Dubrovnik Gezilecek Yerler

Adriyatik’in incisi, Hırvatistan’ın gözbebeği Dubrovnik, tatil havası, plajları, tarihî geçmişinden kalan eski yapıları ve dar sokaklarıyla ünlüdür. Şehrin kalbi olarak adlandırılan Old Town bölgesinde gezip görebileceğiniz oldukça güzel tarihi yapılar mevcuttur. Sadece bu yapılarla sınırlı kalmayan Dubrovnik, yaz tatili için de oldukça tercih edilen plajlarıyla da ünlüdür.

Dubrovnik Gezilecek Yerler

Doğal ve tarihî güzelliklerinin yanında yaz tatili için de oldukça uygun olan Dubrovnik şehrinin gezilip görülecek yerler hakkındaki ayrıntılı bilgileri rehberimizin devamında bulabilirsiniz. Öncelikle içerisinde Rönesans ve Barok dönemi mimarilerinin bulunduğu Old Town, şehrin ticaret ve festival merkezi haline gelen Stradun Caddesi, Cumhuriyet Dönemi altınlarını sergileyen ve en büyük festival olan Dubrovnik Yaz Festivali’ne ev sahipliği yapan Sponza (Rector) Sarayı, içerisinde dünyanın ilk eczanesini barındıran Franciscan Manastırı ve Müzesi, özgürlüğün ve sonsuzluğun simgesi olarak kabul edilen Lovrijenac Kalesi, şehri boydan boya çevreleyen Dubrovnik Surları, şehrin bütün manzarasını görebileceğiniz Dubrovnik Teleferiği, yerleşimin olmadığı ve tamamen doğayla iç içe olacağınız bir cennet olan Lokrum Adası ve hastalıklardan korunmak amaçlı yapılan Onofrio Çeşmesi kesinlikle görülmesi gereken yerlerin başında gelir.

Listede adı geçen yerlerle ilgili bilgiler aşağıda mevcuttur.

Old Town

dubrovnik-old-town-croatia-2018-3497492_960_720.jpg

Adriyatik’in incisi olan Dubravnik’in göz bebeği ve kalbi olarak adlandırılan tarihî merkezi Old Town şehirde hem konaklama hem gezme hem de keşif yapma amacıyla kullanılabilecek olan alışveriş konusunda da mükemmel fırsatlar yaratan bir bölgedir. Rönesans be Barok mimarisini ayrıntılı bir biçimde görebileceğiniz bu çevrede tarihî kiliseler, saraylar, çeşmeler ve manastırların yanında oldukça bar, kafe ve restoranlar da bulabilirsiniz.13. yüzyılın esintilerini bulabileceğiniz bu bölgede Çan Kulesi ve Orlanda Sütunu gibi tarihî önemi olan ve birçok festivale konu olan yapıları görebilirsiniz. Old Town ayrıca şehrin merkezinde konumlandığı için buradan her yere ulaşım oldukça kolay olacaktır. Dar sokaklarından merdivenlerle geçeceğiniz bu bölgede attığınız her adımda geçmiş tarihin izlerine şahit olacaksınız.

Stradun Caddesi

dubrovnik-2858838_960_720.jpg

Dubrovnik’in kalbi olan Old Town’ın kalbi de Stradun Caddesi’dir. 300 metre uzunluğunda bir alanda kurulan bu cadde içerisinde bulundurdu kafeler, restoranlar, sokak stantları ve ticaret alanları sayesinde şehrin hem tarihî önemini hem de günlük yaşantısını en ayrıntılı biçimde yansıtır. Festivallere ev sahipliği yapan bu cadde adını İtalyanlardan almıştır ve Akdeniz’in en büyük caddelerinden biri olma unvanını kazanmıştır. Ara sokaklarında kaybolmak isteyeceğiniz bu caddede aradığınız her şeyi bulmak mümkün. Özellikle gündüz saatlerinde kurulan ve akşama doğru kaldırılan pazarlarına uğrayarak şehrin yerel ve yöresel kıyafetinden yemeğine, takılarından kozmetik ürünlerine kadar her şeyini burada bulabilir hem kendiniz hem sevdikleriniz için hediyelik küçük alışverişler yapabilirsiniz.

Sponza (Rector) Sarayı

rectors-palace-505405_960_720.jpg

Rönesans döneminde yapılan bu saray Gotik tarzı mimarinin en güzel örneklerinden biridir. Dubrovnik kentinin en önemli yapılarından olan bu saray, görsel anlamda dışarıdan bakıldığında da etkilediği gibi içerisinde sergilediği ürünlerle çok fazla dikkat çeker. Kültür sanat festivallerine ev sahipliği yapan Sponza Sarayı diğer adıyla Rector Sarayı olarak da bilinir. Geçmiş zamanlarda banka ve gümrük olarak kullanılan bu saray, 1667 yılında şehirde çok büyük bir deprem gerçekleştiğinde dahi hiç hasar almamıştır. Sıcak yaz günlerinde bahçesindeki çeşmelerde serinlemek isteyenlerin uğrak noktası olan bu sarayda yıl boyunca konser, tiyatro, şiir dinletisi gibi birçok farklı kültürel etkinlikler düzenlenmektedir.

Franciscan Manastırı ve Müzesi

dubrovnik-505387_960_720.jpg

14. yüzyılda yapımı tamamlanan bu manastır Dubrovnik tarihinde önemli bir yere sahiptir. Barok mimarisini yansıtan bu manastırın içerisinde dehlizlere, kiliselere ve müzelere yer verilir. Kesinlikle gezilmesi gereken yerler arasında yerini alan Franciscan Manastırı’nın rahipleri dünyanın ilk eczanelerinden birini bu manastırın içerisinde kurmuşlardır. Günümüzde sadece müze olarak hizmet sunan bu manastıra giriş ücretleri 30 kuna’dır ve haftanın her günü 09.00 - 16.00 saatleri arasında açıktır. İçerisinde 11 yüzyıldan başlayıp 19. yüzyıla kadar uzanan bir tarihî geçmiş gizlidir. Bu yıllardan kalma oldukça fazla objeye yer verdiği gibi bir de genişçe bir kütüphaneye sahiptir. Manastır deprem ve yangın dolayısı ile büyük hasar görmüştür. Bir efsaneye göre 1667 depreminin ardından Manastır’da çıkan yangın öyle büyükmüş ki bu yangının sıcaklığına dayanamayan altın ve gümüşler eriyerek Stradun Caddesi’nin yolunu oluşturmuş.

Lovrijenac Kalesi

croatia-195219_960_720.jpg

11. yüzyılda oldukça büyük bir kayanın üzerinde inşa edilen bu kale uzun yıllar boyunca şehrin koruması durumundaydı. Bu kaleye çıktığınızda şehrin bütün tarihî geçmişini görebilir, her noktasını kuşbakışı ile inceleyebilirsiniz. Son zamanlarda Game of Thrones dizisinin sahnelerinde göründüğü için dünyaca bir üne sahip olan bu kale, ziyaretçilerini oldukça artırmıştır. 37 metre yüksekliğinde olan kalenin girişinde “Özgürlük dünyanın hiçbir altınına satılmadı” yazısı şehrin tarihî mücadelesini yansıtmaktadır. Kalenin bir diğer özelliği de buraya yürürken karşınıza çıkacak olan renkli ve hareketli Dubrovnik sokaklarıdır. Kaleden aşağıya devam ederken de karşınıza çıkacak olan liman bölgesi şehrin en huzur verici yerlerinden biridir. Dilerseniz siz de burada biraz dinlenip günün yorgunluğu atabilirsiniz.

Dubrovnik Surları

dubrovnik-503193_960_720.jpg

Öncelikle şunu söylemek gerekir ki Dubrovnik surlarla çevrili bir şehir olduğu için şehrin hangi bölgesine giderseniz gidin zaten surları göreceksiniz. Fakat burada surlar açılış kapanış saati olan, girişlerin ücretli olduğu ve içerisinde birkaç romantik sayılan küçük bar bulunduran bir mekân haline dönmüştür. Eğer sabahın erken saatlerinde giderseniz yoğun kalabalıktan kendinizi koruyarak, yaklaşık 2 saatte tüm şehrin surlarını turlayabilirsiniz. Girişlerin 150 kuna olduğu bu surlar sabah 08.30 da açılıp, akşam 19.30’da kapanmaktadır. Eğer kalabalıktan rahatsızlık duymazsanız günbatımı saatlerine doğru surlara çıkmanız tavsiye edilir. Hem güneşin kavurucu sıcaklarına maruz kalmaz hem de surların tepesinde bir kafeye oturup güneşin batışını izleyebilirsiniz.

Dubrovnik Teleferiği

18f718ef1de896681f2588eaff2c1f71_XL.jpg

Old Town’ın hemen üzerinde bulunan Teleferik Durağı, Buza Kapısı’nın girişinde konumlanır. Teleferiğe ulaşmak için kullanılan yol biraz zahmetli olsa da çıktığınız yokuşlar ve merdivenler görülmeye değer yerlerdir. Teleferik ile yapacağınız bu seyahatinizde Dubrovnik şehrine tepeden bakıp bir kuşbakışı fotoğraf elde edebilirsiniz. Dubrovnik’te surların gezisinden sonra en pahalı olan geziyeri olan teleferikte kişi başı gidiş dönüş 120 kuna’dır. Çocuklar için ise 50 kuna alınmaktadır. Yaz aylarında sabah 09.00’dan gece 00.00’a kadar hizmet vermesine rağmen diğer aylarda talep çok yoğun olmadığı için sabah 09.00’dan akşam 20.00’ye kadar hizmet vermektedir. Bu arada havanın durumuna göre fiyatlarda değişiklik görülebilmektedir.

Lokrum Adası

dubrovnik-2759403_960_720.jpg

Dubrovnik nasıl Adriyatik’in incisi ise Lokrum Adası da Dubrovnik şehrinin incisidir diyebiliriz. Adaya giden herkesin burası tam bir cennet dediği Lokrum Adası’nın en önemli özelliği burada yerleşik hayatın olmaması. Ana karanın hemen yakınında konumlanan bu adaya sürekli vapur seferleri düzenlenmektedir. Vapura bindiğinizde yaklaşık 15 dakika sonra adaya varacaksınız. 100 kuna’ya yakın bir ücret ödeyerek adaya ulaştığınızda karşınıza eski ve büyük bir kale çıkacak. Bu kalenin çıkması sizi şaşırtabilir ancak burası çok eskiden manastır olarak kullanılıyormuş. Adaya indiğinizde burada bolca tavuskuşu ve tavşan görebilirsiniz. Yerleşik hayatın olmadığı bu ada tam bir doğa harikasıdır. Eğer yazın bu geziyi yapıyorsanız, ana karadaki plajların kalabalığından kaçıp sakin bir yerde yüzmek isterseniz de Lokrum Adası’na gelebilirsiniz.

Onofrio Çeşmesi

croatia-238006_960_720.jpg

Old Town bölgesinde yer alan Onofrioçeşmeleri büyük çeşme ve küçük çeşme olmak üzere iki tanedir. Büyük çeşme Eski Şehir’e girer girmez ilk dikkat çeken yapıdır. 15. yüzyılda yapılan bu çeşme İtalyan mimar Onofrio tarafından yapıldığı için adını da mimarından almıştır. 15. yüzyılda Dubrovnik şehrinde suyun yetersiz olması birçok hastalığa davetiye çıkarmıştır. Özellikle susuzluğun neden olduğu en büyük hastalıklardan biri olan veba salgını şehirde baş göstermiş ve birçok insanın ölümüne neden olmuştur. Mimar Onofrio hem hastalıklardan korunmak hem de şehre su sağlamak amacıyla bu çeşmeleri inşa etmiştir. O yıllarda çok büyük bir önemi olan bu çeşmeler hâlâ işlevsel olup, şehrin su ihtiyacını karşılamaktadır.