Gölyazı, Türkiye Cumhuriyeti’nin Marmara Bölgesi içinde yer alan Bursa il merkezinin batısında, Nilüfer ilçesinde yer almaktadır. Uluabat Gölü’nün kıyısında küçük bir yarımada olan Gölyazı, Bursa’nın kent merkezine 40 kilometre mesafededir.


Gölyazı’ya Nasıl Gidilir?

Gölyazı’ya Bursa’dan hareket eden minibüs ve otobüsler ile ulaşmak mümkündür. Önce Bursa’ya şehirlerarası otobüsler vasıtası ile gidip, buradan yaklaşık 1 saatlik yolculuk sonucunda Gölyazı’ya ulaşmak mümkündür. Ayrıca Bursa Mudanya’ya İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) veya Bursa Deniz Otobüsleri (BUDO) vasıtası ile ulaştıktan sonra Bursa merkeze gidip, buradan minibüs veya 5G adlı otobüs hattıyla Gölyazı’ya ulaşmak mümkündür.

Özel araç ile 193 kilometrelik İstanbul’dan Gölyazı yolculuğu ise yaklaşık 2 saat 50 dakika sürmektedir. İstanbul’dan Eskişehir-Topçular feribotu ile Yalova’ya gidilebilir ya da Osmangazi Köprüsü kullanılabilir. Gölyazı’nın otopark kapasitesi yeterli olmadığından arabayı 4 kilometre önceden park etmek gerekmektedir. Buradan ücretsiz otobüsler ziyaretçileri Gölyazı’ya ulaştırmaktadır.

Gölyazı’nın Tarihi

Gölyazı’nın tarihi, Romalılara kadar gitmektedir. Roma yerleşiminden ev kalıntıları, su kemeri ve mezar gibi kimi yapılar günümüze kadar Gölyazı’da varlığını sürdürmüştür. Gölyazı, Apollon Krallığı’nın merkezi olarak da bilinmektedir. Köyün kıyısında yer aldığı Uluabat Göl’nün eski adı ise Apolyont’tur. Apollon Krallığı’nın ardından Bizans ve Osmanlı İmparatorluğu’na da ev sahipliği yapmış olan Gölyazı, mübadele dönemine kadar küçük bir Rum köyü olarak varlığını sürdürmüştür. Mübadele sırasında Selanik’ten göç edenlerin bazıları buraya yerleştirilmiştir. Gölyazı’nın tamamı günümüzde sit alanı olarak koruma altında bulunmaktadır. Köyde çekilmiş birkaç ünlü film ve dizi, Gölyazı’yı tanınır hale getirmiş ve meraklısını artırmıştır.

Gölyazı’da Görülecek Yerler

Gölyazı’daki yerleşim 800 yıllık tarihî surların içinde devam etmektedir. Uluabat Gölü kıyısındaki konumu ve köklü tarihiyle Gölyazı, bünyesinde birçok güzelliği barındırmaktadır. Tarihî yapılarının bazı bölümlerinde Roma, Bizans ve Osmanlı mimari tarzının iç içe geçtiği gözlenmektedir.
Arnavut kaldırımlı dar sokakları, misafirperver köy halkı, ilkbaharda yükselen su seviyesinde su içinde kalan ağaçlar, pelikanlar ve ördekler Gölyazı atmosferini meydana getiren öğelerdir. Köy, oldukça ufak görünmesine rağmen içinde bulundurduğu dikkat çekici doğal ve kültürel yapılarıyla zamanın hızla akıp geçtiği bir yerdir.

Yunan Klasik mimarisi özelliklerini yansıtan Aziz Panteleimon Kilisesi, yapımı 1903 yılında tamamlanan 115 yıllık bir kilisedir. Rum vatandaşlar tarafından inşa edilmiş olan kilise, yakın zamanda restore edilmiştir ve kültür merkezi olarak kullanılmaktadır.

Gölyazı’nın sembolü olan 700 yaşını aşmış Ağlayan Çınar, köyün en önemli anıtlarından biridir. Ağacın bu adı almasında ise zamanla eğilip bükülmesi ve kaynak suyunun gövdesini oluk olarak kullanıp dışarı akması etkili olmuştur. Ağaçtan yolunu bulmuş olan su küçük bir havuz meydana getirmiştir.

Kuşlar için bir cennet gibi olan Uluabat Gölü ise bahar mevsiminde zengin balık varlığıyla kuşların beslenme alanı olmaktadır.

Gölyazı’da Yapılacaklar

Gölyazı özellikle fotoğraf meraklıları için oldukça güzel manzaralar sunmaktadır. Gölün etrafını kuşatan dağlar, göl balıkçıları, ayna etkisi yapan su yüzeyi; gün doğumunda eşsiz fotografik kareler sunmaktadır.

Gölyazı köyü, güzel bir kahvaltı yapmak için de tercih edilen bir yerdir. Göl kenarındaki manzara eşliğinde kahvaltı mekânlarında serpme kahvaltı ve gözleme yemek oldukça keyifli olmaktadır.

Köyün sokaklarında dolaşmak ise Gölyazı’nın sakinleriyle tanışmak için bir vesile olabilmektedir. Köyün içinde dolaşırken, sokakta oyun oynayan çocuklara, kapı önlerinde ağ örenlere ve muhabbetçi yaşlı teyzelere rastlanmaktadır. Köy, tarihî öğelerini yeterince koruyamasa da yeni inşa edilen evler eski dokuyla benzer şekildedir.