Dükler Sarayı

San Marco Meydanı ile deniz arasında bulunan Dükler Sarayı, Venedik'e denizden gelenleri görkemli bir şekilde karşılamaktadır. Gotik tarzda yapılan bir saraydır ve Venedik'in en popüler noktalarından birisidir. Özellikle sarayın içi ticaretle zenginleşen Venediklilerin ihtişamlı hayatlarını yansıtmaktadır. Yıllar boyunca Venedik Doçlarının ikamet ettiği saray olarak pek çok ziyafete, hükümdara ve konsere ev sahipliği yapmıştır.

Gotik mimarinin eşsiz örneklerinden biri olan Dükler Sarayı'nın ismi de kendisine yakışır şekilde masalsıdır. Sarayda bulunan Scala dei Giant yani Devler Merdiveni'nde gerçekleştirilen taç giyme törenleri nedeniyle buraya Dükler Sarayı adı konmuş.

Sarayın temelleri 9. yüzyılda atılmıştır ancak 10. yüzyılda büyük bir yangında hasar görmüştür. 12. yüzyılda sade bir kale olarak yeniden inşa edilmiştir ancak daha sonraki dönemlerde defalarca yenilenmiştir. Bizans mimarisinin etkilerinin hala görüldüğü sarayda gotik, rönesans ve barok etkilerde görülür. Her yenileme çalışmalarına başlandığında o dönemin anlayışına göre yenilenmeye çalışılan saray, inşaat süresi uzayınca dönemin anlayışının değişmesi nedeniyle dönemin gerisinde kalmıştır. Saray müzeye dönüştürülmeden önce Venedik Cumhuriyeti yönetim merkezi ve valilik resmi konutu olarak hizmet vermiş. 

Önündeki Piazzetta San Marco, -San Marco Meydanı'yla bağlantılı daha küçük bir meydan- saray bahçesi, şık odaları ve opera binası Dükler Sarayı'na görülmesi gereken eşsiz bir yapı haline getirmektedir. Antonio Rizzo'nun Scala dei Giganti, Giovanni ve Bartolomeo Bon'un Porta della Carta ve Büyük Salon'daki duvar resimleri dikkat etmeniz gereken eserlerdendir.

Diğer Avrupa saray ve kalelerinin aksine Dükler Sarayı'nın etrafında surlar veya başka askeri bir savunma bulunmaz. Bunun da cumhuriyetin gücünü gösterdiğine inanılır. Ayrıca saray, Venedik Doçu'nun sarayı olmasının yanında hükümet binası ve adalet sarayı olarak da hizmet etmiştir.