Yolunuz Almanya'nın Bavyera eyaletine düştüyse eğer Würzburg'dan başlayıp güneye doğru Münih'ten sonra Füssen'de son bulan "Romantik Yol" adı verilen turistlerin bol olduğu bisikletçi sporcuların uğrak yeri olarak bilinen hoş kasabaları, köy evleri, tarifsiz gölleri ve ihtişamlı şatoları ile size birçok güzelliği ve macerayı bir arada yaşatacak olan destinasyonu takip etmenizi tavsiye ederim.
Neuschwanstein Şatosu
Bu güzergahın sonundaki Schwangau kasabasına ulaştığımızda iki göl arasındaki tepeye esrarengiz ve bir o kadar da ihtişamlı olan Neuschwanstein Şatosu'nun sanki büyülü bir şekilde yüksek tepelere yerleştirilmiş olduğunu düşünebilirsiniz. Bu büyülü mekan hissinden Walt Disney'de etkilenmiş olmalıdır ki şatoyu kendi Disney logosunda kullanmayı tercih etmiştir. Ünlü filmi "Güzel ve Çirkin"in geçtiği mekanı da yine bu şatodan esinlenmiştir.
1800'lü yıllarda yapılan bu şato Kral II. Ludwig'in isteği üzerine yapılmış bir şaheserdir. 18 yaşında tahta geçen Kral Ludwig'in yaptırmış olduğu bu peri masalından çıkma şato gerçekten göz zevkinin iyi olduğunun göstergesidir. Karlı Bavyera Alpleri ve çam ormanlarının önünde gotik kuleleri ile sisli bulutların üzerinde gibi görünen Neuschwanstein Şatosu sizi bir film setinde veya bir peri masalında gibi hissettirir. Şatonun önündeki yemyeşil dümdüz bir sahanın göller ile buluşmasını tepeden panoramik olarak seyredip bir şeyler atıştırmak için güzel bir fırsat.
Aracınızı park ettikten sonra tepede kalan şatoya yürüyerek ya da faytonlar ile tepeye çıkabilirsiniz. Belli saatler ile yapılan şato gezisine girmek için bizde biletimizi aldık. Saatimiz geldikten sonra kalabalık bir gurupla şatonun içini gezmeye başladığımızda ilk olarak hizmetlilerin yemek yaptığı eşyaları, büyük fırınları daha sonra 3. ve 4. katta II. Ludwig'in yalnızlığını yaşadığı odaları rehberler eşliğinde gezerken şaşalı meşe ağacından yapılmış yatağını, küçük yemek masasını ve özel tablolarını gözlemliyoruz.
Eşyaları ve odasındaki ambiyans içimi ürpertecek şekildeydi. Şatonun pencerelerindeki kalın demirlere rağmen manzarası çok daha etkileyici. Şatonun içi de dışı gibi kalp atışlarımızı hızlandıracak esrardaydı.
İnşaatı 17 yıl süren bu büyülü şatoyu Kral II. Ludwig maalesef 3 hafta yaşamış sonunda da şatonun önündeki gölde şatosu gibi sır bir şekilde ölü bulunmuştur.
Söz edemeden geçemeyeceğim yeşillikler arasında Tegelberg tabelasını takip ettiğimizde ise yüksekte bulunan köprüyle karşılaştık yürürken sallanması ve yolun sonunda ölüm tehlikesi yazması bizi alıkoyamadı köprünün üstünde şatoyu tepeden görüp manzaraya karşı fotoğraf çekilebilirsiniz.
Yılda 1,5 milyon turistin ziyaret ettiği bu yeri sizde günübirlik olarak ya da o civardaki güzel kasabalardaki şirin otellerde konaklayarak Kral II. Ludwig'in yaptırmış olduğu büyülü şato Neuschwanstein'ı ve bu doğa harikası mekanları kaçırmayın derim.