Oxford 150.000 nüfuslu küçük ve kültürel bir üniversite şehri. Oxford denilince akla dünyanın en iyi üniversitelerinden biri geliyor ancak bu şehir için sadece üniversite şehri demek doğru değil. Doğası, düzenli yapıları ile de oldukça iç ısıtan bir yer.
Oxford’a yazın İngilizcemi geliştirmek amaçlı gittim. Eğitim aldığım dil okulu, Oxford Üniversitesi'nin bünyesinde değildi ancak birçok sosyal imkânı olan bir kampüstü. Oxford, özellikle yaz ayları farklı milletlerden gelen öğrencilere ev sahipliği yapıyor. Nedeni ise burada çokça dil okulu olması. 3 hafta boyunca bir evde misafir olduğum Oxford’u anlatmak istedim.
OXFORD’DA NELER YAPILIR?
Açık konuşmak gerekirse, İstanbul’da yaşamış biri için Oxford sakin ve bir süre sonra sıkıcı bir yer haline gelebiliyor. Şehir meydanını ve ana caddeleri 1 - 1,5 saat içinde dolaşmak mümkün. AshmoleanMüzesi, Christ Church ve Modern Sanat Müzesi gezilebilir. Oxford yemyeşil ve tertemiz bir şehir, parklarda vakit geçirmenizi şiddetle tavsiye ederim.
YEME/İÇME
Fish and Chips dediğinizi duyar gibiyim? Ama 3 haftamı da balık patatesle geçiremezdim. Damak tadıma uygun ve lezzetli yiyecekler bulamadım pek, Türk mutfağını çok özledim. Mc Donald’s, Burger King gibi alışık olduğumuz tatlardan vazgeçmedim. Paramın olduğu zamanlar Prêt a Manger gibi kaliteli ve organik gıdayla beslendim, öğrenci hayatı yaşadım sonuçta.
KONAKLAMA
Hintli, sıcak bir ailede 3 hafta konakladım. İyi anlaşsak da temizliğe ve düzene önem verdiğimden bazı sıkıntılar yaşadım. En büyük şansım İspanyol oda arkadaşımdı. Sadece ranzamızın sığdığı 6 metrekarelik bir alanda her şeyimizi paylaşarak 3 hafta ciddi bir mücadele verdik. Hala iletişimdeyim onunla mesela. Dil okuluna gidecek arkadaşları da bu işin şans olduğunu belirterek teşvik ediyorum. Tabii ki karar sizindir.
ULAŞIM
İstanbul’un metro dışındaki ulaşımının çok sıkıntılı olduğunu biliyoruz fakat Oxford ulaşım rahatlığı konusunda gönlümü fethetti. Evim ve okulum arası 2 otobüs olmasına rağmen son derece konforlu ve sık seferliydi otobüsler. 36 pound ödeyip Key diye bir ulaşım kartı aldım, sınırsız 3 hafta kullanabildim.
PUNTING
Thames Nehri’nde sandalda bir çubuk yardımıyla gezinmek demek punting. Arkadaşlarınızla piknik yaparak bu eğlenceli tura katılabilirsiniz yalnız küçük bir uyarı yapmam gerekirse çubuğu gerçekten bilen birinin kullanması gerektiğini söyleyebilirim. Çünkü sandal çubuk sayesinde hareket ediyor ve bilen biri kullanmadığı takdirde sağa sola çarpabilir ve dallara takılabilirsiniz. Aynı zamanda sandalınıza ördek atlayabilir ve en kötüsü sandaldan düşebilirsiniz. İşte bu son kısım bizim başımıza geldi.
KISA NOTLAR
-Primark’ta ucuz kıyafet ile aksesuarları ve Poundland’de her şeyi (hijyen, gıda, kırtasiye, bahçe malzemesi, süs eşyası gibi envai çeşit ürünü) 1 pound’a almak mümkün. Temel ihtiyaçları görecek şekilde buralardan alışveriş yapabilirsiniz.
-Londra’ya 1 saatlik otobüs mesafesinde. Oxford Tube uygun fiyatlarıyla sıkça Londra’ya ulaşım sağlıyor. Günübirlik gidilebilir.
Şık bir yemek için şehir merkezindeki Jamie’s Italian’ı öneririm.
-South Park gençlerin akşamları rağbet gösterdiği doğal alanlardan biri. Farklı milletlerden gelen öğrencilerin buluşma merkezi. Hava aydınlıkken spor yapılıyor, akşamları içkiler alınıyor. Bisikletle gelen polis baskınlarıyla ID’ler (nüfus cüzdanları) gidiyor ya da kaçışmalar başlıyor. Reşit değilseniz iki kat dikkatli olmanızı öneririm.
-Cowley Road; otantik restoranlar ve kafeler barındıran bir cadde. Yol South Park ve şehir merkezi arasında kalan keyifli bir yer. Burada vakit geçirmenizi öneririm. Türk çalışanlara da rastlayabilirsiniz.
-Oxford’a gidince kendinizi Harry Potter stüdyosunda hissedeceksiniz! Zaten stüdyo Oxford’da ama stüdyo dışında şehrin tamamında Harry Potter sahnelerinin çekildiği bazı yerleri göreceksiniz.-Pound bizim paramızın 4 katı olduğundan, pet şişe suya 4 liradan başlayan fiyatlar ödemeniz normal. 1 pound değil de 1 lira gibi düşünmeniz gerekebilir bir süre sonra. Hatta şu an 1 pound ortalama 5 TL.
Muhtemelen unuttuğum birçok şey var ama 3 haftamı özetlemeye çalıştım. Londra'ya giderseniz ve imkânınız olursa da günübirlik Oxford’a uğrayabilirsiniz. Dil okulu açışından da Oxford’da kalışım çok faydalı geçti. Kesinlikle öneriyorum. Ama mutlaka yabancı arkadaşlarınız olsun, yeni kültürler tanıyın ve diliniz daha çok gelişsin!
