Ne işin var Washington DC'de demeyin. Ben her türlü gezi ve seyahate daima hazırım. Bürokrasi her zaman sıkmıştır beni hatta çoğu zaman sessiz sessiz kaçmışımdır ama Washington DC'yi ve Beyaz Saray'ı da merak ettim. Bir şeyleri gezmeden görmeden sadece okuyarak yorumlamak kesinlikle olmaz. Hatta benim tarzım hiç değil. Gezmek görmek hatta mümkünse deneyimlemek gerek. Washington DC'ye gelmeseydim buranın ne kadar düzenli yemyeşil bir başkent olduğunu da asla bilemeyecektim.
Washington DC
Parlamento Binası
Her şeyden önce bana Parlamento Binası gezisi randevusunu önceden ayarlayan Kubilay’a teşekkürler. Parlamento Binası gezisi gerçekten muhteşemdi. Benim tahmin ettiğimden bambaşka bir Washington DC buldum karşımda. Yemyeşil, düzenli, kalabalık olmayan, parklarla ve müzelerle dolu düşündüğümden bambaşka bir Washington DC. Parlamento Binası'ndan başka bir de Beyaz Saray’ı görürüm diye düşündüm işte bu kadar burasıda dedim ama yanıldığımı biraz gezmeye başladığımda fark ettim. Başkent son derece planlı bir şekilde parklarla donatılmış ve görsel olarak hepsi birbirinden harika.
Parlamento Binası turundan
Parlamento Binası iç mekan
Parlamento binası içinde yapılan turdan panaromik bir fotoğraf.
II. Dünya Savaşı anısına dikilmiş olan dikilitaş şu ana kadar gördüğüm en büyük dikilitaş anıtı diyebilirim. Bulunduğu yeşil alan ise muhteşem ve insanlar burada çok güzel vakit geçiriyorlar. Turist sayısı da bir hayli fazla. Az ilerisinde koskocaman bir havuz Reflecting Pool bulunuyor ve karşısında Abraham Lincoln Anıtı duruyor. Görünümü Anıtkabir'e çok benziyor ve gayet güzel bir konumda. Gözümün gördüğü her yer park, yeşillik ve anıtlarla dolu ve Abraham Lincoln Anıtı merdivenlerinde oturup şehri izlemek bir harika. Sağ tarafınızda nehir ve göl manzarası ile de bambaşka. Binaların ve doğal yaşamın bir arada olduğunu gördüğüm en güzel kent burası olmalı sanıyorum. Aslında günübirlik gezilip görülemeyecek kadar güzel ama daha gidilecek çok yolum var.
II. Dünya Savaşı Anıtı (Dikilitaş)
Abraham Lincoln Anıtı
Abraham Lincoln Anıtı merdivenlerinden Reflection Pool ve güzel Washington DC manzarası
Washington DC'deyim
Gelelim Beyaz Saray’a... Beyaz Saray bir bakıma dünyanın idare edildiği merkez aslında. Başkan Obama’nın evi bahçesi, dünyaya seslendiği sahnesi. Clinton’un ise oval ofisi... Beyaz Saray’ın arka bahçesine gelip fotoğraflar çekip burada da bir anınız oluyor ama herkes rahat gibi görünse de güvenlik had safhada. En azından çatıdaki keskin nişancılar arada göz kırpıyor insana. Akşam 17.00 gibi artık buraya giriş yasak. Beyaz Saray etrafındaki caddede hediyelik eşya satan işportacılar bir hayli yoğun, kafeler ve restoranlar da bir hayli fazla. Son derece zevkli ve tat alınacak bir yer bana sorarsanız. Burada olmaktan çok tat aldım diyebilirim kendi adıma. Amerika’nın başkenti hakkında edindiğim çok güzel bilgiler ve yaşadığım harika bir günlük Washington DC ziyaretimle benden bu kadar...
Yabancısı değiliz aslında Beyaz Saray
Dünyanın idare merkezi Amerika’nın özel evi Beyaz Saray önündeyim. Vurmasalar bari...
Amerika’da bana evini açan ve hiç bir konuda desteğini esirgemeyen Kubilay Ulucan’ a teşekkürlerimle... Parlamento Binası Gezisi jesti muhteşemdi!