Şipşirin, Güzel ve Tarihi Bir Köy: St. Paul De Vence

Bu şirin ve güzel bir köy, geçen yaz Toscana köylerinin anımsattı bana. Cote d'Azur’a gidip de çoğu kişinin gitmediği hatta belki de bilmediği (tıpkı benim gibi) Ortaçağ’dan kalma köylerden biri de St. Paul de Vence
Köye doğru virajlı ve dar yollarda, birçok köy, güzel evler hatta malikaneleri geçerek ilerlerken yeşilliklerin arasından tepede zaman zaman görüntüye giren köyün görüntüsü beni heyecanlandırmaya başlıyor.

Köy meydanına yakın bir yere arabamızı park ettikten sonra surlarla çevrili eski şehre doğru ilerliyoruz. Bugün hava ılık ama sanki biraz puslu derken güneş tutulması olduğunu hatırlıyoruz, bu da bana yine güzel kareler veriyor. Büyük bir kapıdan giriyoruz şehre ve bizi hemen taş binalar karşılıyor. Çok bakımlı gibi görünmeseler de sapasağlam duruyorlar, tabii butik otel, sanat galerileri olarak düzenlenmiş binalar oldukça bakımlı.

Arnavut kaldırımlı sokaklarda ilerlerken şipşirin, sevimli, müthiş ve güzel tarihi bir köy burası. Binalar o kadar güzeller ki kendinizi Ortaçağ'da geziyormuş gibi hissedeceksiniz. Ana sokaktan yürürken sağınıza solunuza bakmadan geçmeyin, çiçeklerle süslenmiş merdivenli bir yol yada bir kemer arasından aşağı vadinin hafızanızdan silinmeyecek müthiş görüntüsünü ve manzaraları da kaçırmayın, fotoğraf çekmeye doyamayacaksınız.
 

Sokaklar boyunca sağlı sollu çok sayıda dükkan var, çeşitli giyim mağazaları, hediyelik eşya satan dükkanların yanı sıra çok sayıda da resim ve heykel satan galeriler, sanat mağazaları da çok şık. Öğreniyorum ki burada yaşamış ünlü kişiler, yazarlar, ressamlar olmuş, bu şık ve sevimli dükkanlarda o ressamların reprodüksiyon resimlerini de alabildiğiniz gibi sevdiklerinize güzel hatıra ürünler de alabilirsiniz. Ayrıca bir Akdeniz ülkesindeyiz, elbette zeytinyağı ve sabun dükkanlarını da çokça göreceksiniz. 

Tıpkı İtalya’da olduğu gibi köyün her yanından çiçeklerin fışkırması köyü daha da bir güzelleştiriyor. Yoğun bir turist akını olmasına karşın oldukça sessiz, sakin, trafik ve dolayısıyla stress olmayan bu şirin yemyeşil köyde birkaç gün kalmak isterim doğrusu. Yolunuz buralara düşerse mutlaka uğrayın, benim kadar etkileneceksiniz. Yazılarımın birçoğunda sizlere diyorum ki anlatması güç, iyisi mi fotoğraflara bakın. İşte yine böyle bir köydeyim.

Geziniz bitti ise eski şehirden çıkıp köy meydanında bulunan ve hoş bir butik otel olan La Colombe d’Or Otel’e de mutlaka girin, gezin ya da bahçesinde eşsiz vadi manzaralı bahçesinde bir içki, çay kahve de içebilirseniz. Otelde kalan ancak parasını yaptıkları tablolarla ödeyen Picasso ve Mattise’in orijinal işleri de bulunan Picasso, Miro ve Matisse gibi sanatçılar La Colombe d’Or’da kalıp otelin ücretini eserleri ile ödüyorlarmış. Bu eserler otel tarafından korunmuş ve bu koleksiyon otelde sergilenmekte. St. Paul de Vence’a gelirseniz bu otele mutlaka uğrayın hatta bütçenizde yeterince esneklik varsa yemek de yiyebilirsiniz.

nevinsalman

Yazar Hakkında

nevinsalman

Ankara da doğdum, TED Ankara Koleji ve Gazi Üniversitesi Mimarlık fakültesi mezunuyum. 6 sene Londra'da yaşadım, sonraki yıllarda İstanbul'a yerleştim ve serbest çalıştım.