Como Gölü’nde Gezilecek Yerler

Gerçekten oldukça büyük ve gezmek için çok fazla yeri olan Como’nun genel anlamda muhteşem doğa manzaraları, harika yemekleri ve alışveriş imkânları sunan farklı kasabalarını gezmek gerekiyor. Roma İmparatorluğu’na dayanan bir tarihi-kültürel geçmişi olmakla birlikte Como Gölü’ne kıyısı olan kasabaların çoğu ve merkez kasaba olan Como’da çoğunlukla restoranları, tatlıcıları, mağazaları ve doğasıyla ön plana çıkıyor.

Como

Como Gölü’nün merkezi olan Como, pek çok tarihi, dini, kültürel yapıya ev sahipliği yapıyor. Orta Avrupa ve Akdeniz arasında her zaman bir geçit görevi görmüş ve bu nedenle hareketliliğini korumuş olan Como bugün tüm dünyada lüks yaşamın simgesi haline gelmiştir.

Como’nun en önemli turistik yapısı Duomo Katedrali’dir. Büyük ölçüde Gotik tarzda inşa edilmiş olsa da Romanesk, Rönesans ve Barok tarzdan da pek çok etki gözlenmektedir. Katedral, 14. ve 18. yüzyıllar arasında inşa edilmiş ve yüksek bir sekizgen kubbe ile taçlandırılmıştır.

Como’nun gezilmesi gereken önemli yerlerinden biri de İpek Müzesi’dir. Bugün Como Gölü’nün ipek üreticileri hala 1970’ten kalma Como İpek Üretme Teknik Enstitüsü’nde eğitim almaktadırlar. Burası aynı zamanda, şehrin ipekçilik geçmişini yansıtan Como İpek Müzesi’ne de ev sahipliği yapmaktadır.

Göle bakacak şekilde tasarlanmış olan Neoklasik Villa Olmo'nun ön cephesi, Como'nun en büyük simgelerinden biridir. Abartılı olmayan yapı, 1728'de Odescalchi Ailesi tarafından Papa 6. Innocent için yapılmıştır. Villa’da sergilenen bir sanat sergisi olduğu sürece, villanın içini görebilir ve görkemli iç mimarisine hayran kalabilirsiniz ancak eğer sergi yoksa ancak İtalyan ve İngiliz bahçelerinin tadını çıkarabilirsiniz.

Bellagio

Bellagio, Como Gölü’nün en güzel yerine sahip diyebiliriz. “Y” şeklindeki gölün iki çatalının tam birleştiği noktada yer alan Bellagio Como Gölü çevresindeki tüm özellikleri bünyesinde barındırıyor. Lüks restoranlar, mağazalar, ipek ürünler satan dükkânlar, şarap evleri, kafeler Como’ya ait ne varsa Bellagio’da bulmak mümkün. Alp Dağları’na uzanan Como Gölü’nün kuzey manzarasını seyretmek için Bellagio Restoranlarından daha iyi bir tercih bulamazsınız.

Özellikle hafta sonları, yerli ve yabancı turistler, günlük turlarla Bellagio’yu dolduruyor. Ayrıca pek çok ünlü isim de hafta sonlarını Bellagio’da geçiriyor, bu durum bölgenin biraz gurur kaynağı olmuş durumda. Dolayısıyla burada gezerken gireceğiniz dükkanlarda ünlülerin oradaki fotoğraflarını görmeniz mümkün. Ancak hafta sonları yoğun bir turist akını olduğu için daha sakin ve Como’nun keyfini çıkarmak için daha uygun bir zaman aralığı arıyorsanız, hafta içlerini tercih etmenizde fayda var.

Bellagio’da görülmesi gereken en özel yerlerden biri Villa Serbelloni’dir. Villa, Marchesino Stanga için 15. yüzyılda inşa edilmiştir. 16. Yüzyılda Sfondrati ailesi tarafından yenilenmiş, 18. Yüzyılda Serbelloni (Sırp) Dükalığı’nın eline geçmiştir. Villa Serbelloni, Leonardo da Vinci, İmparator Maximillian I, Silvio Pellico, Kraliçe Victoria, Manzoni ve Parini’ye ev sahipliği yapmıştır. Bugün Rockefeller Vakfı’na ait olan Villa, dünyanın her yerinden sanatçılara ve bilim insanlarını ağırlamaktadır. Villa 6-30 kişilik özel rehberli turlarla gezdirilmektedir.

Tremezzo

Como Gölü’nün mütevazi kasabalarından biri Tremezzo, Como’nun en sakin, doğayla iç içe ve lezzetli ancak uygun fiyatlı restoranları ve diğer hiçbir Como Gölü kasabasını aratmayan manzarasıyla gezmeye ve zaman geçirmeye değecek kasabasıdır. Como’dan hareket eden tekneler Tremezzo’dan geçmekte ve oradan kuzeye doğru tek tek diğer kasabalarda da durarak yol almaktadır. Como’dan Tremezzo’ya, Tremezzo’dan da Como’ya ulaşmanın başka bir yolu da otobüstür saat başı hareket eden otobüsler sizin iki merkez arasındaki ulaşımınızı sağlayabilir. Tremezzo, Mezzegra ve Lenno köyleri, artık Tremezzina adı altında birleşmişlerdir.

Tremezzo’ya gelip etrafı gezmeye başladığınızda öncelikle Como Gölü manzarasına, Tremezzo’nun arkasındaki dağlara ve sonra Göl kıyısındaki villalara, bahçelere dikkatinizi vereceksiniz. Bunların hepsini gördükten sonra karşınıza Villa Carlotta çıkacak. Como Gölü villalarına ait fotoğrafların çoğuna ev sahipliği yapan, Como’nun kimilerine göre en güzel ve en yeşil bahçesine sahip villası.

Villa Carlotta, hem mimarisi hem de onu çevreleyen bahçeleri açısından ilgi çekicidir. 17. yüzyıldan kalmış bu villanın içerisinde Neo-Klasik mobilyalar, halılar, tablolar ve heykeller bulunmaktadır. Yılın neredeyse her zamanında görülmeye değer olan villa, özellikle bahar aylarında renkli çiçekleri ve Como Gölü’nün mavi ve yeşil karışımı renkleriyle tam bir fotoğraf stüdyosudur. Villa Carlotta, şehir merkezine oldukça kısa bir yürüme mesafesinde olmasına rağmen aslında kendi feribot iskelesinin olduğunu unutmayın.

Menaggio

Menaggio, Como Gölü’nün batı kıyısında ve gölün yaklaşık yarı mesafesinde bulunan bir kasabasıdır. Menaggio, Como’nun en çok ziyaret edilen beldelerinden biridir. Göl aktivitelerinin ve harika manzaralı restoranları, kafelerinin yanı sıra, trekking ve bisikletle Como’nun diğer kasabalarına geçmek ve doğa yürüyüşü yapmak için bir başlangıç üssü görevi görmektedir.

Menaggio’nun en çekici yanı sahil boyunca ve merkezdeki ara sokaklarında yapılan yürüyüşleri olabilir. Ayrıca Menaggio’da bulunan ücretli bir plajdan Como Gölü’ne girmek mümkündür. Su sıcaklığının yüzmeye uygun olduğu mevsim kısa olsa da kum plajı sayesinde hem Como Gölü’nde yüzebilir hem de güneşlenebilirsiniz.

Özellikle akşamüstü güneşin batışını buradan izlemek hayli keyifli olacaktır. Menaggio’da küçük bir Anglikan Kilisesi dışında herhangi bir tarihi yapı bulunmamasına rağmen, Menaggio kafelerinde oturup Como Gölü’ndeki bir sonraki hedefinizi planlamak oldukça keyifli olacaktır.

Varenna

Varenna, Lombardiya Bölgesi’nin en küçük ve sevimli kasabalarından biridir. Varenna, Como Gölü’nün doğu kıyısında oldukça merkezi bir bölgede konuşlanmıştır ve gölü gezen teknelerle kolayca ulaşılabilmektedir. Ayrıca Varenna, arabalı feribotla ulaşım imkânı bulunan az sayıdaki kasabadan biridir. Tekneden indiğiniz iskeleden itibaren başlayan taşlı plajda küçük dondurma dükkânları ve kafeler bulunmaktadır.

Kasabanın merkezine doğru yürüdüğünüzde kilisenin kulesini göreceksiniz. Kasabanın tek tarihi yapısı olan kilise ve çan kulesi, tekneyle Como Gölü’nden Varenna’ya yanaşırken kasabının görüntüsünü harika bir biçimde tamamlıyor.

Kasabada ayrıca birkaç adet lüks villa bulunmaktadır. Özellikle bahçelere ilgi duyanların bu villaları ziyaret etmesi gerekmektedir. Villa Monastero, tahmin edilebileceği üzre eski bir manastır ve Villa Cipressi ( Şuanda bir otel olarak hizmet veriyor.) Varenna’nın en özel villalarıdır ve en güzel bahçelerine sahiptirler. Villa Cipressi’ye girmek için giriş ücreti vermek gerekse de öncelik verilmesi gereken bir villadır.

Lokasyon Sayfasında Detayı Göster
Kapalı