Meis, Kaş'a yalnızca 2 deniz mili uzaklıkta, küçük ve şirin bir ada. Ada bu kadar küçük olunca gezi yazıları üç aşağı beş yukarı aynı oluyor. Bu yüzden Meis'i tavsiyeler üzerine bir listeden anlatmayı uygun gördüm. İşte Meis'i anlatan tecrübeyle sabit yapılacaklar listesi:

Konaklayın: Ada ile Kaş arası feribotla 20 dakika sürüyor, günübirlik giden çok. Fakat benim tavsiyem, adada kalınması üzerine. Bir yerin akşamını görmeden orayı görmüş sayılmayız, öyle değil mi? Günübirlikçilerin keşmekeşinin ardından, adadaki sakinliği tatmanızı öneririm.Konaklama demişken, bir otelde değil de; pansiyona çevrilmiş tipik ada evlerinde kalın. Suni otel konaklaması yerine kısa süreliğine de olsa bir adalı gibi yaşayın.

Denize girin: Bu tahmin etmesi zor bir ihtimal değil elbette. Limandan bir deniz taksiye binin ve sizi St. George's Beach'e götürmesini söyleyin. Adanın dik, kayalık sahillerinin aksine St. George's'ta şemsiye ve şezlong kiralayabilirsiniz. Ayrıca yeme içme işini de burada halledebilirsiniz. Turkuaz denizin tadını çıkarın. (Not: St. George's Beach'i bir Yunan ile evli olan Kaş'lı genç bir Türk kızı işletiyor. Buradaki minik kilisede vaftiz törenleri ve hatta düğünler yapılıyor. Ada hakkında en doğru bilgileri, en güzel tavsiyeleri verecektir.)

Görün: Hazır deniz taksiye binmişken sizi Mavi Mağara'ya götürmesini söyleyin. Hiç beklemediğiniz büyüklükte, enfes bir manzarayla karşılaşacaksınız. Evlilik tekliflerinin yapıldığı, kışın fokların yavruladığı, girişi biraz zor olabilen fakat asla pişman olmayacağınız bir yer bu mağara. Yalnız bunun için sabah saatlerini tercih edin, güneş mağaranın içinde en güzel ışık oyunlarını o saatlerde yapıyor.

Gidin: Adada pek çok restoran var. Biz Billy's Fish Tavern ve Athina Restorant'ı deneyebildik. Athina Restorant'ın sahibi Vagelis, sıcakkanlılığıyla gönlümüzü fethetti. Billy's ise aldığımız bir tavsiye sonucu uğradığımız bir yer oldu. Kışın adada açık olan tek restoran olmasının yanı sıra yerel halkın gittiği yer olmasıyla denemekte karar kıldık.

Yiyin: Yemek tavsiyeleri, gezilerin olmazsa olmazı. Ada kayalıklardan oluştuğu için kaya barbunları şahane. Yine adaya özgü minik çıtır karideslerden denemelisiniz. Bildiğiniz tüm karidesleri unutun, bunlar çekirdek gibi! :) Billy's'in yaprak sarmalarını atlamayın, şahane yapıyor.

İzleyin: Meis dendiğinde, 1991 yılında adada çekilen Mediterraneo filmini mutlaka duyarsınız. Ben sürpriz olmasın diye adaya gittikten sonra izledim. İyi ki de öyle yapmışım, tanıdık mekanların yıllar önceki halini görmek çok zevkliydi. Film de oldukça keyifli, adayı seven filmi de seviyor, kesin bilgi!

Tadını çıkarın: Yapılacak en önemli şey elbette bu. Günümüz eğlence anlayışının çok uzağında, sakinlik arayanlar için ada muhteşem bir seçim. İlk başta küçücük, 300 nüfuslu, Yunanistan anakarasına millerce uzakta bir adada kendinizi kapana kısılmış gibi hissedebilirsiniz ama sonra kendinizi adanın o yavaşlığına bırakıyorsunuz. Sabahları adanın tek -fakat çeşit çeşit ürünlerin olduğu- fırınından kahvaltılıklarınızı alın, öğleden sonra siesta vakti gelmeden serinliğin tadını çıkarın. İnsan nüfusundan fazla olan besili kedileri sevin, limanda frappénizi içerken denizden yaklaşan devasa caretta caretta'ları görüp şaşırın. Turkuaz sularda yüzün, tanıdık tanımadık herkesle selamlaşın; çünkü bir süre sonra birbirinize aşina oluyorsunuz.

Burası beni kesmedi derseniz karşısı Türkiye; gezecek çok yer var. Uçak (evet, yanlış duymadınız; minicik adada havaalanı var) veya feribot yoluyla Rodos'a da geçebilirsiniz. Yalnız uyarmadı demeyin, adanın sakinliğinden sonra Kaş bile metropol geliyor.