Guggenheim Müzesi
Guggenheim Müzesi, açılışıyla şehrin turizm faaliyetlerini canlandıran önemli bir mekandır. Frank Gehry'nin titanyum kaplamalı modern sanat müzesi, 1990'lı yılların en ünlü binasıydı. Bilbao rıhtımlarında bulunan gemileri anımsatan zarif ve estetik eğriler, güneş ışığında pırıl pırıl parlayan balık pullarına benzeyen titanyum karelerle kaplıdır. Deniz ve liman temasına uygun olarak, yapım amacına ve bütünlüklü bir estetiğe sahip olması için en büyük galerinin (Balık Galerisi olarak da bilinir) çatı pencereleri balıkların yüzgeçlerinden ilham alınarak tasarlanmıştır. Dışarıdan gören herkesin büyülendiği bu dikkat çekici sanatsal binanın birçok kısmı tamamen dekoratiftir ve herhangi bir amaca hizmet etmemektedir. Ancak dış kaplama ilginç bir teknolojinin ürünü olarak gündüz emdiği ışığı gece yansıtır ve bu ışık şehre hayat veren nehre yansıdığında etkileyici bir gemi görüntüsü ortaya çıkar. Müzenin daimi koleksiyonları, 20. yüzyıla ait modern eserlerden oluşmaktadır. Gündüz bir rutin halinde ziyaret edebileceğiniz müzede ayda bir kez “Art After Dark” adı verilen ve gece 22.00-01.00 arasında ziyarete açık olan ekstra etkinlikler düzenlenir. Belli zamanlarda önemli sanatçıların düzenlediği ve ilgi çekici sergilerin de yer aldığı müze, Guggenheim koleksiyonlarından başyapıtlarla doludur.
Ziyaret Zamanı: Salı- Pazar: 10.00-22.00
Giriş Ücretlendirmesi: Yetişkinler 13,00 EURO; 26 yaşın altındaki öğrenciler: 7.50 EURO; 12 yaşın altındaki çocuklar: ücretsiz. Artean Paketi, 13.50 EURO (Guggenheim Müzesi ve Güzel Sanatlar Müzesi için geçerli olan bilet türüdür.)
- 1 view
Bilbao Güzel Sanatlar Müzesi
Guggenheim Müzesi’ni ziyaret ettikten sonra sanata doymak isterseniz, hemen yakınındaki Bilbao Güzel Sanatlar Müzesi’ni ziyaret edebilirsiniz. Bu müzede, 12. yüzyıldan günümüze kadar gelmiş olan eserleri doyasıya ziyaret edebilirsiniz. Müzedeki sanat eserleri ağırlıklı olarak Bask, İspanyol ve Flemenk eserlerinden oluşmaktadır. Bunların yanı sıra sayıca fazla olmasalar da dünyaca ünlü sanatçıların eserlerini inceleme fırsatı yakalayabilirsiniz. Müze içerisinde kalıcı koleksiyon dahilinde 8.000’i aşkın sanat eseri bulunmaktadır. Ancak bunların haricinde, geçici sergiler de müze bünyesinde ziyaretçilerini beklemektedirler. Bu sergilerin bilgisine ulaşmak için seyahatinizden önce müzenin web sitesini ziyaret edebilirsiniz.
Bilbao Güzel Sanatlar Müzesi 1908 yılında kurulmuştur. Sanatsal girişimci ve hayırsever Laureano Jado tarafından bağışlanan miras fonlarıyla 1914 yılında ziyaretçilere açılmıştır. Neredeyse sıfırdan başlanarak ilginç koleksiyonların bir araya getirilmesi için pek çok destek alınmıştır ve özellikle 1945’lerden itibaren bugünkü koleksiyonun büyük çoğunluğu müze bünyesinde toplanmıştır.
Oksijenle dolu yemyeşil bir alana yerleştirilen müze binasında Prado Müzesi yapısından esinlenilmiştir. Binayı taş ve kırmızı tuğlayla örülü neoklasik çizgiler izler. Bina, Fernando Urrutia ve Gonzalo Cárdenas tarafından tasarlanmış olup 1962 yılında milli eser ilan edildi. 1980 yılında verdiği faaliyetlerle de müze güzel sanatlar kategorisinde bakanlık tarafından altın madalya almıştır.
Bilbao Güzel Sanatlar Müzesi, çoğu zaman popülerlik açısından Guggenheim’ın gölgesinde kalsa da Ortaçağ ve Rönesans’ın İspanyol ve Flaman tarzındaki heykel ve çizimleri barındırmasıyla farklı eserlere sahiptir. Özellikle El Greco, Goya Ribera gibi klasik ressamların eserleri görenleri büyülemektedir. Barındırdığı eserlerin nitelikleriyle Guggenheim'dan daha zengin bir koleksiyona sahip olan bu müzede, resim sanatının Rönesans’tan bu yana geçirdiği evreleri izleyebilirsiniz.
Ziyaret Zamanı: Salı- Pazar: 10.00-22.00
Giriş Ücretlendirmesi: Genel ziyaretçiler: 6.00 EURO; Gruplar, öğrenciler, yaşlılar ve işsizler: 4.50 EURO; Çarşamba günleri ve 12 yaşın altındaki çocuklar için ücretsiz; Artean Paketi, 13.50 EURO (Guggenheim Müzesi ve Güzel Sanatlar Müzesi için geçerli olan bilet türüdür.) Özel sergiler için fiyatlar değişkenlik gösterebilir.
- 1 view
Santiago Katedrali
Santiago Katedrali, şehrin en görkemli ve en önemli yapıları arasında yer almaktadır. Bilbao’nun eski tapınak bölgesinde bulunan bu eser, şehrin en eski mimari yapısıdır. Aslen 14. yüzyılda inşa edilen katedralin bugünkü gotik tarzdaki cephesi ve kule, 19. yüzyılda binaya ek olarak yapılmıştır. Ancak içerinin romanesk ve özel mimarisi korunmuştur. Roma tarzı bu ihtişamlı yapının önünde altın bir deniz kabuğu sunağı bulunur. Hacılar, biat ettiklerinin bir simgesi olarak kabuğu öpebilmek için sırada beklerler. Çünkü tapınak aynı zamanda St. James’in yolunu takip eden hacılar için de bir geçiş noktası konumundadır. Mimari olarak ana tonozuyla dikkat çeken yapıda tonozun payandaları boyunca yerel tüccarların tamamlamış olduğu taş oymaları ziyaretçileri büyülemektedir.
Katedralin tarihçesine baktığımızda Letter D. Diego Lopez de Haro tarafından şehrin kurulmasının ardından Bilbao’da nüfus artışı olmuştu. Bunun üzerine şehirde ikinci bir tapınak ihtiyacı doğdu. Ancak korkunç bir yangının ardından bu tapınak yerle bir edildi. Bunun üzerine manastır, sundurma, kule ve kilise olarak kullanılan katedral inşa edilmeye başlandı. İnşaat 1397 sonlarında on dördüncü yüzyılda başlamış, daha sonra hakim klasik gotik tarzı altında, çalışmalar yavaş yavaş uzun bir yüzyıl boyunca sürdü. On beşinci yüzyıl ortalarında beş merkez şapel ile yüzyılın diğer yapısında şapeller arttırıldı ve muhteşem dini figürlerle süslendi. Manastır içerikleri ve sokaktan girişler de binanın içerisine yerleştirilerek bir merkez haline getirilmiştir. Geçirdiği büyük sel felaketinin de etkisiyle yüzyıllar boyu restorasyona maruz kalmış olan eser, bu olumsuz tarihine rağmen gotik tarzına has bir şekilde onarılmaya çalışılmış, ziyaretçilerinin artmasıyla genişletilmiş ve yeni bölümler eklenmiştir. Bugün de hem ibadet hem de ziyaret açısından çok rağbet gören kilise, 1931 yılından bu yana ulusal anıt ve sanat anıtı kategorisinde korunmaktadır.
- 1 view
Casco Viejo (Yedi Cadde)
Casca Viejo yani Yedi Cadde, bölgenin en eski yerleşim yerlerinden biridir. Rengarenk tarihi evleriyle turistlere kucak açan bu bölge büyüleyici caddeleri, gürültülü barları ve farklı dükkanlarıyla herkesin ilgi odağı haline gelmiştir. Yedi Cadde bölgesi, şehrin çekirdeği olarak da anılmaktadır. Şehir ilk kurulduğunda, üç caddeden oluşmasına rağmen ihtiyaçların artmasıyla bu yedi cadde üzerine yayılmış ve duvarlarla çevrelenmiştir. Elbette bu süreçte de şehrin ilk temel tarihi eserleri bu bölge içerisinde inşa edilmiştir. Santiago Katedrali ve St. Anton kiliseleri bunların başında gelmektedir. Casco’nun merkezinde, Las Siete Calles ismiyle bilinen yedi adet cadde vardır. Bu caddelerin isimleri; Somera, Artecalle, Tendería, Belosticalle, Carnicería Vieja, Barrencalle ve Barrencalle Barrena’dır.
Somera ve Carnicería Vieja caddelerinde birbirinden sevimli renkli tarihi evler görebilirsiniz. Eski yerleşim yeri olduklarından dar, dönemeçli ve birbirine yapışık inşa edilmiş yapılarda pek çok detay gizlidir. Bolca fotoğraf çekebileceğiniz, hediyelik eşya dükkanı, modanın kalbinin attığı butikler ve yorulduğunuzda dinlenebileceğiniz pek çok güzel mekan bulabileceğiniz bu yerde aynı zamanda başınızı nereye çevirseniz Avrupa mimarisine has detayları apartmanların üzerlerinde ve köşe başlarında görebilirsiniz.
Burada gezerken Bilbao’nun tarihi atmosferini teneffüs edip, geçmişin izlerini her bir yapının üzerinde keşfettiğiniz sırada, özellikle karnaval zamanlarında sıra dışı sokak dansları ve müzikleriyle sizleri selamlayan gruplara denk gelebilir ve keyifli dakikalar geçirebilirsiniz. Öte yandan bölgenin kuzeyinde bulunan eski sahafları da ziyaret etmeniz tavsiye edilir.
- 1 view
Zubizuri Köprüsü
Zubizuri Köprüsü, Bilbao’ya can veren nehir üzerindeki en ünlü köprülerin başında gelmektedir. Şehrin sembollerinden biri haline gelmiş olan köprü “Beyaz Köprü” olarak da anılır. Nervion Nehri üzerinde konumlandırılan Zubizuri Köprüsü, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almaktadır. Nehirden 10 metre yükseklikte bulunan bu beyaz köprünün zemini cam tuğlalarla örülmüştür. Bu nedenle sadece yayalara açıktır. Köprünün zemini iklimden dolayı zaman zaman kayganlaştığı için bazı kesimlerce tartışma konusu haline gelmiş olsa da, altından gemiler geçerken bu eşsiz köprüde yürüyüş yaparak harika bir deneyim yaşayabilirsiniz. Zubizuri, Uribitarte ile Cambo Volantin merkezlerini birbirine bağlamaktadır.
Bu başarılı eser, Bilbao Havalimanı’nın da mimarı olan Santiago Calatrava tarafından tasarlanmıştır. Çalışmalar 1990 yılında başlamış ve 30 Mayıs 1997 tarihinde halka açıldı. Tasarım demir tellerle her iki tarafta bulunan platformları, erişim rampaları ve merdivenlerle bağlanan eğimli bir kemer formundadır. Bilbao şehrinin Calatravayapıları arasında uyumlu görünmesi için tüm köprü, beyaza boyanmıştır.
Açıldığı günden bu yana, neredeyse eş zamanlı olarak Guggenheim Müzesi ile Zubizuri Ria üzerinde turistlerin geçiş noktası olan bu popüler köprü, yeni Bilbao’nun sembolü olmuştur. Cam karolar ve şeritlerle örülü köprü yüzeyi özgün yapısıyla ziyaretçilerce ilgi çekmektedir. Bunlara ek olarak, özgün tasarım Uribitarte ile Campo de Volantin bağlayan, daha yüksek bir cadde ve şehir merkezine erişim sağlayan Alameda de Mazarredo ile nehir üzerinde geçişi kolaylaştırmak için yerel yönetimler geçici merdiven ile bir iskele ekledi.
Hem metro hem de otobüs duraklarıyla hemen her yerde gezilecek bir müze, kilise ve diğer pek çok sosyal mekanı bir arada bulabileceğiniz bu şehirde unutulmaz gezi notları biriktirebilirsiniz.
- 1 view