Namibya: Afrika'nın Parlayan Yıldızı

"AFRİKA’da her sabah bir ceylan uyanır. En hızlı aslandan daha hızlı koşması gerektiğini, yoksa öleceğini iyi bilir."

-Bir Afrika atasözü-

Birkaç senedir şaşırtacak güzellikte, etkileyici ülkeleri ile Afrika’yı geziyorum. Son seyahatim ülkemizde pek bilinmeyen, dünyanın en genç cumhuriyetlerinden biri. Afrika’nın ilginç, Alman kolonisi olduğu yıllardan günümüze yansıyan Alman mimarisi, muhteşem doğal güzellikleri, gün batımları ve şirin ‘lodge’larıyla Namibya. Safari gezisi olarak düşünsem de, çok daha fazlasını buldum.

1904-1909 yılları arasında zalim Alman siyasetine direnen yerli halkın öldürülüp, asıldığı, tecavüzler, halkın toprak ve hayvanlarına el koyma, konsantrasyon kampları, ölümler olsa da artık güvenli bir ülke.

*Bir yanında uçsuz bucaksız Namib Çölü, bir yanında köpük köpük kıyıya vuran dev dalgaları... 

Atlas Okyanusundan gelen soğuk su akıntıları, zengin sualtı faunası ve dünyanın en büyük fok kolonilerinde binlerce sevimli fok...

*Uçsuz bucaksız çöl yollarını aşarak, sevimli çöl hayvanlarını göreceğiniz eşsiz safari olanakları...

*İlginç yerli kabile ziyaretleri, dost Himba yerlileri...

*Her köşesinde etkileyici, nefes kesici doğa manzaraları, dünyanın en uzun, muhteşem kumulları ve milyonlarca yıl önce oluşmuş çölleri ile beklediğimden fazlasını bulduğum bir ülke...

Namibya'nın Dünya Mirasları

UNESCO Dünya Mirası gezginleri olarak ülkenin 2 Dünya Mirası da listemizde.

Twyfelfontein Kaya Resimleri

Geç Taş Çağı'na ait, Afrika'daki en büyükpetroglif, kaya oymalarından biri. Çok iyi korunmuş, kırmızı aşı boyasıyla insan ve gergedan, boyalı fil, devekuşu, zürafalar gibi hayvan figürleri, ayak izleri çizimlerini içeriyor. En az 2.000 yıldır avcı-toplayıcı topluluklarla ilgili uygulamalarının kaliteli bir kaydı.

Namibya-2

Namib Kum Denizi

Geniş kumul alanlar sarı, kızıl kumlarla kaplı dünyadaki tek kıyı çölü. 3 milyon hektardan fazla bir bölgeyi kaplıyor. Eski, yarı sağlam, üzerinde daha genç ve aktif olmak üzere 2 kumul sisteminden oluşmuş. Çöl kumulları, nehir, okyanus akıntısı ve rüzgarla taşınan malzemelerin iç bölgelerden binlerce km uzağa taşınmasıyla oluşmuş. Çakıl ovalar, kıyı ve düzlük lagünleri, kayalık tepeler, kum denizi içinde doğal olarak yükselen dağlar ve geçici nehirler ile olağanüstü güzellikler.

3_55.jpg

Namibya'da Gezilip Görülmesi Gereken Yerler

Gezimiz THY ile Johannesburg’e, oradan SAA alt markası Airlink ile Namibya’nın başkenti Windhoek’e uçarak başlıyor. Otelimiz Hilton’un kapısında şık kıyafetleri ve başlarında taçları ile siyahi güzel kızlar otele “Güzellik Yarışması” adayları, güzel hanımlarla fotoğraf çektiriyoruz tabii. Uzun uçuşlar sonrası yorgun olsak da akşam yemeğine iniyoruz, yemekler, özellikle etler çok lezzetli.

Ertesi sabah erkenden kalkıyor, kahvaltı sonrası araçtan inmeden kısa bir şehir turu yapıyor ve kentin önemli yapılarını görüyoruz. Gündüz tehlikeli olmasa da sokaklarda daha çok siyahiler göze çarpıyor, gece sokağa pek çıkılmıyormuş. Ülke merkezinde konumlanan başkent, deniz seviyesinden 1.654 m. yüksekte. Küçük bir kent ama yollar düzgün, oldukça yeşil.

Başkent Windhoek

National Museum of Namibia: 1890’lara tarihlenen eski Alman kalesi Alte Feste içinde ve ülkenin bağımsızlık savaşı hakkında bilgiler sunuyor. 

Christuskirche: Lutheran keşişliğine bağlı bir kilise.

Church of Peace: Alman sömürgecilerle yerel halk arasında geçen savaş sonrası 1910 da açılmış.

Parlamento Binası ve Bahçesi: Robert Mugabe Avenue üzerinde 1990’dan beri Namibya parlamentosuna ev sahipliği yapan ve “Tintenpalast” olarak anılan bina. Bu isim Almanca “Tinte” (mürekkep) ve “Palast”'tan (saray) geliyor. Bu da kullanılan mürekkebin çokluğunu simgeliyor. Bahçesi de şehrin en güzel parklarından biri. 1934’te açılmış.

Himba pazarı: Sayıları 20-50 bin tahmin edilen, büyük bölümü yaşadıkları tüm olumsuzluk ve güçlüklere direnip, göğüs gererek Namibya’ya dönen bir kabile. Himba kabilesinin yaptığı takıları satıyorlar ama ziyaret edeceğimiz küçük bir Himba köyünden alıp katkıda bulunmak tercihimiz.

Namibya-4

Erindi: Suyun Yeri

Gezimize asfalt ve/veya düzgün toprak yollarla başlıyoruz. İlk durağımız, ülkenin ortalarında yer alan ERİNDİ. Güney Afrika'nın koruma altındaki 70bin hektar, en ikonik Eko-turizm destinasyonu ve koruma altındaki “Özel Av Rezervleri” ile özel, doğa harikası bölge. 2 gün konaklayarak safari gezileri yapıyor ve bolca fil, zürafa, zebra, impala, mini göletlerde flamingolar ve ayrı bir alanda hipopotamları görüyoruz.

Yemyeşil, ahşap ve doğal malzemelerle kolonyal tarzda yapılmış, doğaya uyumlu şirin, ülke ve çöl ortasında olabildiğince lüks, doğayla uyumlu ‘lodge’muza yerleşiyoruz.

Namibya-6

Restoran önündeki tropik ağaçlar ve küçük gölet muhteşem bir manzara sunuyor. Serbestçe dolaşan, yakınımıza kadar gelerek elimizden yem alan, okşamamıza, fotoğraf çekmemize izin veren fil, zürafa, su aygırı, gergedan ve tavus kuşları ile mutlu içkimizi yudumluyoruz.

Öğlen ve akşam yemeklerimizde müthiş lezzetli etler, tavuk (tadını unuttuğumuz lezzet) ve tropik meyvelerin tadı hala damağımda.

Namibya-5

Etosha Ulusal Parkı

Erindi’ye veda ederek 360 km toprak ama düzgün yolda 4 saat yolculuktan sonra koruma altındaki 70bin hektar, İkonik Eko-turizm DestinasyonuETOSHA (büyük beyaz alan) Ulusal Parkı”ndayız. Lodge’larımız yine son derece lüks. Ortada kurumuş göl “Etosha Pan”, özel Av Rezervleri, el değmemiş bir doğa ve yaban hayatı ile ünlü.

Game-drive da yine ‘fil, aslan, zebra, zürafa oryx, kudu, eland, springbo’ları fotoğraflarken inanılmaz ve müthiş bir görüntüye tanıklık ettik. 2 aslan öldürdükleri fili parçalayarak yemeye başladıkları sırasında, yakınlarındaki gölete bir grup zebranın yavaş yavaş, temkinli ve dikkatlice göle ilerleyerek su içmeleri...

Aslanlar Fil yiyor

TWYFELFONTEIN - Country Lodge

Uzun bir çöl yolculuğu sonrası ilerideki kaya dağ oluşumuna doğru ilerliyoruz. Araçtan inip otele doğru sivri yüksek kayaların arasında ilerliyoruz ve karşımızda kaya dağların eteklerinde kurulmuş müthiş bir “lodge” beni yine şaşırtıyor. Hemen yakınında bulunan UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi'ndeki Twyfelfontein Kaya resimlerini geziyoruz.

Cape Cross

Sabah, CAPE CROSS’a doğru yola çıkıyoruz. Burası dünyadaki en büyük fok kolonilerinden birinin yaşadığı özel bir koruma alanı. Okyanusun dev dalgaları kıyısında binlerce fok, özellikle de yavru foklar çok şirinlerdi. Atlantik kıyısındaki lüks lodge’muza yerleşiyor ve güneşi Atlantik üzerinde batırıyoruz.

Namibya-8

Namib Kum Denizi

Sabah sonrasında eski bir Alman koloni şehri “Swakopmund’a doğru yola çıkıyor, dünyanın en eski çöllerinden biri Namib Naukluft’u geçiyoruz.

Namibya-9

Daha çok Alman kasabalarını andıran kentte öğleden sonra, küçük uçaklarla Namib Çölü'nün ünlüsü UNESCO Dünya MirasıNamib Kum Denizi” de denenkırmızı kumtepeleri görüyoruz. Burada küçükuçaklarla bir tur alarak tüm kum tepelerini ve çoğunluğu 200 metreden yüksek "Big Daddy", "Dune 40" ve "Dune 45" gibi çok sayıdaki dev kumulları da görebilirsiniz. Yüksek kum tepeleriyle çevrili bir tuz ve kil tavası olan Sossusvlei, yerel dilde "çıkmaz bataklık" anlamına geliyor.

Dönüş yolculuğumuza başlamadan son etkinliğimiz, WALVIS BAY - koyundatekne gezisi.

Yol almaya başladığında personelin attığı balıklar ile kürklü foklar teknemize atlıyor ve misafirimiz oluyor. Gezi boyu sayısız flamingolar, foklar, penguenler ve şans eseri balinalar görüyor ve fotoğraflıyoruz. Tam bir ziyafet, bol istiridyeli öğle yemeğimiz sonrası başkente dönüş yolculuğumuz başlıyor.

Namibya-10

Alana yakın, sonra uçsuz bucaksız bir alan içindeki ünlü bir “lodge”un müthiş bungalowlarına yerleşiyor ve akşam hayli şık restoranında harika bir veda yemeği ile ülkeye de veda ediyoruz.

#Makedonyadan yazılar alanında göster
Kapalı
nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.