Merhaba, ben Duru Özmeral. 11 yaşındayım ve kendimi bildim bileli geziyorum.
Aynı şekilde bu yıl da kendimi bir gezide buldum. Anladım ki benim gezgin babaannem bana bir karne hediyesi olarak bu geziyi düzenlemiş, çok aşırı mutlu oldum. Çünkü ben bu gemiyle seyahata çıkmayı gerçekten çok istiyordum. Her neyse, zaman geçti... (Zaman gerçekten geçti mi? Bilmiyorum. Çünkü çok mutlu ama bir o kadar da heyecanlıydım.)
Ama gemiye girince her şey değişti, ağzım açık kaldı ve elimdeki valizi o anda bıraktım. “Bu da ne böyle!” dediğimi o kadar iyi hatırlıyorum ki, etrafıma baktığımda herkesin de böyle olduğunu anladım. Ve yaklaşık 40-45 dakika sonra annemle gemiyi keşfe çıktık, şunu söylemeliyim ki ''adamlar yapmadık şey bırakmamışlar''. Annem de etkilenmiş olacak ki, ‘’Umarım büyüyünce sen de böyle muhteşem ötesi gemiler tasarlarsın.’’ dedi. : )
Ardından açık büfeye gittik. Burası hakkında bir şey söyleyemiyorum, size anlatabilmem çok zor... Her yerde bir kafe var ve işin en güzel tarafı bu kafelerin çoğu açık büfe! Biliyoruz ki bu hayatın bir felsefesidir, insanlar doyumsuzdur (ırk ayrımı yapmadan söylüyorum). Bu duruma rağmen personeller her şeye yetişiyor. Ve yazdığım önceki cümlede asıl anlatmak istediğim şey, personelin de ne kadar iyi olduğudur.
Tabii ki es geçmemem gereken biri daha var. O da rehberimiz Gürkan Abi. Güler yüzü, samimiyeti, saygısı ve sabrıyla bize çok güzel bir şekilde rehberlik etti. Sanırım rehberlik demek bu olsa gerek...
Ayrıca birazcık aksiyon da istiyorsanız zipline, su sörfü, tırmanma duvarı gibi imkanlar da mevcut. Garanti edebilirim ki, hepsi kesinlikle çok güvenli. Gece şovları, su gösterileri, buz gösterileri, açık yürüyüş ve koşu parkuru, masa tenisi, basketbol sahası, golf sahası ve daha neler neler... Bunların yanında söylemeden geçemeyeceğim atlıkarınca ve geminin içindeki klasik araba, sokağı andıran mekanlar, ağaçlar, rengarenk çiçekler... Gerçekten muhteşemler.
Sizlere anlatmak istediğim şeyler şimdilik bunlardı. Gemiyle ilgili size başka bir şey söyleyemem, söylemek istesem de kelimelerin ifade edebileceğini pek sanmıyorum. Derler ya; anlatılmaz, yaşanır. Bu gemi de öyle...