Guatemala_National_Palace_of_Culture.jpg

Guatemala bir İspanyol kolonisiyken Guatemala City başkent değildi. Bu nedenle şehre bir saray yapma ihtiyacı duyulmamıştı. Başkan Manuel Estrada Cabrera döneminde, 1900’lerin başında, şehre bir başkanlık konutu yapma ihtiyacı duyuldu ve sarayın inşaatı başladı. Ancak bu inşaat devam edemedi. Daha sonra Başkan Carlos Herrera döneminde bir saray yapıldı; fakat bu saray sağlam bir saray olarak görülmedi ve bir yangında kül oldu. Bu nedenle halk arasında saraya “Karton Saray” denildi.

Bugünkü Ulusal Kültür Sarayı, 1936-1943 yılları arasında Başkan General Jorge Ubico döneminde yapıldı. Sarayın inşasında hapishanedeki mahkumlar çalıştırıldı ve başkan da ülkeyi diktatör gibi yönettiği için bu saray halk tarafından sevilmedi. Günümüzde sadece müze olarak kullanılan saray, İspanyol Rönesansı’ndan neoklasik döneme farklı etkilerin görüldüğü sarayda koloni döneminden günümüze pek çok sanatçının eserleri sergileniyor.

Saraya girdiğinizde labirent gibi bir koridordan geçiyorsunuz. Bu koridorda freskler, parıltılı ahşap ve bakır eserler bulunuyor. Bu eserlerden en dikkat çekeni ünlü sanatçı Alberto Gálvez Suárez’in Guatemala tarihini anlattığı duvar resmidir. Ana merdivenlerden çıktıktan sonra karşılama salonunda bulunan 2 ton altın, bronz ve Bohemya kristalinden yapılan şamdan ışıltılı bir biçimde ziyaretçilerini karşılıyor. Batıdaki bahçede, yani Patio de la Paz’da, bulunan iki eli temsil eden anıta her gün askerler tarafından bir adet taze gül koyuluyor. Solmuş olan gülse ziyaretçiler arasından herhangi bir hanıma sunuluyor.

Rehber eşliğinde gezmenin daha iyi olduğu saraya giriş ücreti ise 40 Quetzal’dır.