Filipinler 8. Bölüm: Bohol Adası Turu

El Nido’dan 08:45’te kalkan uçağımız saat 10:00’da Cebu’ya ulaşıyor. Bugün planımız Cebu’dan doğruca Bohol’e geçmek.

Cebu’ya vardığımız gibi havaalanından feribot terminaline gitmek için hemen bir taksiye bindik. Burada iki çeşit taksi var: Sarı ve beyaz. İkisi arasındaki fark ise sarı taksinin kısa mesafede daha pahalı olması. Biz de kısa mesafe gideceğimiz için tabii ki beyaz taksileri tercih ettik.

Terminale vardığımız gibi Bohol Adası’nın başkenti Tagbilaran’a 6 bilet aldık. Cebu ve Bohol arasında 3 büyük feribot şirketi hizmet veriyor. Fiyatları birbirine yakın. Biz gittiğimizde hemen kalkacak olan Ocean Jet isimli şirketin feribot seferi vardı.

Normal bilet kişi başı 500 peso, VIP bilet ise 1.000 peso. Eğer VIP yani Business Class biletiniz varsa feribotun üst katında oturuyorsunuz ve valizinizi hemen yanınıza alma şansınız oluyor.

11:40’ta bindiğimiz feribot Bohol Adası’nın başkenti Tagbilaran’a 2 saat sonra, saat 13:40’ta ulaştı.

Bohol Adası’na varışımızı takiben feribottan indiğimiz gibi iskelede adanın çeşitli bölgelerine tur yapan acentaları görüyoruz. Vaktimiz kısıtlı olduğu için adanın en öne çıkan bölgeleri arasında olan Çikolata Tepeleri'ni, Loboc Nehri’ni, tarsierleri ve insan yapımı ormanı göreceğimiz bir tur paketi alıyoruz. Tüm öğleden sonra sürecek bu tur için kişi başı 300 peso ödedik.

Filipinler’in Merkez Visayas Bölgesi’nde yer alan Bohol Adası’nın çevresindeki irili ufaklı 75 ada ile birlikte toplam nüfusu 1,2 milyon civarında. Adanın kıyı kesimleri bembeyaz kumsallar ile kaplıyken iç tarafları yüksek tepeler ve yağmur ormanlarından oluşuyor. Farklı coğrafik özelliklere sahip olduğu için Filipinler’in en fazla turist çeken noktalarından. Sadece doğası değil, su altı da çok zengin. O nedenle burası dalmayı sevenler için de güzel bir durak. Ayrıca ada çevresinde balina ve yunus popülasyonu da epey fazla olduğu için bu sevimli canlıları izleyebileceğiniz turlara katılmak da mümkün.

Loboc Nehri

Biz turumuza ilk olarak Loboc Nehri’nden başladık. Burada önce sizi katamarana benzer üzerinde geniş platform olan teknelere alıyorlar.

Tekne daha hareket etmeden öğle yemeği servisi başlıyor. Açık büfe olarak sunulan yemekler oldukça lezzetli.

Siz yemeğinizi yerken aynı zamanda yerel müzisyenler gösteri yapıyor. Bu sırada nehirdeki zargana benzeri balıkları da tabağınızdan aşırdığınız birkaç parça yemekle besleyebilirsiniz.

Yemeğin bitimine doğru tekne usul usul nehirde yol almaya başlıyor. Sağ ve sol manzara muhteşem. Nehir boyunca minik kiliseler, ufacık evler gözümüze çarpıyor.

Nehirde belirli bir noktaya geldiğimizde karşımıza ufak bir şelale çıkıyor.

İşte bu noktadan sonra geri dönüş başlıyor. Ancak geri dönerken tekne rengarenk kıyafetleri içinde müzik ve dans gösterisi yapacak olan köy korosunun bulunduğu yerde mola veriyor.

İsteyenler burada tekneden inip koroya eşlik edebiliyor. Bu köyün geçim kaynağı aldıkları bahşişler. O nedenle bu güzel müzik ziyafeti sonrası bahşiş bırakmayı ihmal etmeyin.

Yemekle birlikte toplam 1,5 – 2 saat kadar süren nehir turu, Bohol’da mutlaka yapmanız gereken bir aktivite.

Tarsier Bakım ve Koruma Merkezi (Tarsier Sanctuary Area)

Buradan sonra boyları 85 mm – 160 mm arasında, ağırlıkları 80 gram ile 160 gram arasında değişen, parmak kadar küçük bir canlı olan Tarsierler'i görmek üzere Tarsier Bakım ve Koruma Merkezi'ne, yani Tarsier Sanctuary Area’ya gidiyoruz.

Etrafı çevrili doğal bir park alanı burası. Girişte görevliler hemen sessiz olmamız konusunda bizi uyarıyor. Tarsierler uykuyu çok seviyorlar ve neredeyse hiç hareket etmeden duruyorlar.

Bu sevimli yaratığın ilham verdiği 2 önemli karakter var: Biri ünlü E.T. filminin uzaylı meşhur karakteri E.T., diğeri ise Star Wars’taki Jedi ustası meşhur hoca Yoda. Sizce de hık demiş, burnundan düşmemiş mi?

Korunma altına alınmış olan bu canlıların 45 milyon yıldır dünya üzerinde olduğu tahmin ediliyor. Ancak günümüzde sadece Filipinler’de birkaç adada, Endonezya’nın bazı bölgelerinde ve Borneo’da kalmışlar.

Bu sevimli canlıları gördükten sonra insan yapımı orman içerisinden ilerleyerek Çikolata Tepeleri’ne doğru yol alıyoruz. İnsan yapımı ormana geldiğinizi nasıl mı anlayacaksınız? Şöyle açıklayayım. :) Burada ağaçlar o kadar sık dikilmiş ve o kadar iyi bakılmış ki, gündüz hava ışıl ışıl olsa da ormana girdiğinizde hava adeta kararıyor. Yaprakların sıklığından gökyüzünü göremiyorsunuz. Adeta ağaçtan bir geçit içerisinde ilerliyorsunuz.

Çikolata Tepeleri

Bir sonraki durağımız Bohol’un en fazla ziyaret edilen yeri olan Chocolate Hills yani Çikolata Tepeleri.

Adanın tam ortalarında bulunan bölge yaklaşık 50 kilometrekareden fazla bir alan kaplıyor. Yükseklikleri 30 ila 50 metre arasında değişen 1.268 tane, üzeri çim kaplı konik tepe var burada. Tüm konik tepeleri yukarıdan izleyebilmek için öncelikle tepedeki platform ulaşmak gerekiyor. Yani bol bol basamak çıkmaya hazır olmalısınız.

Bu tepeciklerin milyonlarca yıl once bölge denizler altındayken su akıntıları sayesinde oluştuğu tahmin ediliyor.

Tüm konik tepeler biz gittiğimizde (yağışlı sezona geçiş dönemine denk geldiği için) yavaş yavaş yeşermeye başlamıştı. Burası kuru sezonda kahverengi bir görüntü aldığı için damla çikolatalar gibi görünüyor ve bu yüzden de Çikolata Tepeleri olarak anılıyor. Hatta burası aynı İsviçre'nin Zermatt Bölgesi'ndeki Matheron Tepesi'nin Toblerone çikolatasının şekline ilham kaynağı olduğu gibi, buradaki çikolata tepeler de Hershey’s marka çikolataların bir ürününe ilham kaynağı olmuş.

UNESCO Dünya Mirasları Listesi’nde yer alan Çikolata Tepeleri için anlatılan farklı rivayetler de var. O rivayetlere göz atmak isterseniz, annemin bir önceki Filipinler seyahati sonrası yazdığı Bohol Adası ve Çikolata Tepeleri yazısında okuyabilirsiniz.

Bu bölgenin turistik olarak ziyaret edilmeye başlanması ise 1980 sonrasına rastlıyor. Özellikle de Harry Potter serisinin bir filminde mekân olarak kullanılmasından sonra adını dünyaya duyuruyor.

Panglao Adası

Burası özellikle gün batımlarında bir başka güzel oluyor. Günü burada batırdıktan sonra otelimizin yer aldığı Bohol Adası’nın doğusunda yer alan ve Bohol Adası’na bir köprü ile bağlı olan Panglao Adası’na geçiyoruz. Burası Bohol ve çevresinde kalınacak en güzel yerlerden. Adanın en hareketli yeri ise Alona Beach. Otelinizi burada seçmenizi öneririm.

Eğer gün içinde vakit olsaydı bir de adadaki kelebek çiftliğine gidebilirdik ama hem vakit yetmediği hem de 1-2 gün öncesinde Puerto Princesa’da gitmiş olduğumuz için biz vaktimizi diğerlerine ayırmayı tercih ediyoruz.

YAZAN: TUĞÇE YILMAZ

Filipinler yazı dizisinin diğer bölümlerini okumak için aşağıdaki başlıkların üzerlerine tıklayabilirsiniz:

FİLİPİNLER 1. BÖLÜM: FİLİPİNLER'E SEYAHAT

FİLİPİNLER 2. BÖLÜM: PALAWAN ADASI VE PUERTO PRINCESA

- ​FİLİPİNLER 3. BÖLÜM: PUERTO PRINCESA HONDA BAY ADALAR TURU

FİLİPİNLER 4. BÖLÜM: PUERTO PRINCESA YERALTI NEHRİ TURU

FİLİPİNLER 5. BÖLÜM: PALAWAN ADASI BATAK KABİLESİ

FİLİPİNLER 6. BÖLÜM: PALAWAN ADASI EL NIDO ISLAND HOPPING A&B

FİLİPİNLER 7. BÖLÜM: PALAWAN ADASI EL NIDO ISLAND HOPPING C&D

FİLİPİNLER 9. BÖLÜM: BALİNA KÖPEKBALIĞI PEŞİNDE PANGLAO’DAN OSLOB’A YOLCULUK

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni