Dışarıdan bakıldığında aynı bir tiyatro dekorunu andırıyor Meis Adası. Yanı başımızdaki huzur dolu bir ada MEİS.
Kaş'a her gidip geldiğimizde kaldığımız otelin odasından Meis'i görürdük. Vizemizin olduğu ve Kaş'a gittiğimiz bir tatilimizde hadi neden duruyoruz dedik : ) Kaş'ın merkezindeki Meis Express ile bir gün önceden görüşüp pasaportlarımızı bıraktık.
Meis Adası’na 30 dakikalık feribot yolculuğuyla ulaşabiliyorsunuz. Vize elbette ki gerekiyor. Ada, Kaş'a o kadar yakın ki Turkcell ile hiç sorunsuz konuşabiliyorsunuz.
"Kaş'ın Gözü" diyorlarmış Meis için. Meis Adası'nın gelir kaynağına aslına bakarsanız Kaş'tan gelen turistler diyebiliriz. Adada içme suyu da bulunmuyor. Meis Adası'nın halkı tüm alışverişlerini Kaş'tan yapıyor.
Yani her yurt dışı gezisi sonrasında Güçlü'nün telefon faturasındaki internet paket krizini bu sefer yaşamadık. Üzgünüz Turkcell, bu da senden olsun : )
Feribotla adaya yaklaşırken birbirimize bakıp burası ne kadar ufak dedik. Ben 1 saatte biter burası derken, Güçlü 10 dakika bile almaz dedi ve gezimizin sonunda yemek yiyeceğimiz begonvilleri olan restoranı gösterdi : )
Evler rengârenk, su masmavi ve gökyüzü aydınlık... İçim kıpır kıpır durup izlesem mi saatlerce bu tiyatro dekorunu, yoksa sahneye çıkıp oynasam mı bana düşen oyunu bilemedim : )
Meis’e ilk gittiğimizde adanın nüfusu 406 kişiymiş şaka gibi : ) Biz gittiğimizde 50 kişi gördük görmedik yalan olmasın.
Adamızda 406 kişi yaşıyor ama önemli olan nicelik değil, nitelik diyerek bu fotoğrafı çekti sevgili kocam. Adada elimde palet çantası biraz kovalamak zorunda kaldım tabii... Ben de poz vermiş beni çekecek diye bekliyorum : )
Adayı turlayıp ara sokakları gezdikten sonra daha önceden araştırdığımız Mavi Mağara'ya giden taxi boatlardan biriyle anlaştık. Bizimle birlikte bir çift daha vardı. Oldukça ıslak bir 15 dakikalık yolculuk geçirdik : )
Sular çok yüksek değilse mağaranın içerisine Zodyak bot ile gireceğiz. Eğer sular yüksek ise mağaraya yüzerek girmemiz gerekecek.
Şansımıza sular çok fazla yüksek değildi. Zodyak'ın içerisine iyice yattıktan sonra içeriye hasar almadan girebildik.
Kaptan biz suya girdikten sonra şöyle dedi: "Fok balığı görürseniz panik yapmayın". Söylemesen daha iyiydi kaptan, bu lafın üzerine panik yapılmaz mı : )
Limanda hem oturup birşeyler içebiliyorsunuz hem de Caretta ile birlikte yüzebiliyorsunuz. Su o kadar temiz ve berrak ki... Biz de Mavi Mağara'dan döndükten sonra kahve içip güneşin tadını çıkarttık.
Çok gezdik, çok yorulduk ve tabii ki iple çektiğimiz zaman geldi çattı. Lazarakis Restaurant kesinlikle tavsiye edeceğimiz bir yer.
Güçlü'nün keyfi yerinde açtı uzoyu, söyledi mezeleri... Yunan mutfağı aşığı benim kocam. Aşık olunmayacak gibi de değil ki...
Fotoğraftakiler Simi Karidesleri... Güçlü ilk başladığında bacaklarını ve kuyruklarını kopartarak yedi. Sonra baktı ki olacak gibi değil kolu bacağı neresi varsa çekirdek gibi yedi. Eh ayıklamak karidese hakaret olur.
Keyfimiz yerinde; manzaramız, sohbetimiz harika daha ne isteriz ki : )
Ehhh 2 tane 20'lik uzoyu içtikten sonra Güçlü'ye her şey mübah : )
Dönüş zamanı geldiğinde ne kadar harika bir gün geçirdiğimizi konuşarak feribota bindik. Meis Adası, Kaş'a her gittiğimizde mutlaka uğrayacağımız duraklarımızdan biri artık.