. Karpaz yarımadasından Magusa’ya, Girne’den Güzelyurt’a kadar pek çok farklı alternatif sunan KKTC, görülmeye değer destinasyonlardan biridir.Bu yazı Gezimanya editörlerinden TUĞÇE YILMAZ tarafından yazılmıştır. Yazılarınızı sitemizde yayınlamak isterseniz üye olabilirsiniz.