Günümüzden tam 2600 yıl önce, akılcı düşüncenin ve felsefenin temellerinin atıldığı Antik Kent Milet
Günümüzden 2000 yıl önce Söke Ovası tamamen bir deniz, Bafa Gölü de bir koy şeklindeymiş ve bu deniz kenarlarında Antik Çağ’ın en güzel kentlerinden Milet, Priene ve Didim yer alıyormuş. Zamanla Büyük Menderes Nehri (Maiandros) taşıdığı alüvyonlar ile ilk önce Priene önündeki denizi daha sonrada Milet ve Lade Adası'nı da içine alan tüm bölgeyi doldurmuş.
Günümüzde denizden bayağı içeride kalan bu kent, düşüncenin ve felsefenin temellerinin atıldığı uygarlığın doğduğu topraklardır.
Milet kent alanına ilk girdiğinizde görkemli tiyatro sizi karşılıyor. Yarımay şeklindeki bu amfitiyatro, Milet kentine ait günümüze ulaşan en görkemli yapılardan biridir.
Nymphaion
Tiyatronun biraz ilerisinde Miletos’tan günümüze ulaşan en eski yapılardan biri olan senato binası ve karşısında kente su dağıtımını sağlayan Nymphaion vardır (Nymphaion: Heykellerle bezenmiş üç katlı halk havuzu ve çeşmesidir). Nymphion, üç nişin üzerinde konumlanmıştır. Ayrıca yapıya ait arkadan ulaşan su kemerinin beslediği iki su deposu bulunmaktadır. Bu depolarda biriken su, hem kanallarla kentin çeşitli yerlerine dağıtılmış hem de Nymphaion’un önündeki büyük havuzda toplanmıştır.
Faustina'daki Meandros Heykeli
Miletos’taki en iyi korunmuş yapılardan biri de Faustina Hamamları’dır. Roma kralının karısı Faustina tarafından yapılan bu hamamlar, çeşitli derecelerde ısıtılmış bir dizi odadan oluşur. Mekân soğuk su ile dolu basit bir havuzu içerir. Havuzun bir kenarında bir dirseğine dayanarak uzanmış bir nehir tanrısı Meandros Heykeli, öbür kenarında da mermer bir aslan heykeli vardır. Aslan figürünün orijinali (M.Ö. 5-6. yüzyıl) Louvre Müzesi’nde sergilenmekte, fotoğrafta gördüğünüz aslına sadık kalınarak yapılan bir kopyasıdır.
Aslan Figürü
Denizcilik alanında başarılı olan bu kentte insanı büyüleyen denizden çıkarılmış mermerler…
Deniz mermeri
Miletos'ta bulunan birçok eser yurtdışına (özellikle Paris Louvre Müzesi'ne) götürülmüş.
Milet’in mitolojik hikâyesine değinecek olursam; Apollon ile Girit Kralı Minos'un kızı Akakallis'in üç çocuğundan biri olan Miletos dağa bırakılır ve Miletos’a kurtlar bakar. Çobanların büyüttüğü Miletos, daha sonra Anadolu'ya gelerek Menderes Nehri’nin kızı Kyane ile evlenerek “Miletos” şehrini kurar. Hikâye ile bilgim bu kadar… Sınırlı düşüncenin ve felsefenin temellerinin atıldığı, uygarlığın doğduğu bu toprakları ziyaret etmenizi tavsiye ederim.