Hande Çilek: “Uçaktan indikten sonra değişen insan tipleri, dil, kokular ve öğrendiğim onca bilgi bana okyanusta bir damla olduğumu hatırlatmaya yetiyor”

Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?
1983 doğumlu bir gezginim. İstanbul Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunuyum. Başta seyahat olmak üzere çeşitli konularda yazılar yazıyorum. Gümüş Pusula isminde bir gezi blogum var.

Gezmek size ne ifade ediyor? Seyahatlerin hayatınızdaki yeri nedir?
Benim için gezmek; hayattaki rutinleri kırmanın, tekrar nefes alabilmenin ve farklı bakış açılarına sahip olabilmenin önemli bir yolu. Kalabalık bir şehirde yaşadığınız zaman insan hep kendine odaklı yaşıyor. Uçaktan indikten sonra değişen insan tipleri, dil, kokular ve öğrendiğim onca bilgi bana okyanusta bir damla olduğumu hatırlatmaya yetiyor. Hayatımın şu döneminde hiç etmediğim kadar seyahat ediyorum ve bu seyahatler hayatımın önemli bir bölümünü kaplıyor.

Hande Çilek: “Uçaktan indikten sonra değişen insan tipleri, dil, kokular ve öğrendiğim onca bilgi bana okyanusta bir damla olduğumu hatırlatmaya yetiyor”

Şimdiye kadar kaç ülke gezdiniz?
Şimdiye kadar 60’a yakın ülke gezdim. 

Bugüne kadar gittiğiniz yerler arasında sizi en çok neresi etkiledi?
Etkilenmediğim bir ülke yok diyebilirim ama eğer bir adres vermem gerekirse Fas’ın algıları açan renkli kültürü ve İskandinav ülkelerinin soğuk gizemi beni her zaman çok etkilemiştir.

Gezdiğiniz ülkeler arasında tekrar gitmek istediğiniz bir ülke var mı?
New York, Londra ve Paris gibi dünya başkentlerine tekrar tekrar gitmekten asla sıkılmam, ama daraldığım zamanlarda kendimi Marakeş’in ara sokaklarında kaybettiğimi veya Santorini’de günbatımını izlerken kahvemi yudumladığımı hayal ettiğim çok olmuştur.

Bize biraz seyahat etme mantığınızı anlatır mısınız? Genelde eşinizle mi seyahat ediyorsunuz?
Genelde eşimle seyahat ediyoruz fakat kızımız Ela doğduğundan beri onu sepet gibi her yere taşıyoruz. Arasanız seyahat zevkleri konusunda bu kadar uyuşan iki insan daha bulamazsınız. Ortak anlayışımız bebekten sonra da değişmedi neyse ki… İspanya’nın en sıcak ayında veya İsveç’in en soğuk ayında küçücük bir bebekle kimse bizim gibi seyahate kalkışmaz; dolayısıyla ortak yönümüz hayatımızı oldukça kolaylaştırıyor.

Hande Çilek: “Uçaktan indikten sonra değişen insan tipleri, dil, kokular ve öğrendiğim onca bilgi bana okyanusta bir damla olduğumu hatırlatmaya yetiyor”

Rotanızı nasıl belirliyorsunuz?
Bir önceki seyahatimizde gelişmiş bir ülkeye gitmişsek, bir sonrakinin daha özgün bir yer olmasına dikkat ediyoruz veya en son Avrupa’yı tercih etmişsek rotayı daha uzak bir yere çeviriyoruz. Mesela şu sıralar en etkileyici fotoğrafları bize hangi ülke verebilir düşüncesine göre rota belirliyoruz.

Hande Çilek: “Uçaktan indikten sonra değişen insan tipleri, dil, kokular ve öğrendiğim onca bilgi bana okyanusta bir damla olduğumu hatırlatmaya yetiyor”

Seyahat öncesi nasıl bir hazırlık yapıyorsunuz?
Seyahat öncesi araştırmalarla geçiyor zaman. Gitmeden önce mutlaka genel hatlarıyla bilgi ediniyoruz, gittiğimiz yerde ise bilgili yerel bir rehberle anlaşarak okuduklarımızı yerinde görerek perçinliyoruz. Gitmeye karar verdiğimiz yere biletleri aldıktan sonra otel arayışına geçiyoruz.

Hande Çilek: “Uçaktan indikten sonra değişen insan tipleri, dil, kokular ve öğrendiğim onca bilgi bana okyanusta bir damla olduğumu hatırlatmaya yetiyor”

En son nereye gittiniz?
En son Meksika’da Yucatan Yarımadası’na yani Maya Uygarlığı’nın hayat bulduğu topraklara gittik.

Hande Çilek: “Uçaktan indikten sonra değişen insan tipleri, dil, kokular ve öğrendiğim onca bilgi bana okyanusta bir damla olduğumu hatırlatmaya yetiyor”

Sırada neresi var?
Şu anda karar aşamasındayız ama ben İzlanda’da diretiyorum, kışa denk geleceği için eşim kararsız.

Gezi deneyimlerinizi paylaştığınız blog ya da websiteniz var mı?
Evet, yaklaşık 3 senedir paylaşımlarda bulunduğumuz Gümüş Pusula (http://gumuspusula.com/) isminde bir gezi blogumuz var.

Hande Çilek: “Uçaktan indikten sonra değişen insan tipleri, dil, kokular ve öğrendiğim onca bilgi bana okyanusta bir damla olduğumu hatırlatmaya yetiyor”

Seyahatleriniz sırasında sizin gibi gezginlerle tanışıyor musunuz? Hiç enteresan anınız var mı?
Seyahatlerimiz sırasında çok çeşitli insanlarla tanışma fırsatımız oldu hatta halen görüştüğümüz arkadaşlarımız bile mevcut. Atina’da Akropolis’i gezmek üzere park ettiğimiz aracı soyup soğana çevirdiklerinde karakola gitmek zorunda kalmıştık. Orada bizim gibi olaylara maruz kalmış gezginlerle karakolda beklerken saatlerce muhabbet etmek ilginç bir deneyim olmuştu.

6 yaşındayken ailenizin Amerika’ya yerleşmesi ile başlayan seyahat serüveniniz ve farklı bir ülkede büyümüş olmak ile ilgili deneyimlerinizi paylaşır mısınız?
90 senesinin Türkiye’sinden çıkıp Amerika’nın 90 senesine gitmek, belgesel programındaki kabilesinden ayrılıp dünyayı keşfeden yerlinin yaşadıklarından farksızdı aslında. O yıllarda Amerika şu anki İstanbul’a yakındı demek çok uygun düşer. İlk bilgisayar, ilk Barbie bebek, ilk McDonald’s, ilk Pringles ile orada tanışıp kültür şoku yaşadım. Tek kelime İngilizce bilmiyorken tek Türk olarak gittiğim Amerikan okulunda birkaç ay içerisinde Amerikan aksanıyla konuşan bir çocuğa dönüştüm. Disneyland’a ve Universal Stüdyoları’na gittiğimde kalbimin heyecandan hızla çarptığını hala dün gibi hatırlıyorum. NASA’nın uzaya fırlattığı Atlantis Uzay Mekiği’nin atmosferde süzülüşünü izlediğimi ve o an çocuk aklımla astronot olmaya karar verdiğimi çok net hatırlıyorum. Erken yaşta öğrendiğim İngilizcenin önüme serdiği kapılar ve bu yeni kültürün hayal gücümde yarattığı çarpışmanın izi tüm hayatım boyunca beni takip etti. Sanırım erken yaşta seyahat etmenin artılarını bildiğimden, kızımı da her yere yanımda götürüyorum. Bu yaz onu annesinin 25 sene önce çocukken gittiği aynı yerlere, yani Disneyland’a ve NASA’ya götürmek kısmet oldu.

2013 yılında aranıza katılan Ela isimli kızınız ile seyahat etmeye devam ediyorsunuz, bu durum seyahatlerinize nasıl bir yön veriyor?
Kızım 3 aylıkken ilk kez seyahat ettiğimizde yakın uçuş mesafelerini tercih ediyorduk ama daha sonra büyüdükçe mesafeleri açtık şimdi bizden bir farkının kalmadığını düşündüğümüzden her yere götürebiliyoruz ve çok iyi uyum sağlıyor.

Hande Çilek: “Uçaktan indikten sonra değişen insan tipleri, dil, kokular ve öğrendiğim onca bilgi bana okyanusta bir damla olduğumu hatırlatmaya yetiyor”

Hande Çilek: “Uçaktan indikten sonra değişen insan tipleri, dil, kokular ve öğrendiğim onca bilgi bana okyanusta bir damla olduğumu hatırlatmaya yetiyor”

Ülkelerin yeme-içme alışkanlıkları çok farklı olabiliyor. Siz gezilerinizde bu durumu nasıl belirliyorsunuz, yemek yemek için nasıl yerler tercih ediyorsunuz?
Yemekler her zaman damak tadınıza uymayabiliyor fakat elimizden geldiğince yeni damak tadına uyum sağlamaya çalışıyoruz ve yerel yemekleri deniyoruz. Öncesinden en iyi yerel restoranların listesini çıkarıyoruz ve yerinde yapılan yemekleri yemeye çalışıyoruz. Eğer yemekler hijyen veya lezzet açısından damak tadımıza uymuyorsa otelde uluslararası yiyecekleri tüketiyoruz.

Hande Çilek: “Uçaktan indikten sonra değişen insan tipleri, dil, kokular ve öğrendiğim onca bilgi bana okyanusta bir damla olduğumu hatırlatmaya yetiyor”

Kalacak yer olarak tercihiniz genelde nedir? Otel, hostel, kamp vs.
Genelde tarihi geçmişi olan veya özelliği olan otelleri tercih ediyoruz.

Bugüne kadar gittikleriniz arasında sizi hayal kırıklığına uğratan bir yer oldu mu?
Gitmeden önce neyle karşılaşacağımızı az çok bildiğimizden dolayı hayal kırıklığı hiç yaşamadık.

Farklı bir ülkeye yerleşmeyi düşündünüz mü? Düşündüyseniz neresi ve neden?
Aslında yakın zamanda iş amaçlı Amerika’ya taşınsak mı acaba diye ciddi ciddi düşündüğümüz bir dönem oldu. Şimdilik bir yere gitmiyoruz ama zaman ne gösterir bilemeyiz.

Hande Çilek: “Uçaktan indikten sonra değişen insan tipleri, dil, kokular ve öğrendiğim onca bilgi bana okyanusta bir damla olduğumu hatırlatmaya yetiyor”

Eğer imkânınız olsa 1 sene izin ve limitsiz para verseler, haydi gez deseler, neler yapar nerelere giderdiniz?
Ülkesine hiç dönmeden dünyayı gezen insanlara inanılmaz özeniyorum ama gerçek hayatta bunu yapmam biraz zor olur çünkü süre biraz uzayınca elimde olmadan yoğun bir memleket özlemi ile kavruluyorum. Bu kadar uzun süre evimden, yurdumdan uzak kalamayacağım için bu güzel teklifi geri çevirmek durumunda kalırdım.

Gezmeye yeni başlayanlara tavsiyeleriniz nelerdir? Nereden başlamalı, nelere dikkat etmeliler?
Yeni gezmeye başlayanlara gitmek istedikleri yerler hakkında güzel hayaller kurarak evrene pozitif enerji yaymalarını, her uçak gördüklerinde gözleriyle uçağı kaybolana kadar takip edip acaba nereye gidiyor diye düşüncelere dalmalarını tavsiye ederim. Hayal etmek, başlamanın yarısıdır. Aslında nereden ve nasıl başladığınızın bir önemi yok, şartların elverdiği ilk yere biletlerinizi üzerinde çok durmadan alın yeter.