5. GÜN VENEDİKVenedik’e sabah saat 8’de vardık. Büyük kanaldan gemilerin Venedik’e girişi daha önceki yazılarımda da sizlere bahsettiğim gibi çok güzel bir seyirliktir. 1 saat öncesinden güverteye çıkarak bu keyfi yaşayın. San Marco Meydanı, Aziz Meryem Kilisesi ve nice tarihi yapıları tepeden, kuşbakışı seyretme imkânı bulursunuz. Gemimiz bugün İzmir ve İstanbul’dan binen Türk yolcularımız haricindeki tüm misafirlerini Adriyatik turunun sonuna gelindiği için indirecek ve yeni rotasının son durağı olan Miami’ye gidecek misafirlerini alacak. Bu, 3500 küsur kişinin inip bir o kadar da kişinin binmesi demektir. Biz, gemi limana yanaştıktan sonra hemen iniyoruz ve geminin kalabalığına karışmadan yakınımızda bulunan Roma Meydanı’nın yolunu tutuyoruz. Buradan Vaporetta ile bu sefer üst kanal turu yaparak San Marco Meydanı’nda ineceğiz. Gemimize bu sefer ters yönden yürüyerek ulaşacağız. Venedik’te gezilecek ve yapılacak şeyleri geçen seferki yazımda detaylı olarak bahsetmiştim. İşte o yazıma ait linki de size iletiyorum. http://gezimanya.com/GeziNotlari/cruise-ile-adriyatik-venedik-anilari
Bu sefere ilave olarak sizlere Murano ve Burano Adaları gezimi anlatacağım.
MURANO VE BURANO ADASIVenedik San Marco Meydanı’na geldiğiniz anda, Venedik’i yeteri kadar gezdiğinizi düşünüyorsanız, artık bu adalara gitme ve buraları gezme zamanınız gelmiş demektir. Çünkü esas şehri tam gezmeden, her yerden biraz gezmek, biraz tat almak bana çok anlamlı gelmiyor. Onun için bugün San Marco meydanından LN hattındaki Vaporetto’ya biniyor ve yaklaşık 1 saatlik yolculuktan sonra adanın batı tarafındaki iskelesinde iniyoruz.
Murano Adası’nın cam işçiliği ile meşhur olduğunu biliyorsunuz. Burada yapılan cam objelerin hem imalathanelerini görmeden hem de hemen yanındaki satış mağazalarından muhteşem sanat eserlerinden en azından kesenize uygun bir tanesini almadan gelmeyin. Ben her gittiğimde 1 veya 2 cam obje alabiliyorum. E epey bir koleksiyonum oldu bu durumda. Yalnız Çin işi cam objelere dikkat edin. Zaten fiyatlarından ve kaba saba olmalarından anlaşılıyor. İşte size Murano’nun sokaklarından manzaralar. Tabii ki orada da kanallar var. Diğer fotoğraftaki cam heykel ise meydanın tam ortasında duruyor. Nasıl yapmışlar pes!
İlk iskeleden inip doğu yönünde atölyeleri ve mağazaları dolaşmaya başlıyoruz. Her cam dükkânında değişik ve muhteşem eserler var. Elim hepsine gidiyor, dokunmak istiyorum, ama cısss. Yine de elime alıp okşuyorum. Ohh nefis bir parça daha, işte bu da nefis diye geçiyor zaman. Zaman deyince dikkat edin geminizin hareket vaktini iyi ayarlayın yoksa geminizin bir sonraki limanına uçarak gidersiniz. Esasında bir şey daha tavsiye edeceğim. Venedik genellikle birçok gemi şirketinin home port’u, yani tur başlangıç ve bitiş limanı. Cruise başlangıç tarihinizden 1-2 gün önceden buraya gelirseniz, hem gemiye yetişme stresiniz olmaz, hem de Venedik’in ara sokaklarını bile rahat rahat gezer, bu cam objeleri daha dikkatli incelersiniz.
Cam atölyeleri anlatmakla bitmez gelip görmek, gezmek lazım diyorum ve Murano Faro iskelesinden Burano Adası’na giden Vaporetta’ya biniyoruz. 20 dakikalık kısa bir yolculuktan sonra adaya geliyoruz. Adanın içerisinden geçen kanallar ve etrafındaki rengârenk evleri görünce şaşırıyorum. Evlerin alt katlarındaki ufak dükkânlarda adaya has hediyelik eşyalar satılıyor. Dantel örtüler ve örgüler meşhur burada.
Tabii ki yine her yerde bulunan Çin malı hediyelik eşyalar da var. Ama her şeyden güzeli o rengârenk evler görülmeye değer.
Artık gemimize dönme zamanı yaklaşıyor. Haydi, bakalım yine vaporettamıza binip geriye Piazza di Roma meydanına gidelim ve vaktiyle gemimize binip yeni yolculuk arkadaşlarımızla tanışalım. Bu akşam artık yeni bir düzen ve program olacak sanırım.