Filipinler 2. Bölüm: Palawan Adası ve Puerto Prıncesa

Manila Ninoy Havaalanı’ndan Palawan Adası’nın başkenti Puerto Princesa’ya uçuşumuz saat 06:40’ta. Dolayısıyla havaalanının karşısında yer alan otelimizden saat 05:15 gibi havaalanına doğru yola çıktık. Manila’da neredeyse her saat taksi bulabiliyor olsanız da biz işi riske atmamak için bir gece önceden transferimizi ayarlamıştık. Sabaha karşı anlaştığımız taksi bizi otel önünde bekliyordu. Yaklaşık 3-4 kilometrelik yolu 10 dakika bir sürede, yaklaşık 9 dolar karşılığında gittik.

Havaalanına varışımız ve check-in işlemlerimiz sonrası Puerto Princesa’ya saat 06:40’ta havalandık. Inişimiz saat 08:00 civarıydı.

Filipinler’in en büyük adası olan Palawan, ülkenin güneybatı esiminde Sulu Denizi ile Güney Çin Denizi arasında yer alıyor. En büyük özelliği ise dünya çapında yapılan anketlerde neredeyse her sene “dünyanın en güzel adası” unvanını alması.

Henüz bozulmamış doğası, birbirinden çeşitli kumsalları, adanın her köşesine yayılmış saklı koyları, birbirinden enteresan mağaraları ve insanı cennette hissettiren lagünleri ile muhteşem bir coğrafyaya sahip. Tropikal iklimin hakim olduğu adada yıl boyunca hava sıcaklığı 25- 32 derece arasında. Haziran – Ekim arası ise yağışların yoğun olduğu dönem. Bu nedenle bu dönemde adaya seyahatten kaçınmakta yarar var. Ana ekonomisi tarıma dayalı olsa da son dönemde turizmde de atağa geçmiş. Bunu daha net olarak El Nido’da görmek mümkün. Çünkü her yerde yeni yapılan otel inşaatlarını görmek mümkün. 
Adaya ulaşım hiç de kolay değil. Çünkü Palawan diğer adalara göre daha açıkta yer alıyor. Bu nedenle deniz yolu ile ulaşım hem uzun sürüyor hem de çok konforsuz. Uçak seferleri ise oldukça nadir. Bu nedenle mutlaka uçağı önceden ayarlamanızı öneririm. Ada içinde ulaşımda ise toplu taşıma çok rahat ve konforlu değil, o nedenle eğer imkanınız varsa özel araç kiralayabilirsiniz. Ada kuzey batı, güneydoğu doğrultusunda 450 km uzandığı, eni ise 50 km olduğu için ince uzun bir ada. Yollar da çok bakımlı olmadığından yol tahmininizden daha uzun sürebilir. Ama tüm bunlara değiyor mu derseniz, kesinlikle evet.

Puerto Princesa ise adanın en gelişmiş ve en merkezi kenti. Biz Puerto Princesa’ya varışımızı takiben havaalanında 2 tane taksi ile anlaşarak, şehir merkezine yakın konumdaki Hue Otel'e gittik. Hue Otel, yeni açılmış, son derece modern dizayn edilmiş, çatısında havuzu olan şirin bir otel. Hemen yanı başında ise kentin en büyük AVM’si olan Robinson's Place yer alıyor.

Otele varışımız sabahın erken saatleri olsa da otel görevlileri early check-in yapmamıza olanak tanıdı. Bu sayede otele valizlerimizi bıraktığımız gibi hemen Puerto Princesa kent merkezini dolaşmaya başladık.

İlk olarak Puerto Princesa'nın sahil bölgesine gittik. Buranın tour paketleri içinde sıklıkla “Bay Walk” olarak adlandırıldığını göreceksiniz. Çok büyük bir özelliği olduğunu söyleyemem.

Mesela Manila’da da benzer bir “Bay Walk” olayı var. Ancak Manila'da körfez boyunca yürürken arka tarafınızda restoranlar, kafeler, dönme dolaplar gibi çeşitli atraksiyonlar var. Ancak burada sadece körfez boyunca uzanan bir yürüyüş yolu bulunuyor.

Buradan sonra biraz daha tepelik bir alanda bulunan Puerto Princesa Katedrali'ne gidiyoruz.

Bu bölge kentin ilk kurulduğu yer aynı zamanda. Bu katedralde açık mavi tonun ağırlıkta olduğu dikkatinizi çekecek. Biz gittiğimizde katedralin dışında restorasyon çalışması devam ediyordu. İlk olarak İspanyollar tarafından 1872 senesinde inşa edilen kilise yıllar içinde genişletilmiş. Günümüzdeki halini alması ise 1961 senesine rastlıyor.

Kilisenin ön yüzünün baktığı park alanında ise Filipinler’in ulusal kahramanı Jose Rizal’in heykeli bulunuyor. Jose Rizal'in kim olduğuna dair daha fazla bilgi isterseniz, Manila Gezi Rehberi yazıma göz atmanızı öneririm.

Kilisenin hemen karşısında ise bence Puerto Princesa’nın en akılda kalıcı noktalarından olan Plaza Cuartel yer alıyor.

Burası Palawan Adası’nın tarihi ile dikkat çeken yerlerinin başında. İkinci Dünya Savaşı sırasında burada Amerikalılar varmış. Ancak Amerikan-Japon Savaşları sırasında Japonlar burayı ele geçirmek için adaya saldırmışlar. Burada tutuklu bulunan 150 Amerikan askerini de canlı canlı yakmışlar. Bu olaydan sadece 11 Amerikan askeri kaçıp kurtulabilmiş.

İşte bu park alanında o dönemde öldürülen Amerikan askerlerine hitaben yapılmış üçgen şeklinde bir anıt var. Aynı zamanda yine bu park alanında yer alan bilgilendirme panolarında, kaçarak kurtulan 11 Amerikan askerinin olayı anlatmaları ve fotoğrafları yer alıyor.

Buradan sonra dilerseniz, kilisenin hemen yanından başlayan Rizal Bulvarı boyunca yürüyüş yaparak, kentin alışveriş caddesine ulaşabilirsiniz.

Orjinal boyutundaki heykellerin, şirin evlerin ve bakımlı bahçelerin yer aldığı Baker’s Hill özellikle çocuklu ailelerin dikkatini çekecek bir durak. Bir diğer enteresan durak ise Mitra’s Ranch yani Mitra’nın Çiftliği. Bir tepede yer alandaki çiftlik Senator Ramon Mitra’nın ailesi tarafından işletiliyor. Tepede yer aldığı için hoş bir kent manzarası sunuyor. Burada dilerseniz dinlenebilir, dilerseniz Zipline yapabilirsiniz. Bu arada yeri gelmişken belirteyim, Filipinler’de özellikle de Palawan Adası’nda her programın içine neredeyse bir Zipline aktivitesi ekliyorlar. Tabii manzaralar bu kadar harika olunca kişilerde de bunu tepeden görme isteği uyanıyor.

Bir diğer ziyaret edilebilecek nokta ise Crocodile Farm (Timsah Çiftliği) olarak bilinen, Vahşi Yaşamı Koruma Merkezi. İçinde farklı türdeki timsahları görebileceğiniz çiftlikte aynı zamanda ufak bir de hayvanat bahçesi var. Ancak biz ona gitmedik.

Timsah çiftliği yerine biz tercihimizi Kelebek Bahçesi’nden  (Butterfly Garden) yana kullandık.

İçeride dünyanın en büyük kelebek cinsi olan Atlas Güvesi'nden minicik kelebeklere kadar çok sayıda ve çeşitli kelebek görmek mümkün.

Çok büyük bir alan değil ancak küçük bir alandaki çeşitlilik oldukça etkileyici. Kelebeklerin yanı sıra bahçenin girişinde çeşitli sürüngenleri de görebilirsiniz.Özellikle bu bölgede yoğun olan yılan, bukalemun ve akrep çeşitleri görülebilir. Murat aralarından birini yemeğe çalıştı. :)

Bir de burada gördüğümüz sopa böceği çok enteresandı. Daha once bu böceği Kosta Rika’da da görmüştük ancak buradaki çok daha iriydi. Dünyadaki en büyük böcek türü olarak gösteriliyor. Zararsız olan bu böceği ağaç dalında görürseniz, daldan ayırt etmeniz neredeyse imkansız.

Bahçenin kelebek ve sürüngen bölümünü gezdikten sonra, bir diğer bölüme geçiyoruz. Bahçenin bu bölümü adada yaşayan etnik kabilelere ayrılmış. Palawan Adası’nın ilk etnik kabilelerinin Aborjinler'den kalma olduğu söyleniyor. Nüfus yoğunluğu olarak sayıca en fazla olan grup Bataklar ve sonrasında farklı farklı kabileler geliyor.

Burayı ziyarete gelen turistlere kabilelerin yaşamını göstermek için, buraya her hafta aynı kabileden farklı bir aile geliyormuş.

Hem kendi yaşantılarını turistlere bir şov etrafında gösteriyorlar, hem de kendi yaptıkları el ürünlerini burada satarak gelir elde ediyorlarmış. Çünkü diğer gelir ettikleri tek şey ormandan reçineleri toplayıp, sertleştirip bunları cila, vernik olarak işlenmesi için büyük işletmelere satmak. Ancak tabii buradan gelen gelirleri çok limitli. Bu nedenle bu bahçede haftalık yaptıkları çalışmadan elde ettikleri turizm geliri onlar için çok önemli. O nedenle giderseniz lütfen alışverişte pazarlık etmeyin. Zaten herşey çok makul fiyatlara sunuluyor.

Burada bize de kendi yerel müzik enstürümanları ile müzik yaptılar, nasıl avcılık ve balıkçılık yaptıklarını, aile ilişkilerini anlattılar. Keyifli ve görülmeye değer.

Bunlar dışında biraz daha detay öğrenmek isterseniz Palawan Müzesi’ni de ziyaret edebilirsiniz.

YAZAN: TUĞÇE YILMAZ

Filipinler yazı dizisinin diğer bölümlerini okumak için aşağıdaki başlıkların üzerlerine tıklayabilirsiniz:

FİLİPİNLER 1. BÖLÜM: FİLİPİNLER'E SEYAHAT

FİLİPİNLER 3. BÖLÜM: PUERTO PRINCESA HONDA BAY ADALAR TURU

- ​FİLİPİNLER 4. BÖLÜM: PUERTO PRINCESA YERALTI NEHRİ TURU

FİLİPİNLER 5. BÖLÜM: PALAWAN ADASI BATAK KABİLESİ

FİLİPİNLER 6. BÖLÜM: PALAWAN ADASI EL NIDO ISLAND HOPPING A&B

FİLİPİNLER 7. BÖLÜM: PALAWAN ADASI EL NIDO ISLAND HOPPING C&D

FİLİPİNLER 8. BÖLÜM: BOHOL ADASI TURU

FİLİPİNLER 9. BÖLÜM: BALİNA KÖPEKBALIĞI PEŞİNDE PANGLAO’DAN OSLOB’A YOLCULUK

TUĞÇE YILMAZ

Yazar Hakkında

TUĞÇE YILMAZ

 Yaklaşık 15 sene Medya satın alma ve Planlama sektöründe çok uluslu şirketler ile çalıştıktan sonra kendi tutkusu olan gezi ve seyahate yönelerek Gezimanya.com’u kurmuştur.1997 - 1999 İstanbul Üni