Bir gün önce Puerto Princesa’dan çıkıp, yolda Batak Kabilesi’ni ziyaret ettiğimiz için El Nido’ya varışımız gece geç saatleri buldu. İlk gece için El Nido merkezinin biraz dışında havaalanına yakın bir bölgede yer alan butik bir otelde rezervasyon yaptırmıştık: Villa Libertad. Oteli bulmamız biraz zor oldu ama sonuçta bulduk. Otel biraz Bali’deki tipik otelleri andiran yapıda. Mesela otelde resepsiyon ve restoran kısmına ayakkabı ya da terliklerinizi çıkartarak giriyorsunuz. Ahşabın bolca kullanıldığı bir yapı. Otele vardığımız gibi odalara eşyalarımızı bırakıp doğruca restorana yöneldik. Ancak her birimizin verdiği sipariş birbirinden farklı zamanlarda geldi. İçecekler ise yemek sonunda. O noktada otel güzel olsa da hizmet kalitesi ve otelin yerinden memnun kalmadığımız için ertesi gün oteli değiştirmeğe karar verdik. Ertesi sabah otelde kahvaltı yaptıktan sonra bir gün önce bizi Puerto Princesa’dan El Nido’ya getiren şoförümüz aldı ve yeni ayarladığımız El Nido merkezindeki otele transfer etti. Biz otele valizlerimizi bırakırken bize burada tekne turlarını yapacağımız yerel acenta ile tanıştırdı.
Valizleri bırakıp, mayoları giyip, doğruca tekne turuna çıkacağımız noktaya gittik. El Nido’da 4 -5 tane farklı ada turu var. Bunlara Island Hopping turları diyorlar. A, B, C, D ve bazı acentalarda olan E turlarının her birinde birbirinden farklı ada, lagün, mercan resifi, boylu boyunca uzanan kumsallar ya da mağaralar yer alıyor.
Bu ada turlarından en az 2 yada 3 tanesini yapmanız gerekli. Çünkü bu ada turları sayesinde El Nido’nun tam bir tropikal cennet olduğunu anlayabilirsiniz.
Eğer hâlihazırdaki turlara katılarak hepsini gezmek isterseniz 4-5 gün ayırmanız gerek. Ya da biraz daha yüksek ücret ödemeyi göze alarak kendi grubunuza özel tekne kiralayabilir ve bu A, B, C, D programlarında yer alan adaları kombinleyebilirsiniz. Biz öyle yaptık.
İlk gün A ve B turlarının top destinasyonlarını seçip, özel tekne ile yola çıktık. Bu sayede hangi adada ne kadar kalacağınızı da kendiniz belirlemiş oluyorsunuz. Teknenin tek günlük kirası için 6 kişi toplam 9.000 peso ödedik. Bunun yanı sıra bir de El Nido’ya varışta kişi başı 200 peso çevre vergisi ödüyoruz. Burada Puerto Princes Honda Bay turunda olduğu gibi tek tek her ada girişi için değil tek seferde tüm El Nido ve çevresi için ödenen tutar bu.
Tekneye ödediğimiz 9.000 peso içinde enfes bir ogle yemeği de dahil ve bu yemeği tekne mürettabatı hazırlıyor. Hatta ilk gün A&B turunu yaparken kaptanımız Armen zıpkınla denizde tuttuğu balıkları bize pişirdi.
Armen, enteresan bir karakter. Biraz Aborjinler’e benziyor. Tüm sırtında omurga şeklinde dövme vardı. Göğüs uçlarında piercing olan Armen’in kafası da enteresan şekilde traşlanmıştı. İşine çok hakim ve çok güleryüzlü bir kaptandı.
A ve B kombinasyonlu turumuzda toplam 7 farklı durak yaptık. İlk durağımıza gitmeden once seyir rotamızda Helikopter Adası’nı gördük. Bu adaya şekli benzediği için Helikopter Adası adı verilmiş.
Turdaki ilk durağımız Big Lagoon yani Büyük Lagün’dü.
Buraya tekne ile girdik. Manzara, her iki tarafta yükselen üzeri yemyeşil kayalar, turkuaz deniz muhteşemdi.
Buradan sonra Small Lagoon yani Küçük Lagün’e geçtik. Ancak Small Lagoon'ün içine tekneler giremiyor.
Teknemiz demir attı ve bize 3 tane ikişer kişilik kano gönderdiler. Kano başına 300 peso ödeyip, kanolara binerek, ufacık bir delikten geçip, Küçük Lagün'ün içine girdik. Gerçekten çok etkileyiciydi.
Burada dikkat edilmesi gereken konu, buraya geldiğiniz saat.
Çünkü sular öğleden sonra yükselmeye başladığında o ufacık delikten geçemiyorsunuz.
Küçük Lagün sonrası aynı zamanda ogle yemeğimizi de yiyeceğimiz Shimizu Adası'na gittik. Konum olarak Büyük Lagün ve Küçük Lagün arasında yer alan ada su altı ile meşhur.
Daha once Maldivler olsun, Boracay olsun, Tayland olsun pek çok yerde şnorkel ile mercan resiflerinde yüzmüş olsak da buradaki mercan oluşumları çok daha enteresandı. Yaprak yaprak, lahana gibi mercan oluşumları ve rengarenk balıklarla yüzmek çok keyifliydi.
Burada su altındaki serüvenimiz sonrası sudan çıktığımızda Armen ve ekibi yemeği çoktan hazırlamıştı. Yemeği teknenin içinde servis ettiler. Armen’in zıpkınla avladığı balıkları ve ahtapotu da taze taze yedik, çok lezzetliydi.
Yemek yediğimiz sırada koyda tek tekne olarak kaldık. Denizde de kimse olmayınca adanın asıl sahipleri monitor kertenkeleler kumsala çıkmaya ve kendilerini göstermeye başladılar. Fotoğraflarını yakından çekmek için yanlarına gidince de hemen kayalıkların arasına kaçtılar.
Bir sonraki durağımız ise Snake Island yani Yılan Adası idi. Bu adaya bu ismin verilmesinin sebebi adanın yılana benzeyen görüntüsü.
Yanaştığımız noktadan merdivenler ile adanın en tepesine doğru çıktık ve etrafı fotoğrafladık. Tepeye çıkmayanlar ise deniz ve güneşin tadını çıkardı.
Tam tepeye vardığımızda ise bizi maymunlar karşıladı. :)
Yılan Adası sonrası Entalula Kumsalı’na gittik. Bembeyaz kumsallara uzanan palmiyeler görülmeye değer. Su altı kadar su üstü de etkileyiciydi.
Buradan sonra uğradığımız Cudugnon Mağarası ise doğal güzelliği kadar tarihteki önemi ile de dikkat çekiyor. Çünkü bu mağara Amerikan-Japon Savaşı sırasında Japonların saklandıkları yerlerden biriymiş. Insan görünce burayı nasıl bulup keşfetmişler, hayret ediyor. Mağaraya ufacık bir delikten sürünerek giriyorsunuz. İçeride 2 bölüm var. İlk bölüm yarasalar ile dolu ve oldukça geniş. İkinci bölüme mağara içindeki kayalardan çok kısa tırmanarak çıkıyorsunuz. Hatta bu alanda zamanında Japonların burada saklandıkları dönemde gömdükleri altınlar ve savaş gereçleri bulunmuş. Bunların bulunduğu çukuru da görüyoruz.
Sonraki durak Pinagbuyutan Adası oldu. Oldukça dik bir kayalıktan oluşan adanın bir kısmı tamamen ormanlık alan.
Kumsalda parçalanmış ama henüz daha tamamen ufalanmamış mercan parçaları olduğu için yürümek biraz zor. Bu nedenle adaya terlikle inmekte yarar var.
Sahilde durup arkanıza doğru baktığınızda, olabildiğince göğe uzanan ağaçlarla kaplı kayaları ve upuzun palmiye ağaçlarını görüyorsunuz.
Günün son durağı ise El Nido merkeze yakın konumdaki Şnorkel alanı oldu. Burada da envai çeşit mercan ve rengarenk balıklar ile yüzdük. Mercanların bir kısmı o kadar renkli ki, morlar, sarılar, turuncular, pembeler. Suyun altı tam bir renk cümbüşü.
Kısaca özetlemek gerekirse, A turunda Small Lagoon, Big Lagoon, Secret Lagoon, Shimizu Adası, 7 Commando Kumsalı; B Turunda ise Snake Adası, Pinagbuyutan Adası, Entalula Sahili, Cudugnon Mağarası ve bir Şnorkel alanı yer alıyor. Biz iki turu kombinlediğimiz için bunlar arasında en enteresan olanlarını gördük.
Turumuz sonunda sahile yanaşıp aynı acenta ile bir sonraki gün için C ve D grubunun kombinasyonu için anlaşma yaptık.
Otelde duş alıp hazırlandıktan sonra El Nido merkezinde bir yürüyüşe çıktık. Çok iptidai dükkanların arasına sıkışmış, 6-7 tane de son derece şık dizayn edilmiş tasarım mağazaları var.
Yemek için seçenek oldukça fazla. Her tarz restoran var. Vietnam Mutfağı'ndan Yunan Tavernası'na kadar geniş bir yelpaze. Biz ilk gece sahil kenarında kumsalda kumların üzerine atılmış masaların olduğu bir deniz ürünleri restoranına geçtik. Burada gidip tezgahtan istediğiniz deniz ürününü seçip pişirttirebiliyorsunuz. Yine enfes biz yemekti.
Geceyi ise otele dönüş yolunda gördüğümüz bir masaj salonunda masaj yaptırarak sonlandırdık.
YAZAN: TUĞÇE YILMAZ
Filipinler yazı dizisinin diğer bölümlerini okumak için aşağıdaki başlıkların üzerlerine tıklayabilirsiniz:
- FİLİPİNLER 1. BÖLÜM: FİLİPİNLER'E SEYAHAT
- FİLİPİNLER 2. BÖLÜM: PALAWAN ADASI VE PUERTO PRINCESA
- FİLİPİNLER 3. BÖLÜM: PUERTO PRINCESA HONDA BAY ADALAR TURU
- FİLİPİNLER 4. BÖLÜM: PUERTO PRINCESA YERALTI NEHRİ TURU
- FİLİPİNLER 5. BÖLÜM: PALAWAN ADASI BATAK KABİLESİ
- FİLİPİNLER 7. BÖLÜM: PALAWAN ADASI EL NIDO ISLAND HOPPING C&D
- FİLİPİNLER 8. BÖLÜM: BOHOL ADASI TURU
- FİLİPİNLER 9. BÖLÜM: BALİNA KÖPEKBALIĞI PEŞİNDE PANGLAO’DAN OSLOB’A YOLCULUK