Kış aylarında günlerin kısa olması ve güneş ışınlarının az olması insanın enerjisini azalttığı için 1 ay önce tamamladığım 3 haftalık geziyi paylaşmaya hazırlayabilmem epey uzun sürdü.

Niçin PNG?

PNG 70’li yıllarda bile yontma taş devri sosyal ilişkileri içerisindeyken modern kapitalizme atlatılmış bir ülke. Böyle bir ülkede kapitalizm ancak çok uluslu şirketlerin ve o ülkedeki kurnaz çıkarcı politikacıların ve aşiret ağalarının işine yarar. PNG’de bunun ilginç doğa yapısını gözlemek istedim.

Halkının % 75’i tarımla uğraşıyor, kapalı bir ekonomi içerisinde kendi yağıyla kavrularak yaşıyorlar. Bu insanlarda sermaye, servet birikimi yok. Köyünde huzurlu bir şekilde yaşıyor. Şehirlere gelenler sefalet içerisinde yaşıyorlar. Şehirlerdeki işsizliğin % 40’tan fazla olduğunu düşünüyorum. Bir turistin şehirlerde dolaşması epey tehlikeli olabileceği için, turistler benim gibi ya bir rehberle ya da 5-6 kişilik gruplar halinde dolaşmak zorundalar. Şehirlerdeki çetelere “raskol” deniyor. Yalnız olursan soyulma olasılığın epey yüksek.

Kapitalist ilişkileri Avustralya bağlantılı çok uluslu şirketler bir kaç şehirde kurdukları şirketlerle geliştiriyor. Ülkede bol miktarda gaz, petrol, altın, bakır bulunuyor, bunların işletilmesi için sınırlı bir alt yapı ve şehircilik oluşmuş. Alt yapı 1980’lerden sonra kurulmaya başlanmış. 19500 km’lik yolun sadece 600 km’si asfalt. O da yapıldıktan sonar bir daha bakım görmemiş. Yollarda uzun bir süre 40-50 km’den daha fazla hız yapamazsınız. Her yerde yarım metreye kadar derinliği olan büyük çukurlar bulunuyor. Bu nedenle sanırım ölümle sonlanan trafik kazaları da epey az oluyor olmalı. Dağlık bölgedeki ana yol dağlık bölgeyi kıyıdaki iki limana (Madang, Lae) bağlıyor (baş şehirle bağlantısı yok). O yolun dışında bir yerden bir yere sadece hava ya da deniz yoluyla gidebilirsin.

Ben gezide 8 kere iç hatlar uçaklarına binmek durumunda kaldım, bir yerler görebilmek için. Papua Yeni Gine’ye gelebilmek için 4, gidebilmek içinde 5 uçak değiştirmek zorunda kaldım, toplam 50 saat uçtum ve 4 günümü yollarda geçirdim.

PNG, gezi turizminin gelişmediği bir ülke. Yılda 70 bin kadar turist geliyormuş. Bunların çoğu Avustralyalı “kokoda track” denilen dağlık alanda 7-9 gün süren turlar için ya da dalmak için geliyorlar. Kokoda alanında Japonlara karşı 2. Dünya Savaşı’nda kazandıkları zaferi anmaya ve kutlamaya geliyorlar. Japonlar Kokoda bölgesinde kuzeyden güneye baş şehir (port Moresby) alanına inmek istiyorlar. Bu isteklerini 14 bin ölü vermelerine rağmen gerçekleştiremiyorlar. Turistlerin geri kalanı Japonlar ya da benim gibi bireysel macera seven turistler, çoğu Avrupalı.

PNG, Grönland’den sonra 2. büyük ada, Endonezya ve Madagaskar'dan sonra 3. büyük ada devleti, 462 bin kilometrekare, 600’e yakın adadan oluşuyor, ana adada 4500 metreye kadar yükselen dağ zinciri bulunuyor. Ulusal geliri 16 milyar dolar. Para birimi Kina. 1 Kina yaklaşık 1 TL. 562 hava pisti bulunuyor. Baş şehrinde uluslararası uçuşlara da uygun küçük bir hava alanı var. Hava pistlerinin bazıları 2. Dünya Savaşı’ndan kalma. Toplu taşımacılık da PMV (public motor vehicles) denilen oturma sıraları bulunan kamyonlar ya da minibüsler kullanılıyor. Adalara basit teknelerle ya da motorlu kayıklarla gidiliyor. Tek bir ağaçtan oyularak yapılmış “banana” denilen gövdeye paralel uzanan ikinci bir ağaç kalasında bulunduğu teknelerle balık avlıyorlar ya da kendilerinin adalar arası gezileri için kullanıyorlar.

Halk çok sıkı bir aşiret, sülale sistemi içerisinde yaşıyor. Aşiretlerin birbirleriyle ilişkisi çok az, ufak bir toprak tecavüzü ya da başka bir sorun savaş nedeni olabiliyor. Birbirleriyle ölümüne savaş ediyorlar. “Kana kan, dişe diş” sosyal davranışını uyguluyorlar. Buna İngilizcede “back pay” diyorlar. 30-40 yıl öncesine kadar öldürdüklerinin etleri yerlermiş. Bu davranış günümüz de ulaşılamayan dağ kabilelerinde devam ediyor.

Dağlık bölge halklarında yukarıdaki özellikler, kıyı halklarına göre daha yoğun. Dağlılar daha sert ve saldırgan yapılı, kıyı halkı daha yumuşak ve narin yapılı. Dağ bölgesi halklarının ataları 60 bin yıl öncesinden başlayarak Asya’dan buralara gelmişler, Avusturalya yerlileriyle akrabalıkları var. Buzul dönemlerinde deniz seviyesi 100-125 metre daha aşağıda olduğu için buralara gelebilmek oldukça kolay olmuş olmalı. Kıyı halkı güney Pasifik adalarından en erken MÖ 1000 yıllarında buralara ulaşan Melanezyalılar, MS 1000-1200’lerde ulaşan Polinezyalılar (Hawaii, Fuji, Mouri).

Adada 820 kadar dil konuşuluyor. Endonezya tarafıyla birlikte 1000’den fazla dil konuşuluyor. Dünya dillerinin % 12 (11-25)’si burada yaşıyor. Büyük mecliste 3 dille anlaşılıyor. Eş zamanlı çeviri yapılıyor. Bu diller; İngilizce, tok Pisin (İngilizcenin yerli dillerle karışımından oluşmuş) ve Motu dili (en yoğun halk grubu olan Motu Melanezyalıların dili). Mecliste 111 halk temsilcisi bulunuyor (5 yılda bir seçiliyor).

PNG ana adası 5 (?) milyon yıl önce Avustralya ana kıtasından ayrılmış bir ada. Bitki örtüsü ve faunası ona benziyor. Burada da keseli hayvanlar yaşıyor. Asya, Amerika kıtasındaki hayvanların çoğu yok (ayı, maymun, aslan, kaplan vb.), buna karşılık 780 kadar kuş türü yaşıyor, çoğu sadece burada yaşıyor cennet kuşları gibi…

Halkın % 55’i okuma yazma bilmiyor, 50’den fazla sayı sistemi kullanılıyor. 33 politik parti bulunuyor. Parayla satın alma yerine mal değiş tokuşu bazı bölgelerde devam ediyor.

İlk Avrupalı (Portekizler) 16. yüzyılda buralara yelken açıyor. 1660’tan başlayarak Hollandalılar, sonra İngilizler daha sonra Almanlar adayı sömürgeleştirmeye çalışıyorlar. PNG yer adlarında sömürge döneminin izleri çok fazla. Birçok yer ismini sömürgeciler vermiş. Almanlar adanın kuzeyinde İngilizler de güneyinde tutunmaya çalışmışlar, ama halkın sert ve saldırgan olmasından dolayı pek tutunamamışlar. Sonra Hristiyan misyonerler her yere, her köşeye ulaşarak halkı Hristiyanlaştırmışlar. Bu arada “Allah” adına epey ölü vermişler. Ada halkları Hristiyanlıktan önce atalarına tapınırlarmış. Tanrıları olmamış. Bu tapınmanın izleri hala yaşıyor. Köylerde ölenler köy meydanına, bahçeye avluya gömülüyor.

Ada uzun süre İngiliz kontrolü altında kaldıktan sonra 1906’da kontrol Avustralyalılara bırakılıyor. 1973’te de adaya bağımsızlık bağışlanıyor.

Savaş ErçalUster, İSVİÇRE