Maşukiye Gezisi
Genel;
Çocukluk ve kısmen gençlik yıllarımın geçtiği yer; Maşukiye. Tabi böyle yazdığım için burayı avucumun içi gibi bildiğimi düşüneceksiniz ama inanın her sene daha da tanınmaz hale gelen ve her geçen gün tatsızlaşarak işletme sayısı artan Maşukiye ile ilgili olabildiğince güzel ve gidilmesi gereken yerleri yazmaya çalışacağım.
Öncelikle bilmenizi isterim ki ben bu bölgede kesinlikle ve kesinlikle kalabalık ve en çok tercih ediliyor GİBİ görünen yerlere artık gitmiyorum ama yine de bu yerlere de yazımda yer verip, tercihi tabi ki sizlere bırakacağım.
Buranın en büyük özelliği sanırım İstanbul'un kalabalığından sıkılan ve doğaya hasret kalan arkadaşlarımızın günübirlik tercihleri için kullanması. Hal böyle olunca da özellikle hafta sonları inanılmaz bir kalabalık ve trafik ile karşı karşıya kalıyorsunuz. Yani demek istediğim mümkünse hafta içi tercih etmeniz. Ama imkan yok diyorsanız da ben elimden geldiğince size bu konuda yardımcı olmaya çalışacağım:-)
Mevsim ile ilgili tavsiyem; hemen hemen dört mevsimin tamamı:-)) Yazın da gelseniz yükseklikten ve ormanlıktan kaynaklı sıcaklık 5-10 derece arası düşüyor ve sizi üzmüyor. Kışın 10 derece ile başlayıp -1 dereceye düştüğüne bizzat şahidim:-) Kışın zaten kayak mevsimi ve aynı zamanda karlar altında buranın keyfi bir başka. Sadece yağmurların çok olduğu mevsimleri mümkünse tercih etmeyin çünkü inanın hiç keyif alamazsınız ve yeme-içme dışında bir şey yapamadan dönersiniz...
Bu bölümde söyleyeceğim son konu ise bu bölgede çok fazla yer olduğu, özellikle lezzet durağı anlamında. Ben elimden geldiğince bildiğim/gittiğim yerleri yazacağım ama benim yazdıklarımın en iyileri olduğunu da iddia etmiyorum:-)) Daha fazla uzatmadan geçelim yeni bölümlerimize.
Ulaşım;
İstanbul'dan gelecek arkadaşlar için otoyoldan en ideal çıkış yeri İzmit Kartepe Gişeleri. Burayı yaklaşık 1 km. geçtikten sonra zaten sağda Sapanca yol ayrımını görecek ve buradan döneceksiniz. Bursa-Yalova yada o taraftan gelecek arkadaşlarda Maşukiye'ye ulaşabilmek için aynı şekilde Sapanca yol ayrımını kullanacaklar. Doğu taraftan (Sakarya tarafından) gelen arkadaşlar için ise alternatif biraz daha fazla, onlar için tavsiyem ise otoyoldan Sapanca çıkışını kullanarak Maşukiye tabelalarını kullanmaları. Maşukiye merkeze geldiğinizde ise tepe noktası olan Green Park Otel'e kadar olan güzergah için ise Kara Fırın isimli yerden içeriye girmeniz gerekiyor. Tabelalar sizi doğru bir şekilde yönlendiriyor.
Aslına bakarsanız zirveye çıkmak için geçtiğimiz senelerde yapılan ve Derbent adı verilen beldeden çıkan alternatif bir yol daha var. Fotoğrafsever arkadaşların harika kareler çekebileceği manzara ve yollar ile dolu burası (S şeklinde). Ancak aracınız ne olursa olsun kışın bu yolu kesinlikle tavsiye etmiyorum. Çok dik rampaların yanı sıra aşırı keskin virajlar var. Çıkış çok sıkıntı olmasa da iniş problemli. Bir seferinde iniş esnasında aracın balatalarından duman geldiği için aracı terk etmek zorunda kalmıştım. (Şoförlüğüm kötü olmamasına rağmen:-))) Bu arada yol tali falan değil, çok düzgün asfalt ve diğer yola istinaden çok boş ama dediğim gibi kışın ve hava karardıktan sonra bu yolu kesinlikle kullanmayın...
Ulaşım ile ilgili son ve en kritik tavsiyem, İstanbul tarafından gelen arkadaşlar geri dönüşte asla Kartepe gişelerini giriş için kullanmayın, kalabalıktan dolayı çok fazla bekleyip daralabilirsiniz. Çünkü yol iki şeride düşüp, uzun süre bu şekilde devam ediyor (Cumartesi-Pazar akşamları). Şehir içi yolu hem geniş hem de daha rahat ve mümkünse otoyola giriş için Kuruçeşme otoyol girişini kullanın.
Geçelim keşfet kısmına. Bu bölgeyi size Sapanca sapağından itibaren anlatmaya başlayıp, Green Park Otel'de son vereceğim:-) Ayrıca Maşukiye sınırlarına giren ve görülmesi gereken diğer yerleri de kısaca yazacağım. Keşfet;
Sapanca sapağını döndükten sonra Acısu isimli muhtarlığı geçene kadar görülmesi gereken yer yok. Sadece sapağı döndükten yaklaşık 1 km. sonra sağ tarafta gözünüzden kaçmayacak kadar büyük tabelalara sahip, arka arkaya sıralanmış belki 10'a yakın işletme mevcut. Baktığınızda hemen hemen hepsi dolu ve işlek mekanlar. Aslına bakarsanız Maşukiye'de ki birçok yerden de daha tercih edilir seviyede. Ancak henüz yeni geldiğiniz için yemek yeme ihtiyacınız olmayabilir diye düşünüyorum. Benim burada size tavsiye edebileceğim sadece iki yer var; ilki Sümela Köfte ve Fırını diğeri ise tatlı yemek için tercih edebileceğiniz Jumbo Künefe. Sümela'da çok lezzetli kuru fasulye ve pilav ile pide çeşitleri olduğunu bilmenizi isterim. Daha çok Karadeniz lezzetleri üzerine kurulu bir işletme. Jumbo Künefe zaten isminde de anlaşılabileceği gibi künefeci ama hem kaliteli hem de lezzetli. Bu iki yeri denedim ama diğer yerleri denemedim o yüzden tavsiye veremiyorum.
Acısu merkez ışıklarını geçtikten yaklaşık 2 dakika sonra sağ tarafta Kartepe At Çiftliği isimli harika bir işletme mevcut. (Tabelası çok belirgin değil, kaçırma ihtimaliniz var.)
Burası diğer yerleri görmeden de bütün bir gününüzü geçirebileceğiniz bir yer, tabi at binme merakınız ve hevesiniz varsa:-) Ayrıca geçerken uğrayıp 1-2 saatinizi de buraya ayırabilirsiniz. Küçük çocuklarınız veya sizler de at binip eğlenceli vakit geçirebilirsiniz. Daha önce binicilik tecrübeniz varsa gruplarla birlikte çevrede ki doğa güzelliklerine at ile gitme şansınız, ayrıca önceden organize ederseniz arkadaşlarınız ile bölgedeki kamp alanlarına at binerek gitme ve bu kamp alanlarında konaklama şansınız var. Aile işletmesi ve kaliteli insanlar. Kartepe At Çiftliği aynı zamanda Acısu-Maşukiye sınırı, buradan çıktıktan sonra artık Maşukiye sınırlarına da girmiş bulunuyorsunuz.
At Çiftliğinden çıktıktan sonra karşınıza ilk çıkacak yer Opet benzin istasyonu ve trafik ışıkları. Yolu takip ederseniz Maşukiye merkeze, sola saparsanız Sukaypark isimli işletmeye varacaksınız. Aslına bakarsanız bu yazıyı pandemi öncesi yazmış olsaydım, tavsiye ETMEYECEĞİM yerlerin başında burası gelecekti :-)) Ancak pandemi sürecinde turistlerin ayağının buradan kesilmesi nedeni ile tavsiye edeceğim yerler listesine girmeyi başardı..
Sukaypark dediğim yer esas olarak wakeboard ismi verilen sporun yapıldığı yer ancak komple bir tesis olarak düşünülmüş ve aynı zamanda restoran olarak işletiliyor. Burada ister merakınız varsa wakeboard yapabilir, isterseniz kahvaltı - yemek menülerini deneyebilirsiniz. Ortamı gerçekten güzel ve dinlendirici ama dediğim gibi turistlerin olmadığı zamanlarda :-)) Buranın devamında ise eski Seka kampının yerini alan mesire alanı mevcut. Mangalcılar için vazgeçilmez yerlerden birisi ama daha güzel yerler var...
Bu bölgeden çıkmak için tekrar Opet benzin istasyonu ışıklarına gelmemiz gerekiyor, unutmadan orada köşede mutlaka dikkatinizi çekecektir, Osmanlı Bahçesi Restoran isimli bir işletme mevcut... Ben ilk açıldığı zaman gitmiştim ve memnun kalmıştım ancak o günden bugüne epey büyüyüp, bünyesine birçok aktiviteler kattı, son halini açıkçası bilmiyorum.
Artık yavaş yavaş Maşukiye merkeze uzanalım.. Eğer Pazar günü gelmişseniz dönüşte Maşukiye merkezde kurulan köylü pazarına da uğrayabilirsiniz. Semt pazarlarından biraz pahalı ama organik ürün vs. bulma şansınız var.
Evet arkadaşlar bu kısa tavsiyeden sonra zirveye hemen tırmanmıyoruz :-)) Bu bölge ile ilgili tavsiye vereceğim son yer; Maşukiye merkezden bir yere sapmadan devam ettiğiniz takdirde yaklaşık 2,5 km sonra tabelasını göreceğiniz Cansu Tatil Köyü..
Aslında ticari macerasına Cansu Alabalık Restoran olarak başlayan bu işletme şu an tatil köyü olarak devam ediyor. Konaklama imkanının yanı sıra ağırlıklı hizmeti geç kahvaltı olan mekanda diğer yiyecek menüleri de mevcut ve zengin... İlk yıllarında hemen her haftasonu gittiğimiz işletmeye uzun yıllardır gitmiyorum açıkçası. Gitmeme nedenim ise haftasonları aşırı yoğunluk ve kalabalıktan duyduğum rahatsızlık. Sakinlik ve huzur arıyorsanız asla tavsiye etmem ama yine de bu bölgenin düzgün işletilen ve kaliteli bir kaç mekanından birisi olduğunu da söylemem gerekir. Bölgede ki en büyük problemin amatörce işletilen mekanların çokluğu olduğunu göz önüne alırsanız, burası üst seviye işletmelerden diyebiliriz. Ama dediğim gibi tek problem haftasonları çekilmez kalabalık...
İçerisinde yeme ve içme ile birlikte birçok aktiviteye katılma imkanı sunan bir yer. ATV ile bölgede keyifli bir tur, zippling, yapay gölde deniz bisikleti, at binme parkuru, voleybol vs gibi bir çok faaliyeti bünyesinde barındırıyor. (Hepsi için ayrı ayrı ücret ödemek zorundasınız. Hepsini yapmaya kalkarsanız bir süre sonra maliyet ciddi olarak artıyor.) Dediğim gibi bölgenin kaliteli işletmelerinden ve lezzet durağı olarak tercih edebilirsiniz. (İleride burası ile ilgili de ayrı bir yazı yazacağım.)
Biz tekrar Kara Fırın'a dönüp zirve tırmanışımıza başlayalım:-) Maşukiye merkezden yola çıktığımızda ilk durağımız Vadi Restoran isimli bölge.
Bu ismi tek bir yer gibi yazdım ama bu bölgede inanılmaz sayıda işletme ve aktivite mevcut. 1970'li yılların yarısında hizmet vermeye başlayan bu küçük işletme (eskiden küçüktü, şimdi 500 kapasiteli bir işletme) çok eski tarihi olan bir yer. Sadece alabalık çiftliği ve bunun yanında ki iki ahşap binanın hizmet verdiği, aynı zamanda dere üzerinde masaların olduğu harika, huzur verici bir yerdi. Hatta 2000'li yılların başında da şelaleye çıkan yol üzerinde yalandan bir iki çay bahçesi vardı, onlarda oturup çay içmek bile huzur veriyordu...
Ayakkabılarımızı çıkarır dere içinde yürür, yukarıda ki şelaleye gidebilmek için araçla dereden geçmek zorunda kalırdık... Ama ne yazık ki şu an bunları söylemek imkansız... Tamamen ticarethaneye dönüşen yerde ki işletme sayısını inanın bilmiyorum. Daha da acı olanı pandemi öncesi tamamen turistlere yönelik davranışların olduğu, hizmetin tamamen onlara yönelik olduğu bir yerdi. Şu an nasıl açıkçası bilmiyorum. Ben buralı biri olarak gitmiyorum. (Siz yine de aklınızda kalmaması, yazdıklarımı da teyit maksatlı bir girip çıkarsınız:-)) )
Tırmanmaya devam:-)) Yol üzerindeki yapımı devam eden inşaatları gördükçe eminim sizlerinde içi sızlayacak ve yapılan doğa katliamına tanık olmak istemeyeceksiniz... Bu arada Vadi Restoran'a gelmeden önce My Green Butik Otel kalmak için tercih edilecek seviyede bir yer. Bunun yanı sıra bir büyük otel ile çok sayıda pansiyonda mevcut bu bölgede.
Artık buradan sonra tam anlamı ile tırmanma başlıyor. Bu arada aklınızda olsun, her yıl (2020'de yapılmadı) Türkiye Tırmanma Yarışlarının bir ayağı bu yol üzerinde yapılıyor. Eğer denk gelirseniz veya meraklısı iseniz mayıs-haziran aylarında tarihini takip edip gelmenizi öneririm. Yukarı çıkış yolu kapatılıyor ama izlemek gerçekten keyifli :-))
Bu yol üzerinde yine şaşkınlık verecek fazlalıkta işletme ile karşılaşacaksınız ama ben yine sizlere benim gittiğim yerleri yazmaya çalışacağım. Ama daha önce de yazdığım gibi benim henüz gitmediğim ve daha güzel, kaliteli mekanlar olabileceğini aklınızda tutun.
Vadi Restoran sonrası yol üzeri tavsiye edebileceğim ilk nokta Saklı Vadi Restoran/Piknik Alanı. Girişini kaçırma ihtimaliniz yok, büyük bir tabela ile girişinde kocaman bir ejderha heykeli mevcut. Burası da zamanla büyüyen ama ilk günlerinden beri kaliteli hizmet veren bir işletme, sahipleri de zaten buralı. Kapalı alan dışında açık piknik alanı ve aktiviteler de mevcut. Kuyu kebabı orjinal ve son derece başarılı. Sadece fiyatlar standardın üzerinde ama zaten bölgede bu şekilde olmayan büyük işletme yok :-)) Tavsiye edeceğim işletmelerden biri.
Buradan sonraki durak ise Kartepe Manzara Restoran, burayı Lezzet Durakları isimli blog varken yazmıştım. Ama iki siteyi birleştirdiğim için şu an yayında değil, ilerleyen zamanlarda bu yazıyı tekrar paylaşacağım. Burası kahvaltı ağırlıklı gibi görünse de benim tavsiyem akşam yemeği için gitmeniz yönünde.
Bizim sıklıkla gittiğimiz ve kesinlikle gitmenizi tavsiye edeceğim bir sonraki işletme ise Nirvana Kafe/Restoran. Bugüne kadar olumsuz yorum duymadığım ve benimde vakit geçirmekten hoşlandığım sayılı işletmelerden biri. Büyük değil ama özellikle çevre düzenlemesi çok başarılı. İster kapalı alanda ister açık alanlarında huzur dolu vakit geçirebileceğiniz ve yemek yiyebileceğiniz bir mekan. Menüleri çok zengin değil ama lezzetli, para göz olmayan bir işletme.
Ana yol üzerindeki bir sonraki durağımız Sisli Vadi ismi verilen nokta. Burası yazın pek tercih edilmese de kışın sahip olduğu basit kayak pisti nedeni ile çok ama çok tercih edilen bir yer.
Green Park Otel'e verecek kadar bütçemiz yok diyenler için ve özellikle çocuklar için keyifli vakit geçirilebilecek bir yer. Bu arada bu yazdığım kesinlikle hafta içi için geçerli. Haftasonu kesinlikle tavsiye etmiyorum. Aşırı kalabalık ne yazık ki... Kayak derken bildiğiniz kayak takımları ile yapılmıyor, kızak ve şamrel ile kayak yapma imkanı mevcut. En son hatırladığım kayak sporu için pist çalışması vardı. Tahminim 2021 kışına hazır olur... Burası her ne kadar çok kalabalık olsa da bölgede vakit geçirebileceğiniz, atmosferi farklı ve güzel işletmelerden biri. Restoran kısmı çok üst seviyede değil ama diğer aktiviteler için başarılı bir yer. (Hafta sonları otopark ücreti alınıyor bilginize.)
Unutmadan yol üzerinde yine şamrel ve kızak ile kayma imkanına sahip daha küçük işletmeler ve pistler mevcut.
Bir sonraki durağımız ise doğa yürüyüşü yapmaya meraklı, çadır kampı sevenlerin yakından bildiği Kuzuyayla Tabiat Parkı:-)) 2011 yılında tabiat parkı olarak ilan edilen bu bölge ile detaylı bilgilere kuzuyayla.tabiat.gov.tr adresinden ulaşabilirsiniz. Çok düşük bir giriş ücreti olup, içeride her türlü ihtiyacınızı karşılayabileceğiniz tesisler mevcut. Yolları asfalt ama derin çukurlar var, dikkatli olun, en önemlisi ise yazın dahi gidecek olsanız sıkı giyinin. Çünkü çok ciddi bir sıcaklık düşüşü var. Tavsiye edeceğim yerlerin başında geliyor.
Artık zirveye son adımdayız:-)) Son adım The Green Park Kartepe...Bölgenin en büyük ve en kaliteli otel/kayak merkezi. 17 pist, 3 telesiyej ve 2 adet teleski bulunan merkezde aynı zamanda kayak malzemeleri kiralama imkanı da mevcut. Aklınıza gelebilecek her türlü doğa sporu/aktivitesi ile kış sporlarının yapıldığı bu bölgede bence en keyifli aktivite telesiyej ile zirveye bir adım daha yaklaşmak. İlk başta biraz ürkütücü görünse de alışıyorsunuz ve keyfini çıkarmaya başlıyorsunuz. Tabi burada da hemen her yerde olduğu gibi girişten tutunda yapacağınız her aktivite, atacağınız her adım ücretli. Tabi lüks bir otel olması nedeni ile fiyatlar ona göre:-) Son olarak Maşukiye'ye kadar gelmişken buraya çıkmamazlık yapmayın, ziyaret etmenizi tavsiye ettiğim yerlerinde başında geliyor.
Artık sonlara geliyoruz... Yanlış hatırlamıyorsam 1985-1990 yılları arasında henüz buralarda doğru düzgün yol yokken, haliyle de hiçbir işletme yokken, o eski model arabalar ile iki aile Kartepe zirveye çıktık. Bilenler vardır eskiden buraya Keltepe denirdi ve zirve noktası, İzmit'in hemen her noktasından görülen Vericinin olduğu yerdi. Tabi yaz mevsimiydi, kışın oraya ve orada çalışanlara helikopter ile ulaşılıyordu. Ancak o günden tekrar gitmek için hiç teşebbüste bulunmadım. Eğer yanlış bilmiyorsam Green Park Otel'e gelmeden yol ayrımı var ama yolun ne durumda olduğunu açıkçası bilmiyorum. Uygun nitelikte aracınız varsa deneyebilir, tecrübelerinizi de benimle paylaşabilirsiniz:-)) Ya da ben müsait olunca denerim merak eden olursa:-))
Evet arkadaşlar benim sizlerle keşfet bölümünde paylaşacağım kısımlar bu kadar. Son olarak her zaman dediğim gibi çok fazla yer ve çok fazla işletme var. Hepsini ziyaret etmem açıkçası mümkün değil ama özellikle tavsiye ettiğim yerler sizi üzmeyecek, buradan huzurlu ve mutlu ayrılmanıza katkı sağlayacaktır diye düşünüp, ümit ediyorum:-)) Eğer varsa ilave yer tavsiyeleriniz, yorumlarda paylaşırsanız memnun olurum...
Tavsiyeler;
Gelelim tavsiyeler kısmına, yazı yeterince uzun oldu ve sizi epey yordum:-)) O yüzden burayı kısa cümleler ile geçmek ve yazıyı sonlandırmak istiyorum...
Fotoğraf makineniz için yedek pil almayı ve hafıza kartınızı gelmeden önce boşaltmayı unutmayın... Harika manzaralar sizi bekliyor:-))
Yaz, kış fark etmez, yanınıza mutlaka kalın giyecek alın, ciddi bir sıcaklık düşüşü yaşanıyor. Ayrıca aracınızın deposu kritik seviyede olmasın, benzin istasyonu dağ yolu üzerinde yok...
Kışın şambrel ile kaymanın verdiği zevk ve huzuru mutlaka yaşayın... Arzu ederseniz büyük otelin imkanlarından tabi ki yararlanın ama şambrel ile kayın mutlaka:-))
Her küçük ve salaş işletme iyidir demeyin, tabi büyük ve lüks görünenler için de aynı şey geçerli... Hemen her yerde ağırlıklı sucuk ekmek ve et ürünleri olduğu için tavsiye edilen yerleri tercih edin... Sağlık önemli, hele ki gezi için geldiğiniz bir bölgede mide sağlığı çok daha önemli...
Gruplar ile bu bölgeye tur gezileri pek revaçta ama benim tavsiyem kendi seçeceğiniz yerlere süre sıkıntısı olmadan gezi planlamanız ve mümkünse ailecek anlaştığınız, beraber vakit geçirmekten hoşlandığınız insanlar ile gelmeniz...
Umarım sizleri çok sıkmadan ve sizlere faydası olan bir yazı olmuştur:-)) Sağlıcakla kalın...
Yorumlar