El Nido’daki ikinci günümüzde, ilk güne kıyasla biraz daha erken tura başlamaya karar vermiştik. Kahvaltı sonrası teknenin kaptanı Armen ile buluşmak üzere yerel acentanın küçücük ofisine gittik. Armen’in annesi babası orada ama Armen'in kendisi ortada yok. Annesi biraz utana sıkıla, bir gece önce Armen’in Fransız bir grupla dışarı çıkıp alkolü ve eğlenceyi biraz kaçırdığını ve sabah uyandıramadıklarını söyledi. Gülsek mi bilemedik. :) Armen gelemeyeceği için bugün bize Armen’in kız kardeşi eşlik edecek.
Bir gün once size Armen’i anlatmıştım. Enteresan dövmeleri, piercingleri, yarısı kazınmış saçlarıyla akılda kalıcı bir karakter. Fırlama, güzer yüzlü ve acaip yetenekli bir genç.
Ama kız kardeşini de hiç küçümsemeyin. Kız kardeşi de en az Armen kadar fırlama. Bir gün once Armen bize zıpkınla balık avlamıştı, taze taze yemiştik. Ama bugün Armen yerine kız kardeşi bize eşlik edince galiba bugün balık yok diye dişündük ama kız bizi utandırdı. O da öğle saatlerinde zıpkınla daldı ve günün yemeğini denizden çıkarttı. Aileden gelen bir yetenek olsa gerek.
Gelelim bugünkü rotamıza…
Helikopter Adası’nın yanından geçerek once Secret Beach’e ulaştık. Burada direk kumsala kadar yanaşmadı motor. Biraz daha açıkta demirledi.
Adı üstünde, saklı bir yer burası.
Teknenin demirlediği noktadan şnorkeller ile sahile doğru su altını izleye izleye gidiyoruz. İki tarafımızda yükselen karstik oluşumlar var. Nefisti.
Sonraki durağımız Star Beach. Burası boylu boyunca uzanan bembeyaz kumsalları ile dikkat çekiyor. Kumsaldan denize doğru uzanan palmiyeler tam bir görsel şölen.
Bu bölgede özellikle snorkel yapmak için ayrılan bölge rengarenk su altı dünyası ile muhteşemdi. Balıkları da biraz besledik tabii.
Saklı kalmış sahillerden bir diğeri ise Hidden Beach. Burası doğal yapısı ile Secret Beach’e çok benziyor.
Bir de buradan sonra bir mağaraya giriyoruz. Bunu mutlaka deneyimleyin. Çünkü mağara içinden manzara müthiş.
Bu kadar deniz güneş ve yüzme sonrası karnımız da epey acıkmışken, öğle yemeğini yiyeceğimiz noktaya gidiyoruz: Ipil Beach.
Yemek hazırlanana kadar, snorkeler ile su altını keşfe başlıyoruz. Sarı, pembe, mor gibi rengarenk mercanları izleyerek keyif yapıyoruz.
Bu sırada kaptanımız ve mürettabat sahilde bize masa kuruyor. Karides, balık, salata, pilav, ahtapot ve tropikal meyveler var menümüzde.
Sofra çok özenli hazırlanmış. Afiyetle yediğimiz yemek sonrası şimdi bunları yakmanın zamanı.
Bu nedenle biraz tepelere tırmanacağımız Matinloc Shrine’a gidiyoruz. Burası Katolikler için çok önemli.
İndiğiniz noktada karstik oluşumlar arasında Meryem Ana’nın heykeli ve büyükçe bir Haç var.
Burası halen bazı Katolik denizciler için Hac yeri olarak kabul görüyormuş. Girişinde kişi başı yaklaşık 50 peso ödüyoruz. Tepeden manzara ise nefis.
Bir sonraki durak Paradise Beach yani Cennet Kumsal. Adı üzerinde, burası adeta Cennet’ten bir köşe.
Bir sonraki durak ise günün en beğendiğimiz noktası: Cadlao Lagoon. “Cadlao”nun kelime anlamı gülücükmüş. Bu ismin verilmesinin sebebi, karstik oluşumların gülen bir insan yüzüne benziyor olması. Müthiş bir coğrafya ve çok huzurlu bir ortam.
Burası hepimizin o kadar hoşuna gitti ki planladığımızdan biraz daha uzun kaldık.
Buradan sonra Palmiye ağaçlarının denize doğru uzandığı Pasandigan Beach’e, oradan da kumsalı mercan kırıkları ile kaplı olan, diğer kaya oluşumlara göre biraz daha ağaçlık bir nokta olan Natnat Beach’e gittik.
Natnat Beach günün son durağıydı ve tekrar El Nido merkeze döndük. Otele varıp üzerimizi değiştirdiğimiz gibi, 2 tane tricycle ile anlaşarak, gün batımını izlemek üzere El Nido merkezin biraz daha güneyinde yer alan Corong-Corong Beach’e gittik. Burada sahil boyunca ufak işletmeler var. Dilerseniz gün batımını birer kadeh içecek sipariş ederek izleyebilir ya da gün batımında kumsal boyunca yürüyüş yapabilirsiniz. Hangisini yaparsanız yapın, günün güzel batacağı garanti.
Güneşi de batırdık.
Şimdi yemek vakti. El Nido merkezinde daha once de bahsettiğim gibi farklı dünya mutfaklarını bulmak mümkün. Bu kez biz bir Italyan restoranını tercih ettik. Dekoru da yemekleri de muhteşemdi. Eğer burayı tercih ederseniz restorana çıplak ayak girmeniz gerektiğini de belirteyim. :)
Yemek sonrası, uyku öncesi masaj şart. Yaptırmazsanız sonradan aklınız kalır, benden söylemesi.
Ertesi sabah erken saatlerde 600 pesoya kiraladığımız minivan bizi El Nido Havaalanı’na transfer etti. El Nido’dan çok fazla uçuş yok. Bu nedenle mutlaka planlama yaparken günlerinize ve uçuş saatlerinize dikkat etmelisiniz.
Havaalanında tek tek tüm valizlerinizi kontrol ediyorlar. Aman içinde deniz kabuğu mercan parçası falan olmasın. Çünkü bunları adadan çıkartmak yasak. Biz de bu kontrollerden geçip, check-in işlemlerimizi yaptıktan sonra havaalanından uçağa doğru uzanan kırmızı halıdan yürüyerek, 08:45’te Air Swift ile Cebu’ya gitmek üzere pervaneli uçağa biniyoruz. 1 saat 15 dakika süren uçak yolculuğumuz sonrası artık Cebu’dayız.
YAZAN: TUĞÇE YILMAZ
Filipinler yazı dizisinin diğer bölümlerini okumak için aşağıdaki başlıkların üzerlerine tıklayabilirsiniz:
- FİLİPİNLER 1. BÖLÜM: FİLİPİNLER'E SEYAHAT
- FİLİPİNLER 2. BÖLÜM: PALAWAN ADASI VE PUERTO PRINCESA
- FİLİPİNLER 3. BÖLÜM: PUERTO PRINCESA HONDA BAY ADALAR TURU
- FİLİPİNLER 4. BÖLÜM: PUERTO PRINCESA YERALTI NEHRİ TURU
- FİLİPİNLER 5. BÖLÜM: PALAWAN ADASI BATAK KABİLESİ
- FİLİPİNLER 6. BÖLÜM: PALAWAN ADASI EL NIDO ISLAND HOPPING A&B
- FİLİPİNLER 8. BÖLÜM: BOHOL ADASI TURU
- FİLİPİNLER 9. BÖLÜM: BALİNA KÖPEKBALIĞI PEŞİNDE PANGLAO’DAN OSLOB’A YOLCULUK
Yazar Hakkında
TUĞÇE YILMAZYaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni
