Orta Avrupa'nın Kesişme Noktasındaki Önemli Durak: Prag

Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında. (FRANZ KAFKA)

Masal gibi bir şehirde doğup, büyüyüp de hayata bu kadar karamsar bakacak ne var ki... Sanırım sanatçı duyarlılığından olsa gerek. Kafka bir noktada haklı, hayatta ne kadar çok şeyi farkında olmadan ciddiye alıyoruz ve bu hayatı ne kadar hızlı yaşıyoruz ve bir o kadar da çabuk tüketiyoruz. Bazen kısa soluklar vermek lazım.

Kafka’yı saygıyla andıktan sonra, onun kentini anlatmaya başlayalım.

Ağustos ayında Prag bizlere yağmurları ile hoş geldin dedi. Çek Cumhuriyeti'nin 1 milyon nüfuslu masal başkenti Prag, Orta Avrupa’nın kesişme noktasında bulunan önemli bir durak. Zaten Prag yani yazılışı ile "PRAHA" kapı anlamına geliyor. Orta Avrupa’nın kapısı Prag, her sene nüfusunun 20 katı kadar dünyanın her yerinden gelen ziyaretçileri ağırlıyor. Ben ve arkadaşlarım 2013 Ağustos yazında bu kentin ziyaretçisi olabildik.

Merhaba, PRAHA

Prag, ilk etapta insana karışık bir şehir izlenimi veriyor. Daracık sokaklardaki insan kalabalığını algılamakta zorlanıyorsunuz, aman ya kaybolmayayım derdine düşüyorsunuz fakat bir süre sonra bu telaşın yerini şehrin tadını çıkarma hissiyatı alıyor.

Şehir; modern mahalleleri dışında eski şehir ve eski şehrin çevresindeki astronomik saat kulesi, şehrin meydanındaki büyük katedral, tarihi Charles Köprüsü, Yahudi mahallesi ve Vltava Nehri'nin karşı tarafındaki Prag Kalesi ve çevresi ekseninde içinde, dar bir alanda bulunuyor. Anlayacağınız şehir kendine keyifli bir yürüyüş alanı yaratmış. Şehre vardığınızda Ağustos sıcağında bile yağmurla karşılaşabileceğinizi ve havanın birden bire 10 derece düşebilme ihtimali ile şemsiyenizi ve baharlık montunuzu yanınıza almanızı tavsiye ederim.


Ağustos ayındayız, Nisan değil...

Prag’ın kalbi, eski şehir ve meydan ve meydandaki katedral ile astronomik saatten oluşuyor. Meydan, üzerinde kafeler ve satış stantlarından oluşan genişçe bir alan. Şehrin en merkezi noktasında odun ateşinde domuz çevirme görebileceğiniz ilginç ayrıntılardan biri, tıpkı bizim kokoreççiler gibi...


Meydan, Prag

Meydanda dolaştıktan ve kalabalığı seyir keyfi ve kahve molası verdikten sonra, meydanın hemen köşesinde bulunan Astronomik Saat'in kalabalığına dahil olmanızı tavsiye ederim. Saat başlarında öncelikle bir horoz figürü pencereden çıkıyor ve devamında 12 havari figürü sırasıyla geçiş yapıyor. Bana çok enteresan gelmedi ama saatin kendisi bütün olarak güzeldi.12 havarinin saat başları geçişini izlemek için yukarı bakıp dururken, bu saat kulesinin yukarısından insanları seyretmek nasıldır acaba? Soru sorarken, dayanamadık 4 arkadaş saat kulesine çıktık. Kişi başı sadece 10 Euro ile tüm Prag ayaklarınızın altında. Saat Kulesi'ne çıkmanızı şiddetle tavsiye ederim.


Astronomik Saat, Prag

 

Çekler, Avrupa Birliği'ne girmiş olmalarına rağmen hala kendi para birimlerini kullanıyorlar, tabii Euro her yerde kullanılıyor. Çek parası da Türk lirasına göre daha değersiz olduğu için genel anlamda Prag, pahalı bir şehir değil. İçkiler çok ucuz, ismini duymadığınız pek çok içki çeşidi mevcut. Özellikle meşhur PİLSEN biralarının ana vatanı ÇEK CUMHURİYETİ. Çekler’de alkol kullanımı gündelik hayatta o kadar normal bir hale gelmiş ki insanlar arasında gizli akolizmin olduğunu duydum, biranın şişesinin 1 TL’ye, suyun ise 4 TL’ye denk geldiği bir ülkede ne olacaktı ki? Bu sayede Avrupa da hakikaten sudan ucuz tabirinin gerçek olduğunu öğreniyorsunuz. Prag’ın gezilmesi gereken yerleri küçük bir alana yayıldığı için şehri rahat rahat dolaşabiliyorsunuz.Aslında nasıl anlatsam bütün olay bir süre sonra dön dolaş aynı yerler mantığına dönüyor. Meydanın çevresi küçük ara sokaklara açılıyor. Ara sokaklar ise pasajlara... Sokakların kalabalığına kendinizi bırakmanızı tavsiye ederim.


Ara sokaklar, Prag

Prag'da yemek yeme konusunda çok sorun yaşamadık, etlerin hemen hepsi domuz eti o yüzden tercihimizi en azından dana eti yeriz düşüncesiyle hamburger zincirlerinden yana kullandık. Ayrıca şehir merkezinde çok sevimli ekmek ve pasta fırınları var, alternatif atıştırmalık olarak değerlendirebilirsiniz. Daha önce de belirttiğim gibi Prag pahalı bir şehir değil, her bütçeye hitap edebilecek yemek seçenekleri fazlasıyla var. Rahat olun. Ara sokakların devamında karşımıza Tuna Nehri kadar havalı olmasa da Prag’ın ortasından geçen, şehrin tarihi dokusuna anlam katan, bulanık renkli Vltava nehri çıkıyor. Nehrin üzerinde pek çok tekne turu yapılıyor. Açıkçası biz Vltava’yı, Tuna nehri kadar kapsamlı bulmadığımız için tekne turu ile ilgilenmedik. Bence Prag’da tekne turu olmazsa olmaz bir etkinlik değil.

Nehrin üzerinde çok sayıda köprü var fakat bir tanesi var ki bir süre sonra benim ve arkadaşlarımın Prag tatili boyunca en büyük sosyal mekanımız oldu.Meşhur Charles Köprüsü adeta Prag’ın Mecburiyet Caddesi. Yeni evli gelin ve damatların, sokak müzisyenlerinin, turistlerin, aşıkların, ayyaşların hatta evsizlerin bile buluşma noktası bu tarihi taş köprü araç trafiğine kapalı. Köprü, günün her saatinde kalabalık yaya hareketliliğinin olduğu, sağlı sollu heykellerle çevrili ve inanılmaz güzel Prag manzaralarına sahip. Prag’a yolunuz düşerse gitmenizi tavsiye etmiyorum ki zaten gideceksiniz.


Vltava Nehri, Prag


Charles Köprüsü, Prag

Charles Köprüsü'nden karşı tarafa geçtiğinizde önünüze tekrar ara sokaklar, kafeler, barlar ve Kafka Müzesi çıkıyor. Müzenin kapanmış olması sebebiyle ne yazık ki içini gezme fırsatımız olmadı ama müzenin geniş ve güzel bir bahçesi var bahçeye kısa bir zaman ayırmanızı ve biraz soluklanmanızı tavsiye ederim. Bu arada söylemeden edemeyeceğim, bahçedeki havuza iki tane erkek heykelleri koymuşlar ve heykellerin elektronik mekanizmalarını hareket halinde olacak şekilde düzenlemişler. Sanki Kafka’nın uçuk kaçık yanlarını ifade etmek istemişler de o ilginç heykelleri kondurmuşlar gibi geldi bana. Elbette yorum sizin : )

Her ne kadar Prag ve çevresi birbirine yakın olduğu için geniş bir alanda dolaşmak sıkıntısı yaşamıyor olmanıza rağmen, bir süre sonra bacaklarınız Orta Avrupa büyüsü falan dinlemem, götür beni otele demeye başlıyor. Prag ulaşım anlamında basit bir şehir. 3 ayrı metro hattına sahip ayrıca şehrin hemen hemen tüm bölgelerine giden tramvay hatları mevcut. Metro 23.30 gibi kapansa dahi şehir merkezine sabah 04.30'a kadar çalışan tramvay hatları var. Prag metrosunda veya tramvayda her hangi bir bilet kontrolü ile karşılaşmadık ama kontrol olsaydı ve biletsiz olsaydınız 60 Euro ceza ödemek zorunda kalabilirsiniz. Bizler paşa paşa korkumuzdan biletlerimizi aldık.Biletler tek kullanımlık 3 liraya, tüm günlük ve tüm taşıma araçlarını kullanma kolaylığı ile 15 liraya denk geliyor. Bu arada Çek Cumhuriyeti, Sovyetler Birliği döneminde yoğun etki altında kaldığı için tramvaylar hala eski tip kırmızı.

Prag’da iyi bir otel bulmak çok zormuş. O kadar çok turist geldiği için bizim anladığımız anlamda hizmet alamıyorsunuz yatacak temiz bir otel bulduğunuza şükredin mantığındalar anlayacağınız. Kaldığımız otel, eski bir yurt binasından çevrilme gibiydi ama tramvay ve metro duraklarına çok yakındı. Prag’da eski şehir dışında bir hareketlik yok hatta fazla sakin. 

Zamanını hep engel aramakla geçirme. Belki de hiç engel yoktur. (FRANZ KAFKA)

Otelde pek de bizim damak tadımıza uygun olmayan sabah kahvaltısından sonra Vltava Nehri'nin karşı yakasında yüksek bir tepenin üzerinde bulunan içinde Cumhurbaşkanı'nın çalışma ofisinin de olduğu Prag Kalesi'ne gitmek için yola çıktık.Kale derken çevresinde kiliseler, geniş bir meydan ve kafelerden ve binalardan oluşan kompleks demek daha doğru. Nasıl derler çok amaçlı ne ararsan var. Çek askerlerinin nöbet teslimini izleyebilir devamında kilisede yapılmakta olan ayine konuk olabilirsiniz veya sarayın bahçesindeki muhteşem Prag manzarasının seyrine dahil olabilirsiniz ya da müzisyenlerin konserlerini dinleyebilirsiniz.Ne kale ama sanırsınız ki dünya fuarındasınız, her ülkeden temsilciler gelmiş de biz de Türkiye’yi temsil ediyoruz. Ben en çok Singapurluları sevdim (bu arada Çekler biraz nemrut insanlar, görsel anlamında iyiler ama iletişimleri sıfır). İşin şurası kesin, Asyalılar nezdinde Türklerin karizması hakikaten var. Kısacık 5 dakikada kanka olduk onlarla. Yine kale dediğime bakmayın, Cumhurbaşkanı'nın çalışma ofisi o kompleksin içindeymiş, düşünsenize bizde Çankaya Köşkü'nün içini gezebilir misiniz? Sıkıysa gezin. Avrupa toplumundaki siyasetçilerin samimiyetini ve gösterişten uzaklığını takdir ediyorum. Kale ve çevresine mutlaka vakit ayırmanızı tavsiye ediyorum.


Prag Kalesi ve bahçesi

Prag Kalesi'nde bol bol zaman geçirdik, Ağustos ayında dahi hava soğuk olduğu için kapalı alanlarda dinlenmeye dikkat ettik. Prag şehir merkezinde temel gezi noktaları bu eksenden oluşuyor. Eski şehirde bulunan Yahudi mahallesini detaylı gezme fırsatımız olmadı fakat gösterişli Prag Belediye Binası çevresinde kısa bir akşam turu yaparak eksikliğimizi gidermeye çalıştık. Bol bol Charles Köprüsü'nde dolaştık, kalabalığa karıştık, köprüden Prag manzarasını seyredip hayran kaldık. Prag, görsel zenginlik anlamında sizi fazlasıyla tatmin ediyor. Prag’ın çevresi görülmesi gereken çok fazla alternatifleri barındırdığı için biz de bu alternatifleri değerlendirmek istedik. Bir günümüzü Prag merkeze 75 km uzaklıkta bulunan ve Avrupa’nın meşhur sağlık, termal kasabası olan ve ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bile bir dönem tedavi amaçlı gittiği Karlovy Vary’e ayırdık. Bir diğer günümüzü de Prag’a 1,5 saat uzaklıkta bulunan Almanya’nın en tarihi kenti Dresden’a ve Terezin Nazi Kampı'na ayırdık. Bu iki şehir de bu sayfada anlatılmayacak kadar güzel ve ayrıntılı olduğu için gözlemlerimi daha sonra ayrı aktarmak istiyorum. Prag’a kadar gelmişken bu iki kente de gitmenizi tavsiye ediyorum.

Prag geceleri konusunda meydan ve çevresi ve ara sokaklar fazlasıyla alternatif sunuyor; pek çok bar, kafe mevcut. Şehirde sabahın ilk ışıklarına kadar tramvay çalışan hatlar olduğu için ulaşım açısından sıkıntı yaşamıyorsunuz. Yeter ki oteliniz şehrin merkezinden aşırı uzak olmasın. Bu arada fiyatlar hesaplı. Prag’ın en lüks mağazalarının, iş merkezlerinin olduğu, bankaların ve finansal hayatın devam ettiği Parizska Caddesi'nde kısa bir zaman geçirdik. Caddeye vakit ayırmanızı tavsiye ederim. Parizska Caddesi'nde Eurolarımızı Çek parasına çevirdik. Şehrin pek çok yerinde euro bozdurma ofisleri mevcut olduğu için bu anlamda sorun yaşamıyorsunuz ama öğrendiğimiz kadarıyla para çevirme ofislerinin hemen hepsi güvenilir değil, mutlaka komisyonlarını alıyorlar ama insaflı komisyon ama insafsız dikkatli olmanızı öneririm.

Prag; tarihi binaları, kiliseleri, müzeleri, parkları, meydanları, özgür ruhlu insanları, köprüleri, Vltava nehri ve Kafka ruhu ile masal gibi bir şehir. Yapacağınız iki günlük bir program ile Prag’ın hakkını rahatlıkla verebilirsiniz. Ulaşımı kolay ve gezilmesi gereken temel noktaları birbirine çok yakın.

Renklerin güzelliğini, dünyanın evrenselliğini, dünyanın farklı köşelerinde farklı tatlarının olduğunu, medeniyetlerin günümüze kadar neler taşımış olduklarını ve tüm bunların ne ifade ettiğini insan ancak gözüyle gördüğünde, eliyle tuttuğunda anlayabiliyormuş.

Egemen ÇINAR

Yazar Hakkında

Egemen ÇINAR

Nereye kadar iş dediğim noktada, gezmeyi, gözlem yapmayı çok sevdiğimi ve bu sayede yenilendiğimi fark ettiğim andan itibaren acaba gözlemlerimi ifade edebilir miyim düşüncesiyle yazı yazmaya başla