Son dönemlerde bir Macaristan seyahatiniz oldu? Gitmeye nasıl karar verdiniz?
Son 15 yıldır yılda 3 veya 4 kere yurt dışına geziler yapıyorum, bu gezilerimin büyük bir kısmını da Güneydoğu Asya’ya yaptım. Geçen yıl hadi biraz da yakınlara gideyim Asya’yı biraz özleyeyim diye düşünmüştüm ve 2014 yılında Ukrayna’nın Odessa ve Lviv şehirlerine seyahat ettim. Ukrayna’yı seçme nedenim de ben modern ülkeleri çok sevmiyorum, mesela Batı Avrupa pek bana hitap etmiyor, yıllar önce iş hayatımda birkaç Avrupa ülkesi ziyaretim olmuştu ve bana hiç cazip gelmemişti. Belki dedim globalleşmenin pençesine düşmemiş Ukrayna hala doğal kalabilmiştir. Böylece ilkin Odessa’ ya gitmiş ve bu seyahatimden çok memnun kalınca da daha sonra Lviv şehirlerini ziyaret etmiştim, bu Eylül ayına Kiev seyahatini koyduğumu da belirteyim. Bu arada Ukrayna’yı doğallığı, tarihlerine saygıyı ve çok ucuzluğuyla herkese tavsiye edebilirim. Şimdi gelelim Macaristan’a, bir Doğu Avrupa ülkesi olan Ukrayna’dan memnun anılarla ayrılınca bana göre Doğu Avrupa ile Batı Avrupa kültürleri arasında bulunan ve bizlerle de tarihi geçmişleri olan Macaristan, değerlendirmeye almam gereken bir ülkeydi. Gazi Osman Paşa’ları, Eflak Boğdan anlaşmalarını, Gül Baba türbelerini, Estergon, Zigetvar savaşlarını tarih kitaplarından çoğumuz kısmen de olsa hatırlıyoruz. Bu şifa bulmaz seyahat etme hastalığına yakalanmış bulunan bendeniz de ağırlıklı olarak gezi kitapları, kısmen tarih kitapları ve romanlar da okuyunca, hayal dünyam sürekli çalışmış ve bu kitapları zihnimde harmanlamış ve bana Budapeşte şehrine gitmem gerektiğini söylemişti.
Seyahatiniz öncesinde nasıl bir hazırlık yaptınız?
Seyahatlerimi bir yıl öncesinden planlarım, bir sonraki yıl nerelere gideceğim hemen hemen kafamda oluşur. Budapeşte seyahatimi de geçen yıl ortalarında planlamıştım, ilkin havayolu firmalarının promosyon uçak biletlerini takip ettim ve erken rezervasyon ile oldukça uygun bir fiyata satın aldım, daha sonra da otel rezervasyonlarımı da booking.com’dan çok önceki tarihlerde rezerve ettim. Şimdi bilgi hazırlıklarımı anlatayım, her yıl Ocak ayı sonlarında İstanbul Tüyap’ta gerçekleşen turizm fuarına mutlaka iki günümü ayırırım, burada ülke stantlarından ne bulursam toparlar eve getiririm, eşim, yine evi broşür ve kitapçıklarla doldurdun der, biraz kavga eder, sonra durumumu kabullenir. Bu broşürlere ek olarak, çeşitli yayınevlerinin gezi kitaplarını alırım, yine gezdiğim yerleri daha iyi özümseyebileyim diye gideceğim bölge ile ilgili bulabilirsem tarihi kitaplar ve yerel romancıların eserlerini okurum. Örneğin burada da hikâyesi Budapeşte’de geçen meşhur Macar romancı Ferench Molnar’in Pal Sokağı Çocukları isimli romanını çocukluğumda okumama rağmen gitmeden önce bir kere daha okudum. Ayrıca internetten de gezi paylaşımları yapan siteleri mutlaka ziyaret ederim, birkaç tane de Ipad’ime bölge rehberi indirmeyi ihmal etmem.
Macaristan’da hangi bölgeleri gezdiniz biraz anlatır mısınız?
Macaristan ziyaretim 5 tam gün sürdü, bu sürenin 4 gününü Budapeşte’ye bir günü de Eger şehrine ayırmıştım, Budapeşte’yi yürüyerek gezilebilecek orta ölçekli bir Orta Avrupa şehri olarak düşünmüştüm, oysa ki yanılmışım, şehir Buda ve Peşte olarak iki bölümden oluşan ve Tuna Nehri’nde de hayat olan büyük bir destinasyon olarak karşıma çıktı. Gideceklere önerim görülecek yerleri ziyaret programınızı mutlaka Hop On Hop Off denilen tur otobüsleriyle yapınız, bunların güzergâh programlarında şehrin tarihi, turistik yerlerinin büyük bir kısmı mevcut. Bu sizlere hem zamandan kazandıracak, hem de gidilen yerlerle ilgili bilgiler alabileceksiniz, çünkü bu otobüslerdeki anlatımlar içerisinde Türkçe de yer alıyor. Bu otobüs şehir turu ile birlikte bir adet gündüz, bir adet de gece olmak üzere iki adet nehir turu veriliyor, onları da değerlendirmenizi tavsiye ederim. Eger şehrini ise programıma Macar bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine almıştım, bana Eger çok farklı bir şehir, hem bizim hem sizlerin tarihlerinde önemli bir yeri var demişti, gerçekten burasını çok beğendim, atalarımızın yaklaşık 100 yıl hükümran olduğu bir şehir, ayrıca tabiatı da çok güzeldi. Ne yazık ki birkaç saat bu şirin şehir için yeterli olmayacaktı, burada az bir gece kalınmasını tavsiye ederim.
Nerelerde kaldınız? Ulaşımınızı nasıl sağladınız?
Çoğunlukla şehrin merkezlerinde kalırım çünkü zaman benim için kıymetlidir. Gideceğim şehri tam olarak bilemediğim için önce birkaç tane rezervasyon yaparım ve araştırmalarımda şehrin merkezi netleşince en uygun oteli seçip diğerlerini iptal ederim. Tuna Nehri Budapeşte şehrini Buda ve Peşte olarak ikiye ayırıyor, Buda daha tarihi mekânlara ev sahipliği yapıyor, Peşte de ise hem tarihi yerler var, hem de günlük hayat var. Ben kalacak yer olarak Peşte tarafını tercih ettim, burada da en merkezi hayatın aktığı bölge Vaci Caddesi denilebilir, benim otelimde Vaci Caddesi’ne 20 adım kadar uzaklıkta bir sokaktaydı. Aylar öncesinde rezerve ettiğim otel odamın fiyatı kalacağım beş gün için 360 Euro’ydu, seyahatimden birkaç gün önce ise Mayıs ayında turizm sezonunun başlamasının etkisiyle fiyatlar aynı oda için 1.300 Eurolara kadar yükselmişti. Otelimin olduğu yer konum olarak oldukça iyiydi hemen yanı başımda bulunan Vaci Caddesi çok canlı, trafiğe kapalı iki km civarı bir cadde boyunca kafeler, restoranlar, hediyelik eşya dükkânları, pastaneler, diğer bin türlü işyerleri yer alıyor. Bu cadde sabah saatlerinden itibaren hareketlenmeye başlıyor ve özellikle akşamdan sonra oldukça kalabalıklaşıyor. Şehir içi ulaşımı metro ve tramvay ile sağladım, toplu taşım oldukça gelişmiş, neredeyse şehrin her tarafına metro var, tramvaya aslında biraz zevk için bindim, Tuna Nehri boyunca panoramik manzaraları tramvay yolculuğu boyunca görebilirsiniz. Ulaşım bilet ve kartını büyük metro istasyonlarındaki otomatik makinalardan alabilirsiniz, burada belli adet biletlerde indirim söz konusu, ayrıca kalış sürenize göre seçebileceğiniz günlük veya birkaç günlük sınırsız ulaşım ve başka avantajlar sağlayan Budapeşte Card da satın alabilirsiniz. Bu konudaki ayrıntılı bilgilere www.bkk.hu sitesinden ulaşılabilir.
Bulunduğunuz şehirlerde ne kadar süre kaldınız?
4 günüm Budapeşte’de geçti, bir de kuzeydeki Eger şehrine günübirlik seyahat gerçekleştirdim. Bu seyahatim tren ile oldu, yolculuk iki saat sürüyor. Hem Budapeşte, hem de Eger şehri ile ilgili anılarımı Gezimanya.com’da paylaştım.
Bulunduğunuz bölgelerdeki yeme-içme alışkanlıkları nasıldı? Bize önereceğiniz favori lezzetleriniz neler?
Budapeşte’nin birçok tarafında Türk restoranlarını görebilirsiniz veya en azından ummayacağınız bir yerde küçük bir dönerci dükkânıyla karşılaşabilirsiniz. Ama tabii Macaristan’a kadar gitmişken Macaristan’ın geleneksel yemeklerinden Gulaş’ı tatmadan gelmeyiniz; haşlanmış kuşbaşı et, soğan, kırmızıbiber, patates vs. birtakım sebzeler ile yapılan lezzetli bir yemek. Ayrıca Tuna Nehri’nden tutulan balıkların lezzeti de denenmeli diye düşünüyorum. Gezmekten yorulan ayaklarınızı dinlendirmek için de keyiflik yerler tavsiye edebilirim. Vaci Caddesi’nin bir ucundaki meydanda bulunan tarihi Gerbeaud Cafe oldukça meşhur bir pastane, çok lezzetli tatlılarını deneyebilirsiniz yine bu cafenin hemen karşısında Anna Cafe de de müthiş lezzetler bulabileceksiniz. Her ikisinin de dış bahçeleri seyir için ideal, pastanızı yer, çayınızı içerken, önünüzden akan hayatı da izleyebilirsiniz.
Bulunduğunuz bölgelere gidecek olanlara tavsiyeleriniz nelerdir?
Macaristan tarihi ve doğal güzellikleri olan bir ülke, medeniyet eşiğini aştıkları da gözlemlenebiliyor, seyahatinizden memnun kalacağınızı düşünüyorum. Budapeşte’de kısaca şunları yapınız diyorum; günlük şehir turu otobüsleriyle gezilecek önemli yerleri geziniz, Tuna Nehri’nde tekne ile gezi yapınız, Budapeşte’de Tuna Nehri üzerinde süslü püslü güzel köprüler var, bunların birinden yürüyerek geçiniz, yukarıda anlattığım pastanelerde mutlaka oturup enfes pastanızı yerken bir keyif çayı veya kahvesi içiniz, Pal Sokağı Çocukları’nın yaşadığı hikâye edilen sokağı görünüz (Prater Utca), hediyelik eşya, obje vs. birçok şey bulabileceğiniz devasa Grant Market Hall yani büyük pazarı mutlaka ziyaret ediniz, avm türü bir yere gitmek isterseniz de Westend isimli büyük bir alışveriş merkezi var oraya gidebilirsiniz. Tuna Nehri kıyısında banklara oturup güneşin batışını bir de Tuna üzerinden seyrediniz. Geceleyin tekne ile veya tramvay ile bir şehir turu atınız, şehrin ışıklandırılması çok güzel. Eger şehrini de çok beğeneceksiniz, 100 yıl orada kalan atalarımızdan sadece bir minare kaldığını görünce hüzünleneceksiniz, şehir çok turistik, ayrıca şarapçılıkta da çok gelişmiş, Macaristan’ın en meşhur şarapları orada yapılıyormuş.