Orta Amerika’nın en tanınmış ülkelerinden biri olan Guatemala; kuzeyde Meksika, doğuda Belize ve Honduras, güneyde ise El Salvador ile komşudur. Ülkenin batısında Büyük Okyanus, doğusunda ise Karayip Denizi yer alır.
Ülkenin yüzölçümü 110.000 km2, nüfusu ise yaklaşık 15 milyon kişidir. Guatemala’da 2 ana kesim var; INDIO denilen maya kökenli yerliler ve LADINO denilen İspanyol-yerli karışımı melezler. Nüfusun % 50’sinden fazlası Amerikan-Kızılderili karışımı olan Indiolar’dır. Diğer kesim ise İspanyol-Kızılderili karışımı olan Mestizolar yani Ladinolar’dır. Ladinolar nüfus olarak Indiolardan çok daha az olsalar da yönetim onlarda. Indiolar kendi içlerinde çok bölünmüş durumdalar.
Maya Uygarlığının İzleri
Hem kendi içlerinde üstünlük mücadelesi veriyorlar hem de toplu olarak Ladinolar’a karşı mücadele ediyorlar. Asıl halkın kökeni ise Mayalara kadar uzanmaktadır. Hatta buradaki Kızılderililer denen asıl yerli halk halen bazı Maya geleneklerini sürdürmektedir. Çünkü eski çağlarda Guatemala, Maya Uygarlığı’nın merkeziymiş bu nedenle de halen Mayalardan izler taşımaktadır. Hatta günümüze kadar bozulmadan ulaşmış pek çok Maya Uygarlığına ait eser ve antik kent barındırmaktadır. Bunlar arasında en önemlileri Tikal ve Quirigua’dır. Her iki antik kent de UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası olarak koruma altına alınmıştır.
2006 yılındaki Dünya Maya Kongresi de Guatemala’da yapılmıştır.
Latin Amerika Uygarlıkları arasında en önemli arkeolojik eserlere sahip ülkelerden biri olan Guatemala, bunun yanında İspanyol İmparatorluğu döneminden kalma pek çok tarihi esere de ev sahipliği yapmaktadır. Guatemala’nın eski başkenti Antigua, Orta Amerika’daki en önemli koloniyal şehirdir.
Zamanında buralarda söz sahibi olan İspanyollar nedeniyle halkın çoğunluğu Katolik’tir. Ayrıca ülkenin resmi dili İspanyolcadır. Ancak Guatemala İspanyolcasının kendine has karakteristik özellikleri vardır. İspanyolcanın yanı sıra ülkede 21 farklı Maya dili de konuşulmaktadır.
Peki, İspanyollar ne zaman Guatemala’ya gelmiş?
Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfinden sonra 1524’te Pedro de Alvarado isimli İspanyol denizci, Guatemala’ya gelerek burayı da İspanyol sömürgeleri arasına dahil etmiş. İspanyollar buraya geldikleri gibi şehirleşmeye başlamışlar. Bu nedenle günümüzde Guatemala’daki yapıların neredeyse tamamında İspanyol mimarisi hâkimdir. İspanyollar bölgede yaklaşık 300 sene kalmışlar.
Guatemala da diğer Orta Amerika ülkeleri gibi 15 Eylül 1821 tarihinde İspanya’dan bağımsızlığını ilan etmiş. Ancak hemen ardından Meksika’ya bağlanmış. Çok sürmeden Meksika’dan ayrılmış ve Orta Amerika Eyaletleri Federasyonu’na üye olmuş. 1829’da seçimle başa geçen Francisco Monoza’nın uyguladığı diktatörlük rejimi ülkede karışıklığa neden olmuş. İç savaş, darbe derken üzerine 1838 senesinde Orta Amerika Eyaletleri Federasyonu da dağılmış. Bu iç savaşlar 36 yıl sürmüş ve 250 bin kişinin ölümü ile sonuçlanmış.
Bu olayların hemen ardından Guetamala tam bağımsızlığına kavuşmuş. Ancak bu kez de başa gelen Rafael Carrea 1865’e kadar ülkeyi yine diktatörlükle yönetmiş.
Guatemala’daki son diktatör Jorge Ubico. 1944’de büyük bir halk hareketi ile Jorge Ubico hükümeti devrilmiş. 1950’de yapılan seçimlerde genç bir subay olan Jose Arbenz Gurman seçilmiş. 1950’lerde bu yönetime karşı çıkan ve “Genç Türkler” olarak adlandırılan bir grup subay yönetime el koymaya çalışsa da başarılı olamamışlar.
Jose Arbenz Gurman başa geldiği gibi 100 bin Kızılderiliyi toprak sahibi yapmış. Ancak bu hareketi ülkedeki asıl büyük toprak sahibi olan toprak sahibi Amerikan United Co. Şirketini kızdırmış. Dolayısı ile bu olay sonrasında Amerika bir darbe planlamış. Bu arada CIA destekli Latin Amerika darbelerin ilkinin de burada gerçekleştirildiğini unutmamak gerek.
3 Temmuz 1954 senesinde Albay Castillo Armas ABD büyükelçisinin özel uçağı ile Guatemala’ya gelerek burada darbe yapmış. Yönetimi devraldığı gibi de Jose Arbenz Gurman’ın toprak sahibi yaptığı Kızılderililerin elinden topraklarını zorla geri alarak Amerikan United Co. Şirketine iade etmiş.
1966 senesinde anayasa kabul edilmiş ve parlamenter rejime geçilmiş. Ama parlamenter sistem çok kısa ömürlü olmuş ve yeniden diktatörlük rejimi hayata geçmiş. Karışık dönemlerden geçen ülkede askeri idare 1985’te sona ermiş ve 1986’da yeni anayasa kabul edilmiş.
Ekonomik ve siyasi problemler ve sık sık askeri darbe yaşayan Guatemala’da 1988 ve 1989’da iki sene üst üste darbe girişimleri olmuş. 1991’in Ocak ayında yapılan başkanlık seçimlerini Jerge Serrano Elias kazanmış. Yeni hükümet bazı konuları çözüme kavuşturmuş ve barış sağlamış olsa da yine de halen günümüzde bile ekonomik ve siyasal problemler devam ediyor. Bu siyasal istikrarsızlık yanında ekonomik dengesizliği ve insan haklarını ihlâllerini de beraberinde getiriyor.
Ormanların ve Ağaçların Ülkesi
Guatemala adı Maya dilindeki “Guauhtemallan” kelimesinden gelmektedir. Anlamı ise Ormanlar Ülkesi ya da Ağaçlar Ülkesi’dir. Bir diğer tanımı ise yeryüzünün/toprağın ruhu anlamına gelen “alma de la tierra”.
Bu ismi almasının nedeni ise sahip olduğu çok miktardaki yağmur ormanlarıdır. Bunda tropik iklim kuşağında olmasının da büyük etkisi vardır. Ülke yüzölçümünün yarısından çoğu yağmur ormanlarıyla kaplıdır. Ülke arazi olarak çok engebelidir.
Ülkede kurak ve yağışlı olmak üzere iki mevsim yaşanır. Kurak mevsim Kasım’dan Nisan sonuna kadar, yağışlı mevsim ise Mayıs’tan Ekim sonuna kadar devam eder. Ancak çok engebeli arazi, okyanusların etkisi gibi pek çok sebep nedeniyle Guatemala’da çok geniş bir ekolojik hayat çeşitliliği mevcuttur. Coğrafi yeryüzü çeşitliliği açısından Orta Amerika’nın en zengin ülkesidir.
Guatemala’nın en önemli özelliklerinden biri de coğrafi konumu sebebi ile Kuzey Amerika ile Güney Amerika arasında geçiş noktasında bulunması. Stratejik noktada yer alan Guatemala Orta Amerika’daki en büyük ve en güçlü ekonomiye sahip ülke. Burada kişi başına düşen milli gelir 4.800 USD. Bu rakam komşu ülkeler işle kıyaslandığında bir hayli yüksek. Bu nedenle Guatemala Orta Amerika ülkeleri arasında en fazla göç alanlardan.
Guatemala ile Türkiye arasında Eylül 2004’te Vize Muafiyeti anlaşması imzalandı. O günden beri de Guatemala, Türk vatandaşlarından vize istemiyor. Buraya gidip 3 aya kadar vize almadan ülkede rahatlıkla kalabiliyorsunuz.
Ülke genelinde çok sayıda İspanyolca okulu var. Guatemala İspanyolca eğitim almak isteyen öğrenciler için aslında çok cazip bir seçenek. Okullar, kira, yeme-içme, ulaşım, hepsi ucuz… Dolayısı ile İspanyolca öğrenmek isteyen pek çok Avrupalının da gözde tercihleri arasında.
Başkenti Guatemala City de ülke ile aynı adı taşıyor. Her köşesinde ayrı güzellikler bulabileceğiniz Guatemala’da mutlaka gezilmesi ve görülmesi gereken yerler arasında koloniyal dönemi yansıtan Antiqua, Mayaların önemli şehirlerinden Tikal, Flores, Atitlan Gölü ve çevresi, Rio Dulce, Quetzaltenango ve Chichicastenango sayılabilir.
Orta Amerika’nın en bilindik rotalarından biri olan Guatemala’yı zaman kaybetmeden seyahat planlarınıza almanızı öneririm.
Guatemala'nın Yakın Tarihi
Mayaların bölgedeki hakimiyeti 1502 senesinde İspanyolların bölgeye ayak basması ile son buluyor. İspanyol sömürgeciler sadece bu bölgedeki Mayaları değil, Orta ve Güney Amerika’da karşılarına çıkan tüm Aztek, Maya ve İnka uygarlıklarını yağmalarlar. Uzun süre bölgenin hakimi İspanyollar olur ve yerli halkı kendi topraklarında köleleştirirler.
20. yüzyıl başladığında ise Guatemala bir ülke olmaktan çıkar. Adeta çok uluslu bir şirkete dönüşür. O yıllarda Guatemaladünyanın en büyük muz üreticisi durumundadır. Ancak aynı zamanda yoksulluğun ve siyasal baskının en yoğun olduğu ülkelerden biridir. Çünkü o dönemde ABD merkezli United Fruit Company (Birleşik Meyve Şirketi) isimli tarım şirketi ile anlaşma yapan diktatör Manuel Estreda Caberra zorla vatandaşları bu şirket için yok pahasına çalışmaya zorlar.
Yine 20. yüzyılın başlarında ülkenin topraklarını %70’i nüfusun sadece nüfusun % 2’sinin elinde olduğundan kaymak tabaka sürekli palazlanırken yoksul kesim giderek daha da yoksullaşmaya devam eder.
En sonunda halk bu baskı ve yoksulluktan bunalarak örgütlenir. Örgütlenen halk 1944 senesinde diktatör Jorge Ubico’yu devirir. Hemen ardından ise ilk seçimler yapılır. Bu seçim ülke tarihine ilk serbest seçimler olarak geçer. Seçimleri kazanan isim ise devrik hükümet tarafından komünist olmakla suçlanan 1904 doğumlu Jose Arevalo Bermejo olur.
Bir sonraki seçimlerde ise kazanan yine bir sosyalist parti olur. Toplam oyun %65’ini alan Jacoba Arbenz iktidara gelir. Özellikle bu dönemde ülkede pek çok reform yapılır. Solcu demokrat başbakan Arbenez ilk olarak toprak sahibi olmayan Maya köylülerini toprak sahibi yapmak için reformlar gerçekleştirmeye başlar. İlk olarak grev ve sendikal örgütlenmeye olanak tanırlar. Gelir dağılımının adaletsizliği çözmeye ve eğitim sistemine yönelik tedbirler alırlar. Tarımda yeni düzenlemeler getirip, dış ticarete vergi koyarlar. Ancak hükümetin tarım ve dış ticaret konusundaki yeni tutumu ABD kökenli tarım tekellerini rahatsız eder. Birleşik Meyva Şirketi (United Fruit Company)’nin isteği üzerine Başkan Arbenez’den kurtulmak üzere tarım tekellerine arka çıkan CIA 1954’te yapılan askeri bir darbeyle yönetime son verir, Arbenez görevden alınır. Arbenez aynı sene ülkeyi terk ederek Meksika’ya gider.
Bu durum demokrasiye savunan kitleleri bir araya getirir, gerilla birlikleri oluşur. Zaman içinde bu gerilla birlikleri silahlanmaya başlar ve yönetime karşı ayaklanır. Gerilla hareketini bastırmak için bu kez de devlet terörü başlar. 1962 – 1998 arası tam 36 sene süren iç savaşta 250 bin kişi hayatını kaybeder, 500 bine yakın insan ise kaybolur. Guatemala iç savaşı döneminde cunta eliyle binlerce çocuğun kaçırıldığı ya da evlatlık olarak verildiği yeni hükümet tarafından yapılan soruşturmalar neticesinde ortaya çıkar.
Bu kadar çok iç savaş ile boğuşmuş bir ülke Lenin barış ödülü ve Nobel barış ödülü alan edebiyatçılar da çıkartmış. Annesi Maya yerlisi olan Asturias, 1966’da Lenin barış ödülü, 1967’de ise Nobel edebiyat ödülü almış. Eserlerinden bazıları Kasırga, Yeşil papa, Gözleri açık gidenler, Sayın Başkan’dır. Bir diğer Nobel ödüllü kişi ise Maya kökenli kadın lider Rigoberta Menchu. 1992’de Nobel Barış Ödülü almış
Guatemala’da özellikle 1995 sonrası yapılan başkanlık seçimlerinde kadın adayların da kıyasıya aktif siyaset içerisinde yarıştıkları gerçeği var. Ancak her seçim ve seçim öncesinde ülkenin çeşitli yerlerinde protesto gösterileri oluyormuş.
Günümüzde halen başkanlık sistemi ile yönetilen ülkenin cumhurbaşkanı, emekli bir Tuğgeneral olan Otto Perez Molina.